Yasemin'ce...

Güncelleme Tarihi:

Yasemince...
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 1997 00:00

Yasemin BORAN
Haberin Devamı

DÜŞ GÖRENLER GEZEGENİ

Düş görür müsünüz? Kiminiz ‘‘Çoook’’ derken, kiminiz de ‘‘Hiç görmem’’ diyecek. Bazıları ise birşeyler görüyorum ama, ne olduğunu hatırlamıyorum, deyip geçecek.

Düş, denildiği zaman, ilk akla gelen, uyku esnasında görülen düşler. Peki, uyanık olduğunuz, gülüp eğlendiğiniz, çalıştığınız ya da üzüldüğünüz sırada birşeyler düşlemez misiniz?

Tabii ki, düşlersiniz fakat, genellikle kendinizi içinde bulunduğunuz duruma öylesine kaptırırsınız ki, farkına bile olmazsınız. Olsanız bile, sonra hatırlamazsınız.

Üstelik bu düşler, beklentilerin, isteklerin dışında bambaşka görüntü ve düşüncelerdir. Kimisi unuttuğumuz istekler olabilir, belki de henüz bilincine varmadığımız bilgilerin sentezidir.

Fakat, ne olursa olsun bunlar düpedüz, uykuda gördüğümüz düşler gibidir. Ve, uyku esnasında olduğu gibi hızla geçip gider. Ancak, farkında olanlar ve bundan keyif alanlar, düşlerini uzun tutabilir. Uyanıp uyanıp aynı düşün devamını görenler gibi. Ve, hiç düş görmediğini söyleyenlerin düş gördükleri halde hatırlamamaları gibi, gündüz düşleri de çoğu insan tarafından hatırlanmaz.

Şimdi diyeceksiniz ki, düşleri anladık da bu gündüz düşleri de neyin nesi? Nereden çıkartıyorsun bunları? Beygir gibi hem koşup hem uyuyor muyuz, yani? Bunların hepsi düpedüz gerçek ve biz gerçekleri yaşıyoruz. Tamam, arada sırada hayal kuruyoruz, belki. Fakat, uyumuyoruz. Bunlara senin dediğin gibi düpedüz ‘‘Düş’’ denilemez.

Kimbilir belki de siz haklısınız. Ve, bütün bunlar belki de benim aklımın bir oyunudur. Fakat, ister oyun olsun, ister düpedüz gerçek. Ben sadece ve sadece kendi deneyimlerimi ve çevremdeki insanların tecrübelerini birleştirip ortaya bir sonuç çıkartıyorum. Ve, diyorum ki, hepimiz yaşarken düş görüyoruz. Üstelik bununla kalmıyor, gördüğümüz düşleri tekrar yaşıyoruz. Hem de bu düşler, uykuda gördüklerimiz olmayıp düpedüz şuurluyken yaşanan düşler...

Küçücük bir çocukken sık sık gördüğüm düşleri hatırlarım. Bunlar benim gündüz düşlerimdi. Annem, babam, ablam, ilişkilerim, oynadığım hayvanlar, dolaştığım yerler, çocuklar, insanlar ve daha neler neler, aklınıza gelebilen herşey düşlerimde yer alırdı...

Oynarken, gezerken, çalışırken birdenbire düş kurmaya başlardım. Hem oynayıp hem de nasıl düş gördüğümü bilemiyorum. Bazen, elime defter ve kalemi alıp yazmaya başladığım zamanlarda ortaya çıkardı. Böyle zamanlarda kendimi bir odada masanın başına geçmiş yazarken görürdüm ve müthiş keyif aldığımı hissederdim. Vee, daha ilk okul sıralarında başlayan bu düşümle ileriki yıllarda karşılaştığım zaman önce farkına varmamıştım. Fakat, sonra bir gün, aniden büyük bir heyecanla hatırladım. Ve bu hatırlamayla birlikte diğer düşlerimle karşılaştığımı da hatırladım. Öylesine heyecanlanmıştım ki, çevremde kim var kim yok, tanıdık tanımadık herkesle konuşmaya başladım ve onlar da kendi hatırladıkları düşleri anlatmaya başladılar. Hem de böylesine çeşitlilik gösteren iş, anlayış ve düşünceye sahip birbirinden farklı insanların bu konuda birleşmeleri beni daha çok heyecanlandırdı. Ve ortaya şöyle bir sonuç çıktı:

İnsanlar, düşledikleriyle karşılaşıyorlar. Düşledikleri hayatı bilmeden yaşıyorlar. Yani dünyamız, düş görenler gezegeni, diyorum, Yasemin'ce...

Merkür yay burcuna giriyor

Bugünden itibaren Merkür Yay Burcuna giriyor. Böylece hızlı bir seyahat döneminin başladığı söylenebilir. Tabii bu seyahatler sadece şehirler arası ya da ülkeler arası olmayıp kendi içinize de yolculuk yapabileceğiniz anlamına geliyor.

Böylece hem felsefi alanda yoğun bir hareketlilik gözlemlenecek hem de seyahatler açısından yepyeni atılımlar ortaya çıkacak.

İyi niyet ve açık sözlü yaklaşımlara kolaylık getiren gökyüzünün bu konumu, grup çalışmaları açısından son derece olumlu. Yapılacak ekip çalışmalarının performansı yüksek olacağı gibi aynı zamanda uyumlu olunacağını da söylemek mümkün.

Tabii aynı zamanda Pulon'un Yay Burcunda ve ilk derecelerde bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Bu demektir ki, Merkür-Pluton ilişkisi sonucunda Merkür'ün açığa çıkışı sürpriz değişikliklerin olabileceğini gösteriyor.

Hem alınacak kararlar, hem ilişkiler, hem de felsefi yayınlar açısından köklü ve beklenmedik durumların açığa çıkacağını söylemek mümkün.

Bilinen felsefelerin dışına çıkılabilir, son derece zengin ve çeşitli fikirler ortaya atılabilir ve bütün bunlar toplumsal açıdan anlayışın değişmesine neden olabilir.

Sosyal, kültürel ve eğitim alanında meydana gelecek olan bu köklü değişiklikler, bireysel açıdan olumlu beklentiler içine girilerek olumlu yönde değişmelerin meydana gelmesi sağlanabilir. İyi niyet, hoşgörü ve sevgiyle oluşturulan beklentilerin yükselmesiyle birlikte şimdiye kadar oluşturulmuş olan kemikleşmiş kalıpların parçalanması mümkün. Gökyüzünün bu konumundan başta Yaylar ve İkizler tipleri olmak üzere, Koç, Aslan, Terazi, Kova, Başak ve Balıklar sahip oldukları şuur, anlayış ve beklentiler doğrultusunda güçlü bir biçimde etkilenecekler.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!