Yıkılmadım ayaktayım

Güncelleme Tarihi:

Yıkılmadım ayaktayım
Oluşturulma Tarihi: Eylül 06, 1998 00:00

Haberin Devamı

Farklı tekniği ve değişik yorumuyla dikkat çeken Muzaffer Özdemir, geçirdiği ağır trafik kazası nedeniyle çok uzun süren ameliyatlar ve tedavi sürecinden sonra hayatında yepyeni bir sayfa açıyor. ‘‘Düşlerimize Sığmayanlar’’ başlıklı albümü piyasaya süren Muzaffer Özdemir'in türkü dünyasıyla ilgili farklı iddiaları var.

Zoru başarmıştı Muzaffer Özdemir... Talihsiz kaza onu tam da o kadar çok şey yapmak istediği bir dönemde yakalamıştı. Hayati önemi atlattıktan sonra çok uzun süren bir tedavi süreci başlamıştı. Sazını onun kadar seven biri için bu çok zor bir dönemdi. Ameliyatlar ve uzun süre yatağa bağlı olması çalışmalarını engellemişti Özdemir’in. Oysa farklı stili ve bağlamada ulaşmak istediği farklı sesleri keşfetmeye bu kadar tutkun olan Muzaffer Özdemir, bütün bunlara rağmen sazıyla olan bağını daha da güçlendirerek yeniden dinleyicisiyle buluşacağı günü iyi biliyordu.

Bağlamayla birlikte 12 ayrı enstrümanı çalabilen Özdemir, bağlamada geliştirdiği üslupla değişik kültürlerden insanlara da bağlamayı sevdirmeyi bilen bir virtüöz. Kişiliğini müziğine de yansıttığını söyleyen Özdemir, müzik çevresinde eleştirdiklerini de dürüstçe söyleme cesaretine sahip.

Türküye ve bağlamaya artan ilgiyi ‘‘suni bir şahlanış’’ olarak nitelendiren Özdemir, ‘‘Kentte türkü dinlenmiyor. Herkes çok büyük bir köye taşındı ve İstanbul'a gelirken beraberlerinde o ilkel söyleme biçimlerini de alıp getirdiler. Aslında ne enstrüman çalabiliyorlar ne de türkünün ne olduğunu biliyorlar’’ diyor. Türkü dünyasındaki hareketlerin sağlıksız olduğunu da sözlerine ekleyen Özdemir, ‘‘Adeta ‘türkü bar’ enflasyonu yaşıyoruz. Eline sazı alıp 10, 15 tane de türkü ezberleyen soluğu barda alıyor’’ diyor. Özgün türkü formatının çok yozlaştığını söyleyen Muzaffer Özdemir, ‘‘İbrahim Tatlıses onların yaptığının yanında düzgün kalıyor’’ diye devam ediyor.

Altyapısı yok

Müzik dünyasındaki bu ‘‘yeni türkü akımı’’nın kendisini rahatsız etmediğini de söyleyen Özdemir, ‘‘Bağlama değil rakı yaygınlaştı’’ derken şöyle devam ediyor... ‘‘Bu gelişimden endişe duymuyorum, çünkü o çok özel olan şeye kimse dokunamıyor. Onlar kendi içlerinde güçleniyorlar. Aşık Veysel, Aşık Mahsuni Şerif kimse ulaşamıyor, dokunamıyor, çünkü bunun için bir altyapıya bir genel kültüre ihtiyaç var...’’ Şelpe tekniği konusunda iddialı olan Özdemir bu konuda da meslektaşlarını eleştiriyor. Beste ile derleme arasındaki farkın anlaşılması gerektiğini söyleyen Özdemir, son albümünde meslektaşlarının ‘‘benim’’ dedikleri eserleri izinsiz kullandığını itiraf ediyor. ‘‘Ancak izin almam gerekmiyordu, çünkü altına isimlerini yazdıkları besteler aslında derleme. Bunu onlar da biliyor... Bu yüzden de hiç itiraz eden olmadı’’. Kendini enstrümantalist olarak nitelendiren Özdemir, şubat ayında da kendisinin icat ettiği yepyeni bir enstrümanı müzikseverlere sergileyecek.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!