Yalnız ve güzel ülkenin gururu maNga

Güncelleme Tarihi:

Yalnız ve güzel ülkenin gururu maNga
Oluşturulma Tarihi: Kasım 10, 2009 00:00

MTV Avrupa Müzik Ödülleri’nde Avrupa’nın En İyi Sanatçısı ödülünü kazanan maNga elemanlarından Ferman Akgül ve Cem Bahtiyar ile Berlin’de konuştuk... Ferman neden ödül konuşmasında Nuri Bilge Ceylan’a gönderme yaptı? Avrupalılar neden Türkiye’de rock müzik yapılmasına hayret ediyor? Ve daha birçok sorunun yanıtı ‘az sonra’ bu röportajda...

İŞTE MANGA'NIN ÖDÜL ALDIĞI AN / WEB TV 

MANGA ÖDÜLÜNÜ BÖYLE ALDI       

BEYONCE GECEYE DAMGASINI VURDU       

ÖDÜL GECESİNDEN FOTOĞRAFLAR      

Haberin Devamı

Ödülü alırken “Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film Festivali’nde söylediği gibi bu ödülü güzel ve yalnız ülkemiz adına alıyoruz” dediniz. Neden Ceylan’a gönderme yapma ihtiyacı duydunuz?    
   
- Ferman Akgül: Türkiye’nin Avrupa’daki durumunu özetleyen çok doğru bir söz olduğu için kullandım. Avrupa’ya geldiğimizde canımız sıkılıyor, bize hâlâ ön yargıyla yaklaşıyorlar. Türkiye’deki yaşantıdan hâlâ haberdar değiller. 

- Cem Bahtiyar: Hâlâ bizi deveye biniyor zannediyorlar. 

- F. Akgül: “Neredensiniz?” diye sorduklarında “Türkiye” deyince suratlarda oluşan ekşimeyi görmek canımızı sıkıyor ve bu gerçekten çok oluyor. Avrupa’nın birçok yerinden hep aynı yüz ifadesiyle karşılaşıyoruz. Bize yokmuşuz gibi davranıyorlar. Ceylan’ın açıklaması kafamdaki her şeyi özetliyordu, ona benzer bir şeyler söylemek yerine, derdini en iyi şekilde anlatan orijinal sözlere sığındım.

* Biraz da ödülden konuşalım... Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

- C. Bahtiyar: Bir Türk müzisyenin Avrupa’da alabileceği en büyük ödüllerden birisini kazanmak, tabii ki bizi çok mutlu etti. Gururluyuz, sevinçliyiz ve hâlâ bir şaşkınlık var üzerimizde.

* Hayranlarınızdan gelen tepkiler nasıl?

- C. Bahtiyar: Bizim kadar herkes mutlu ve sevinmiş. İnternet sitesi çökmüş zaten. Onlardan hep güç aldık ve alacağız.

* “Yurtdışına açılacağız” sözü genelde Türkiye’de gerçekleşmeyen büyük bir klişedir. Ancak siz açılma adına bir adım attınız. Var mı İngilizce single gibi planlar?

- F. Akgül: Evet, öyle bir hayalimiz var ama zor olduğunu da biliyoruz. Çok klişe olacak ama bizi çok iyi tanımıyorlar, Türkiye’de rock müziğinin yapıldığından bile haberdar değiller.

- C. Bahtiyar: Biz ödül kazanınca “Aaa Türkiye’de rock müzik var mı?” diye şaşırdılar...

* Ciddi böyle mi soruyorlar?

- F. Akgül: Evet, bana direk bu soruyu yönelttiklerine göre (gülüyor)... Hatta bizden rock ve hip-hop müzik beklemiyorlar. Gerçi Tarkan ve Sezen Aksu’yu biliyorlar. Sonuçta bu isimler Arap müziği yapmıyor. Onlar pop yapıyorsa, rock müzikte çıkabilir bu ülkeden. Niye bu kadar şaşırdıklarını anlamıyorum.

AVRUPA’YA AÇILMAK YA DA AÇILAMAMAK

* Bu arada konu bölündü. İngilizce single yapmanın zorluklarından bahsediyordunuz...


- F. Akgül: Melodiyi bir şekilde yakalasak bile bu sefer dilde bir sorun çıkıyor. Dil faktörü derken İngilizce bilememek değil derdimiz. Barlarda yıllarca cover söyledik. Bir sene çalışmayla İngilizce bir şarkıyı onlar gibi, hiç ayırt edemeyeceğiniz şekilde söylerim ama Türkçe bir parçayı İngilizce söylerken gırtlağınızı kaybediyorsun. Benim Türkçe ile yaptığım nağmeleri İngilizce yapmam mümkün değil. Yıllarca söylediğimiz Türkçe’yi İngilizce’ye adapte etmeye çalışırken bize has olan duyguları, söyleme şekillerini kaybediyoruz. Ve ortaya bize ait olmayan bir şey çıkıyor.

- C. Bahtiyar: Buna da Türkçe İngilizcesi deniyor (gülüyor)... Türkçe düşünülüp İngilizce yazılan şarkılar gerçekten fiyasko.

- F. Akgül: Evet, İngilizce düşünüp yazmak ve uzunca bir süre oralarda yaşayıp, o kültürü koklamak gerekiyor.

* Ama Afrika’dan Latin Amerika ülkelerinden adı sanı duyulmamış isimler bir şekilde şöhreti yakalıyor.

