Uyuma... Uyuma... Uyuma...
Güncelleme Tarihi:
Hipnoz dendiğinde aklımıza gelen ilk kelimeler olan ‘‘Uyu... Uyu... Uyu...’’ lafını, ‘‘Uyuma... Uyuma... Uyuma...’’ lafıyla değiştirmemizin zamanı geldi.
Sağlık uzmanlarından yıllardır aynı teraneyi dinleyip duruyoruz, ‘‘Sağlıklı yaşamın temeli düzenli egzersiz yapmaktan geçiyor’’... Hepimiz spor yapmanın bize canlılık verdiğini, enerji harcamanın bizi daha enerjik yaptığını, ter atmakla üzerimizdeki stresi de atacağımızı biliyoruz. Ama iş Pazartesi sabahı yataktan kalkıp spor yapmaya dayandı mı, egzersizimiz yatağa geri dönmekten öteye gitmiyor.
Kronik egzersizden kaçma sendromu, 20. yüzyılın en belalı sağlık düşmanlarından. Kaliforniya’da sağlıklı yaşam kulüpleri, müşterilerine bu sendromdan kurtulabilmeleri için özellikle bu alanda uzmanlaşmış psikoterapistleri önermeye başladılar. Kaliforniyalı terapistler, spor bezginlerini canlandırmak için, çeşitli görsel tekniklerle iç dökme seansları düzenliyorlar.
Londra’da ise üşengeç sporcuları hipnozla canlandırma moda. Daha önce Amerika’da çeşitli kolej basketbol ve beyzbol takımlarını çalıştıran spor psikoloğu ve klinik hipnoterapi uzmanı Jamie Brown, sporda başarının temelini yüzde 80 zihinsel, yüzde 20 fiziksel güçlere bağlıyor. Brown, şimdi de, Londra’da açtığı kliniğinde ünlü sporcuları yarışmalara hipnoz terapileriyle hazırlıyor. Zayıflamak isteyen spor bezginleri de, Brown’un müşteri listesini hızla kabartıyorlar.
Çalıştırdığı sporcular üzerinde hipnoz kullanan ilk İngiliz antrenör olan Christian Pereira ise önümüzdeki sonbahar aylarında açmayı planladığı, ‘‘Düşünce ve Vücut’’ isimli spor merkezine şimdiden birçok müşterinin kayıt yaptırdığını söylüyor.
Spor danışmanı Deborah Marshall’ın ise, spor bezginlerine, kendi kendilerine yapabilecekleri bir hipnoterapi önerisi var, ‘‘Düşüncelerinizi dinleyin. Bunu bir alışkanlık haline getirir getirmez çatışan düşüncelerinizi birbirleriyle savaştırın. Bezginliğinizi, sporun faydasını bilen düşüncelerinizle yenin’’...