Üniforma değil kıyafet tasarlıyorum

Güncelleme Tarihi:

Üniforma değil kıyafet tasarlıyorum
Oluşturulma Tarihi: Ekim 20, 2012 00:00

WTA Şampiyonası için İstanbul’a gelen Maria Sharapova’yla İstanbul’u, Türk tenisini ve kendi tasarladığı koleksiyonu konuştuk

Haberin Devamı

Kendi kıyafetlerinizi tasarlamak için Nike ile çalışıyorsunuz, diğer bazı oyuncular da turda bu kıyafetleri giyiyor. 2013’te kortlarda hangi renk ve tasarım unsurlarını göreceğimize dair bir tüyo verebilir misiniz? Sadece kendi beğenilerinize göre değil, diğer oyuncuları da akılda tutarak kıyafet tasarlamak ne kadar daha zor?
- Sadece kendiniz için değil tüm dünya için tasarım yapmak her zaman farklı çünkü birçok başka şeyi göz önünde bulundurmanız gerek: Tercihler, şekiller ve farklı kesimler... Kıyafeti 11 yaşındaki bir çocuk için de tasarlıyor olabilirsiniz, yetişkinler dünyasında yer alan 35 yaşındaki bir insan için de. Tasarımın bu iki insana da uyması gerek, ki zaten en büyük zorluk budur. Ayrıca en ilginç olanı da budur çünkü tenis bireysel bir spor olduğu için sürekli yapabileceklerinizin sınırlarını zorlarsınız ve giydiklerinizle gerçekten çok ilginç şeyler yapabilirsiniz. Herkesin aynısını giydiği üniformalar değil giydiğiniz ve bu yüzden eşsiz bir fırsat. Bu işi yapmaktan çok keyif aldım, yaratıcı katkımı sunmayı seviyorum. Bu sadece benden ibaret değil; arkamda bana yeni teknolojileri, malzemeleri ve çalışmalarına katmak istedikleri sezon renklerini getiren büyük bir ekip var. Diğerleri için hangi rengin en iyi olacağına dair onlara geri dönüş yapıyorum. Bu benim için gerçekten eğlenceli bir süreç.

Haberin Devamı

Bir de kendinize ait şeker markanız Sugarpova var... Ve sizin favoriniz hangi şeker?
- Kariyerim boyunca birçok harika şeyin parçası oldum ama hiçbir zaman olup bitene dair son kararı veren kişi olduğumu hissetmedim. Kendi şirketime sahip olmak ve en son kararları vermek istedim. Şekeri her zaman sevdim, eğlenceli bir konsept olacağını düşündüm. Geliştirmesi birkaç yıl aldı ama nihayet dünyanın gözü önüne çıktığı için çok mutluyum. Benim favori şekerim her zaman değişip duruyor! Şu sıra su çıkararak patlayanlar olduğunu söylemeliyim.
 
Bu kez Boğaz’ı görmek istiyorum
TEB BNP Paribas WTA Championships-İstanbul’a yeniden katılmaya hak kazandınız. Geçen yılki turnuvayı nasıl buldunuz?
- İstanbul daha önce şampiyonaya ev sahipliği yapmamış yeni bir şehirdi. Salon tamamen doluydu ve organizasyonun enerjisi gerçekten harikaydı. Maalesef salon şehir merkezinin biraz dışında, bu yüzden kenti çok gezemedim. Boğaz’ı görebilmeyi çok isterim.

Haberin Devamı

Yakın zamanda Olimpiyat madalyası kazandınız...
- Bu, küçüklüğünüzden beri hayalini kurduğunuz ve ömrünüzde tek bir defa karşınıza çıkacak o fırsatlardan biriydi işte. Dalında başarılı olmaya çalışan genç bir kızken, “Bu belki günün birinde ben de tüm atlet dostlarımla stadyumun etrafında yürürüm” diye düşünüyordum. Ülkemin bayrağını taşıyabileceğimi hiç düşünmemiştim, büyük onurdu.