- F. Akgül: Evet, var. Ama onlar da bir şekilde o kültürü yaşamış. Ya bir sömürge ülkesinden geliyorlar ya da Danimarka ya da Finlandiya gibi birkaç dilin konuşulduğu, İngiliz kültürünün yakından tatmış ülkelerden çıkıyorlar. Bu arada yanlış anlaşılmasın, ben bu işin zorluklarından bahsettim, bahaneler üretmiyorum. Biz bir şekilde bu işi yapacağız. Yaparsak da en güzelini yapacağız.

C. Bahtiyar: Ferman’ın dediği gibi kendi müziğimizi İngilizce’ye adapte etmeye başladığınız zaman bazı şeylerin ruhu kayboluyor. Sözler kırpıla kırpıla öyle bir şey ortaya çıkıyor ki, bu sefer tereciye tere satmaya çalışıyor gibi oluyorsunuz. Bir şekilde bunun formülünü bulmak lazım. Galiba yapılacak en iyi şey, yurtdışında belli bir süre yaşamak.

F. Akgül: Onlar bugüne kadar bize çok şey dinletip, öğrettiler. Eminim bizim de onlara dinleteceğimiz hatta öğreteceğimiz bir şeyler vardır.

* Yine aynı müziği mi yaparsınız?

C. Bahtiyar: Evet, tarz aynı olur, çok fazla bir şey değiştirmeyiz. Tabii yaptığımız iş onlara oryantalist gelecek. Zaten artık onlar da epeydir bizim ve doğu ezgilerini kullanmaya başladılar.

* Bence en büyük hata: Avrupa’nın beklentisine cevap verip ‘oryantalist’ takılma kolaycılığına düşmek.

C. Bahtiyar: Evet, onların doğudan genelde ‘oryantalist’ işleri talep etmeleri diye bir gerçek var. Bence de asıl önemli olan sizin kendinizden ödün vermemeniz. Duruşunuz ve duygularınız neyse onu yansıtmalısınız. Avrupa’ya açılacağız diye de maNga’nın misyonunu kaybedecek değiliz ama onların normlarına da uygun bir şeyler yapmak lazım.

MTV TÜRKİYE’NİN AÇILMASI  BÜYÜK ŞANS

* “Bir Kadın Çizeceksin” şarkısını bestelerken hiç bir gün buralarda olacağınızı düşünüyor muydunuz?


C. Bahtiyar: Biz Türkiye’de bile bu kadar hızlı çıkış yapacağımızı düşünmüyorduk. Ama maNga’nın eninde sonunda bir yerlere geleceğine inanıyorduk. İlk albümle beraber öyle hızlı bir çıkış yakaladık ki, biz bile anlayamadık. Ama gerçekten çok çalıştık ve şimdi Berlin’deyiz.

* MTV Türkiye açılırken Esra Oflaz Güvenkaya (MTV Türkiye’nin Yönetim Kurulu Başkanı) “Biz sadece büyük bir müzik kanalı açmıyoruz. MTV Türkiye aynı zamanda sanatçılarımızın Avrupa’ya açılan kapısı olacak” demişti. Bunun en güzel örneğini şu anda siz yaşıyorsunuz galiba.

F. Akgül: Evet, aynen öyle. Berlin’e gelmemize ve Avrupa’nın En İyi Sanatçısı ödülünü kazanmamızda MTV Türkiye’nin öncülüğü ve katkısı büyük.

C. Bahtiyar: Sonuçta 1981’den beri yayında olan dünyanın ilk müzik kanalı MTV’den bahsediyoruz. Dünyada 48 ülkede, yerel olarak da 28 ülkede yayın
yapıyor.  MTV’nin Türkiye’nin açılması müzik endüstrimize katkıları gerçekten büyük. Çünkü MTV neredeyse tek başına dünya müzik endüstrisine yön veriyor. Bugün de görüyoruz ki, MTV Türkiye sayesinde buralara geldik. Açıkçası önemli bir kanal biz sanatçılar için.

Haberin Devamı

Eurovision için adımız geçiyor ancak henüz bir teklif yok 

Haberin Devamı

* Ekşisözlük’te sizinle ilgili ilginç bir yorum yapılmış: “Belli bir kesime ayar veren ama ayar verdiği insanlar tarafından dinlenen grup.”

C. Bahtiyar: Bu protest söylemleri olan her sanatçı için geçerli aslında. U2 tüm dünyayı eleştirir ama herkes tarafından dinlenir.

- F. Akgül: Harun Tekin’in bir lafı vardı. Tam aklıma gelmiyor ama “Sisteme alet olmadan o sistemi kullanabilirsiniz” diyordu. Tamamen sistemin dışında kalamayız. ‘Kalıyoruz’ derseniz klip bile çekmemeniz lazım. Ama sistemin araçlarını kullanarak ona savaş açabilirsiniz.

C. Bahtiyar: Bu arada eleştirdiğimiz insanların gelip bizi izlemesi daha güzel. Zaten bir sanatçının “Ben sizi eleştiriyorum, konserime gelmeyin” demek gibi bir tavrı olamaz.

F. Akgül: Ayrıca o insanın seni dinleye dinleye kafasındaki yanlışlardan kurtulma ihtimali de var.

* Bu arada Eurovision için de isminiz geçiyor.

- F. Akgül: Her sene ismimiz geçiyor ama bize henüz gelen bir teklif yok (gülüyor)   

* Teklif gelirse değerlendirir misiniz?

- F. Akgül: Olumsuz bakmıyoruz. Hatta Avrupa için düşündüğümüz İngilizce-Türkçe parçayı öne almamıza da yardımcı olabilir.

C. Bahtiyar: Kesinlikle negatif bakmıyoruz ama “Gideceğiz, gitmeliyiz” tarzı da konuşmuyoruz. Teklif gelsin oturur değerlendiririz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!