VURSAYDI BİR DAHA EKRANA ÇIKAMAZDIM

Güncelleme Tarihi:

VURSAYDI BİR DAHA EKRANA ÇIKAMAZDIM
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2013 13:08

Burcu Esmersoy’un gizli saklısı yok. Varsa da, ziyanı yok. Bir gün çocukluğundan başlayıp yaşadığı her şeyi anlatacağını söylüyor. Sonra da çiftliğine kaçacak! Esmersoy, gelecek planlarını Trieste’de poz verdiği Elle dergisine anlattı.

Haberin Devamı

* İstanbul’u ne kadar iyi biliyorsunuz?
- Avucumun içi gibi bilirim.

* Bu iddialı oldu.
- Öyle. Bir taksici kadar iyi bilirim! Otomobil kullanmaya başladığımdan, yani 18 yaşımdan beri İstanbul’un her yerini gezdim. Her yere kendim giderim. Hiç şoför kullanmam. Bağımsız olmak isterim. Çok dakiğim. Beni alacak kişi benim kadar dakik olmayabilir. Bir de çok iyi araba kullanıyorum. O yüzden başkasının kullandığı araçta oturamıyorum.

* Bu trafikte sabırlı bir sürücü müsünüz?
- Nihayet olabildim. Yaşla birlikte insan ılımlı olmayı öğreniyor.

* Hangi yaştan bahsediyoruz?
- 30. Benim için 30, kırılma noktası oldu.

* Özellikle İstanbul’da yaşayanlar “Bu şehirden gitsem, güneyde bir yerde ya da bir çiftlikte yaşasam” gibi hayaller kurar. Sizin de öyle hayalleriniz var mı?
- Bunu hep istiyorum. Yani son zamanlarda daha çok istiyorum. Ama gideceğim yer hep değişiyor. Nedense İzmir veya civarları çok cazip geliyor. Çiftlikte yaşamak istiyorum.

* Bunu ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?
- 45’ten sonra... 50 yaşımda çiftliğe geçmiş olurum.

ÇOCUĞU ŞEHİRDE OKUTMAK LAZIM
* Bunu hepimiz hayal ederiz ama...
- Ben kesinlikle hayata geçireceğim. Zaten 42 yaşımda emekli oluyorum; resmi olarak yani. Gerçekten emekli olunca çiftliğe geçebilirim. Ama önce çocuğu en azından lise sona kadar şehirde okutmak lazım.

* Hangi çocuğu?
- Yani çocuğum olursa, önce eğitimini en azından lise sona kadar şehirde tamamlamasını beklemek lazım. Sonra artık üniversiteye başlar, bir de yurtdışına yollarsam, gönül rahatlığıyla İstanbul’dan gidebilirim.

* Siz epey plan program yapmışsınız...
- Planımı yaptım. Genelde pek yapmam aslında. İstediğim şeyi bir defa söylemem yeterli, bugüne kadar istediklerim hep gerçekleşti. Bir defa söylüyorum, olaylar ve hayat beni zaten ona götürüyor.

* Bu arada 42 yaş, emekli olmak için erken değil mi?
- O resmi emeklilik yaşım. Ben kendimi 50 yaşımda emekli etmeyi düşünüyorum. Buralardan gitmem için iyi bahane olacak: Şehir bence insanı yaşlandırıyor. Genç kalabilmek için şehirden gideceğim!

EVLİLİĞİ ERTELEMEK ZORUNDA KALDIK
* Bugünlerde hangi ruh hallerindesiniz? Ekimde evleneceğinizi duyduk.
- Evliliği ertelemek zorunda kaldık. Şöyle oldu: Son röportajımda bana evlilik tarihimi sordular. Ben de kendi aramızda ekim diye konuştuğumuzu söyledim. Bunu okuyan en yakın arkadaşlarım buna gönül koydu. Zaten düğün için istediğimiz yer müsait değildi. Ekim hayalimizdeki zamandı ama evlilik bahara kaldı.

* Güzel ilişkisi olan, hayatından memnun bir kadın evliliği en çok niye ister?
- Çocuk için...

* Nasıl bir anne olacağınızı düşünüyor musunuz?
- Bunu yıllardır düşünüyorum. Ve henüz anne olmamış olmamın sebebi, bunun çok fazla hesap kitabını yapmam. Nasıl anne olurum? Nasıl bir çocuğum olur? Mesela kızım, dünyanın en şımarık kızı olur. Ne istese yaparım, hiç hayır diyemem. Arkadaşlarımın çocuklarına bile diyemiyorum. Çocuğum küçükken ona hayır diyemem. Büyüyünce durum değişir tabii. Aşırı korumacı bir anne olacağım sanırım. Erkek çocuğumsa çok haylaz olur. Büyünce çok canlar yakar. Bir de onunla uğraşacağım, biliyorum. Çocuklarıyla kafayı yemiş bir anne olacağım.

