Yaptığım işe aşığım

Güncelleme Tarihi:

Yaptığım işe aşığım
Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2014 01:23

Ayça Varlıer, Kanal D’nin yeni dizisi “Zeytin Tepesi”nde geçimini zengin erkeklerden sağlayan Yıldız adlı sıra dışı bir karakteri canlandırıyor. Oyuncu, senaryoyu okur okumaz role vurulduğunu söyledi.

Haberin Devamı

* “Zeytin Tepesi” projesini nasıl kabul ettiniz? Sizi etkileyen ne oldu?

- FM Yapım’dan geldi teklif. Ama bu çok sıra dışı bir teklifti. Bana belli bir rol teklifiyle gelmediler. Senaryoyu yolladılar ve dizideki üç kız kardeşe ait karakterleri okuyup hangi karakteri beğendiğimi sordular. Yönetmenimiz rolleri okuyup benim seçmemi istemiş. Ben de Yıldız karakterini çok sevdim ve onu seçtim. Sonradan öğrendim ki, yapımcımız Faruk Bayhan, ekibi, cast direktörü, yönetmenimiz de benim için Yıldız karakterini düşünmüş. Çok uzun zamandır bir rolden bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum.

* Peki sizi bu kadar etkileyen karaktenden biraz bahseder misiniz?

- Benim bugüne kadar oynadığım rollerin çok dışında. Çok renkli, çok eğlenceli bir karakter Yıldız. Yelpazesi çok geniş, çok katmanlı bir kişilik. Sağı solu çok belli değilmiş gibi görünse de özünde çok iyi bir kadın. Fikirlerini açıkça söyleyebilen, cesur ve kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış. Aile özlemiyle yaşamış hep fakat diğer yandan tek başına olmayı tercih etmiş. Zengin erkeklerle birlikte olup onlardan geçinmiş ve bundan gocunmamış. Kendini bir nevi “halkla ilişkiler uzmanı” olarak nitelendiren, ama asla kendinden utanmayan bir karakter. Kasaba hayatını sırf ailesiyle birlikte olmak adına özleyen ama kasabadaki insanlara sevgi beslemeyen, güvenmeyen biri. O, hayata çok aşık, kendisiyle çok barışık gerçekten güçlü bir karakter.

TEKLİF GELİNCE ÖNCE BİR “EYVAH” DEDİM

* Setiniz Ayvalık’ta. Projeyi kabul ederken bu sizi biraz düşündürmedi mi?


- Önce bir eyvah dedim, çünkü uzun süredir devam eden ve yoğun turne takvimi olan bir tiyatro oyununda oynuyorum: “Leyla’nın Evi...” Bunun dışında konserlerim var, inanılmaz bir iş ve seyahat trafiği arasında Ayvalık’ta dizi çekmek o yüzden zor olacaktı. Fakat rolüm ve proje her şeyin önüne geçti, tüm yoğunluğuma rağmen tereddüt etmeden “evet” dedim. Tabii ki burada beni her konuda destekleyen yapımcımız ve benim yoğun iş takvimime uygun program hazırlamak için çok çalışan şahane reji ekibimizin de etkisi büyük. Onlar sayesinde konserlerime ve tiyatroya da yeterli zamanı ayırabiliyorum. Yaptığım işe ve rolüme aşığım. Üstelik Ayvalık bir cennet. Doğası, havası, tarihi değerleri, yemekleri inanılmaz. Bence ayrı bir uğuru var buranın.

* Ayvalık’ta boş zamanlarınızda vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Cunda’da kalıyoruz. Burada 10 kilometrelik şahane bir yürüyüş parkuru var. Boş vakitlerimizde burada yürüyüş yapmaya bayılıyoruz. Ayrıca hep birlikte sohbet edip film izliyoruz. Gerçekten çok değerli oyuncularla birlikteyiz. Herkes kendiyle çok barışık ve birlikte Ayvalık’ın tadını çıkarmak bizim lüksümüz.

* Dizi dışındaki projelerinizden de söz eder misiniz?

- “Leyla’nın Evi” mayısta beşinci sezonuna girecek, bugüne kadar 450 küsur oyun oynadık. Onun dışında konserlerim oluyor. 70’ler, 80’ler, 90’ların popüler Türkçe ve İngilizce parçalarından oluşan “Retro Party” konseptli konserler veriyorum. Dizi dışında bunlar zamanımı bunlar dolduruyor zaten. Nisanda “Leyla’nın Evi” ile Avrupa turnesine çıkacağız. Bu oyunla Türkiye’nin de her köşesine gitmek istiyoruz. Oyun bir fenomen oldu. 4,5 yıldır kapalı gişe oynayan bir oyunla tiyatro izleyicisine ulaşmak büyük bir onur.

Haberin Devamı

Zamanla sadık bir izleyici kitlem olacak

Haberin Devamı

* Sizin için televizyon, sinema, tiyatro oyunculuğu arasında daha çok hangisi ağır basıyor?

- Hiçbiri diğerinden ağır basmıyor benim için. Ben oyuncuyum, oyunculuk yapabileceğim her platformda mutluyum. Hepsinin yeri ayrı. Her üçü de beni çok besliyor. İçinde yer aldığım projeyi çok sevmem, rolüme aşık olmam benim için en önemli kriter.

* Yeni albümünüz “Elif”e ilgi nasıl, beklentinizi karşıladı mı?

- Alternatif ve özgün bir çalışma “Elif”. Çok içime sindirerek yaptım bu albümü ve dinleyici de sindire sindire dinliyor. Zamanla benim için sadık bir dinleyici kitlesi oluşturacak bu albüm.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!