İLK EVLİLİĞİMDE HATA YAPTIĞIMI DÜŞÜNMÜYORUM
* Düğünü ekimde sandığımız için, telaş var mı diye soracaktım aslında...
- Bu ikinci evliliğim. İlkinde de hiçbir şeyi abartmamış, telaş etmemiştim. Şimdi de abartacağımı sanmıyorum.

* Bu ikinci evliliğiniz olduğuna göre ne hissediyorsunuz?
- Bunu hiç düşünmedim. Sütten dilim yandı, yoğurdu üfleyerek yiyeyim gibi bir durumum yok mesela. Evet, insan hatalarından ders alıyor. Ancak birinci evliliğimde de hata yaptığımı düşünmediğim için ders alınacak bir şey de yok. Evlilik beni korkutmuyor. Her insan farklı.

* Müstakbel eşiniz sizi ne kadar tanıyor?
- Ben tanıştığımızdan beri hep açık ve net, her zamanki Burcu olduğum için beni çok iyi tanıyor. Bilmediği hiçbir şey kalmadı. Evlenmeye niyetliyseniz zaten öyle olması gerekmiyor mu? Benim ona ilaveten “şu huyumu da bil” gibi şeyler söylememe gerek kalmadı. Bir tek ben şu anda onu daha iyi tanımaya çalışıyorum.

* Hayatta, her ihtimale karşı B planınız var mı?
- Hep B planım vardır. Kendimi güvende hissetmem için o B planı hep olur. Çocukluğumdan bu yana böyle. Çok erken yaşımdan beri kendi ayaklarım üzerinde durmak durumunda kaldığım için bilinçaltımda o var.

* B planını hiç uygulamak durumunda kaldınız mı?
- Hiç olmadı. Ama yine de B planım var.

KİTABI YAZINCA HEMEN ÇİFTLİĞE KAÇACAĞIM
* Akıl hocanız ya da büyük kararlar alırken fikrini sorduğunuz birileri var mı?
- Yok. Bir tek iş konusunda Acun’un fikrini alırım. Onun dışında kendime çok güveniyorum. Hayatımla ilgili aldığım kararlar konusunda kendime çok güveniyorum.

* Aklınızla mı, kalbinizle mi karar veriyorsunuz?
- Hislerimle. Hislerime güveniyorum. Önce ne hissettiğime bakıyorum. Bugüne kadar hislerimle aldığım kararlar hep doğru çıktı.

* Hayatta mutlaka yapmak istediğiniz nedir?
- Mutlaka hayatımı yazmak istiyorum.

* Hikâye hangi zaman diliminde başlıyor?
- Çocukluğumda. 4 yaşında bir olayla başlıyor. Bu kitapta her şeyi anlatacağım, hiçbir şeyi sakınmayacağım. Şimdiden notlarımı alıyorum. Kitabı yazınca, yani çıktığında hemen çiftliğe kaçacağım!

Haberin Devamı

SADECE DOLAPTA DURSUN DİYE AYAKKABI ALABİLİRİM
* Bıkmadan giyeceğiniz bir kıyafet var mı?
- Var. Yıllar önce, 98 senesinde satın aldığım Sexy Woman jean’i hâlâ her fırsatta giyiyorum. Bu yırtık jean’im ve beyaz bir tişörtle, spor bir ayakkabı ve bir çantayla gayet mutlu yaşarım.

* O zaman çok fazla alışveriş yapmıyorsunuz.
- Tam tersi, yapıyorum. Hem de çok! Bir dolu televizyon programım var, hepsinde farklı kıyafetler giyiyorum.

* Ayakkabı tutkunuz var mı?
- Evimi su bassa, ayakkabılarım zarar görür diye korkuyorum. Ayakkabılarımı giymeyi de, giymesem dolapta görmeyi de seviyorum. Sadece bakmak bile beni mutlu ediyor. Giymeyeceğimi bile bile, sadece dolapta dursun diye ayakkabı alabiliyorum.

SARIŞIN OLMAK HAVALI
* Saç renginiz konusunda tutucu musunuz?
- Kendi saç rengim ballı kahve. Üniversite yıllarımda, çok güzel olacağını düşünerek saçlarımı koyu kızıla boyattım. Gözlerimin rengi ortaya çıksın diye! Gel gör ki kibrit gibi oldum, zaten çok zayıfım. Herkes çok güzel, çok seksi buldu ama o yaşta benim derdim seksi olmak değil ki... O renkten kurtulmak zor oldu, balyaj attırdım; sonra bir baktım ki sarışın olmuşum. Arada bir defa da “Kumral mı olsam” deyip rengini değiştirdim. Sadece bir gün sürdü. Ancak sarışın olmak havalı, çok acayip bir şey. Sarışınken en sade halinle bile havalısın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!