Rusya teniste başarılı bir ülke. Ama Türkiye, iyi tenis oyuncuları konusunda hâlâ eksik. Bize ne önerirsiniz?
- Sizi bir adım öteye, yeteneğiniz, azminiz ve bu işe kendinizi adamanız taşır. Ancak bunlar yeterli değil. Özellikle genç yaşlarda destek görmeniz gerek. Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de yetenekli tenis oyuncuları var. Ancak sanırım sorun, bu sporcuların bahsettiğim koşullarda yetişemeyip, gelişimlerini tamamlayamaması.

Haberin Devamı

Teniste erkek ve kadın ücretlerinin eşitliği konusundaki tartışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Profesyonel tenis oyuncusu olmak erkek ya da kadın fark etmez herkes için maliyetli bir iş. Profesyonel kariyere yeni başlamış bir oyuncuysanız işiniz daha da zor. Kadın ve erkek tenisinde ödülleri eskiden pek de adil değildi. Ancak bugün böyle bir durumun geçerli olmadığını düşünüyorum.

Başka olur tenisçilerin stili

İstanbul’un ikinci kez ev sahipliği yapacağı WTA Championships öncesi dünya kadınlar tenisinin en özel isimlerinin stillerini masaya yatırıyoruz
 
Günümüz tenisçilerinin stillerini incelemeden önce tenis kıyafetlerinin tarihine kısaca bakmalıyız. Çünkü ancak bu sayede günümüzün minik giysilerinin toplumsal dönüşümle bire bir ilgili olduğunu çözebiliriz.
Kadınlar arasında tenis 1860’lı yılların sonlarında Viktoryen dönemde popülerleşmeye başladı fakat standart bir elbise henüz belirlenmemişti. Bunun üzerine oyuncular kolu sıkıca saran bir ceket, uzun etek, eldiven ve şapkanın tenis oynarken uygun olabileceği konusunda uzlaştılar. 1890’da ise Wimbledon’a tek bir renk hakimiyet kurmuştu: Ter lekelerini en iyi gizleyen beyaz...
1905’te bu kez ceket kollarının uzunluğundan şikayet edilmeye başlandı. Amerikalı May Sutton ceket kolunu katlayan ilk isim oldu. Bu ilk başkaldırının devamı Birinci Dünya Savaşı sonrasında geldi. Fransız Suzanne Lenglen 1922’de kısa etek, açık renkli hırka ve şapka yerine farklı renklerde bandana kullandı. Etek boyunun kısalması kortlara cazibenin ve oyun oynarken rahatlığın gelmesi demekti.
1932’de ilk defa şort giyilmeye başlandı. İkinci Dünya Savaşı sonrasında da kadınlar şık ve pratik kullanıma sahip elbiseler seçmeye başladı. Etek ve şort, kısa kollu gömlek ve kasket kullanımı yaygınlaştı. 1949’da Amerikalı Gertrud Moran’ın eteğinin altına giydiği dantel külot büyük olay yarattı. Öyle ki London Daily Express bu haberi haftanın beş günü okuyucularıyla paylaştı.
1980’de Anne White vücudu tamamen saran elbiseyle halktan övgüler alırken Wimbledon yetkilileri bu seçim karşısında adeta çılgına döndü. 1990’ların en renkli isimleri hiç kuşkusuz Williams kardeşlerdi. Farklı elbise seçimleri, saç tasarımları ve aksesuarları tenisle ilgilenen ilgilenmeyen herkesin dikkatini çekiyordu.

Haberin Devamı

Hep başrolde olmak istiyor
SERENA WILLIAMS
Kort içinde ve dışında ilgiyi üzerinde toplamayı seviyor. Hep başrolde olmak istiyor. 2002 Amerika Açık’ta giydiği deri benzeri tulum, 2004’te giydiği kot botlar ve etek, 2008’de Wimbledon’da güneşli havada giydiği trençkot akla ilk gelen ilginç kıyafetleri. Tenis gibi yüksek eforlu bir sporda mücadele etmesine rağmen kortta da dişiliğini ön plana çıkarıyor. Kort dışında da vücudunu ön plana çıkaran dar kıyafetleri tercih ediyor. Göğüs ve bacak dekoltesi favorisi.
 
Hem giyiyor hem tasarlıyor
MARIA SHARAPOVA
Gittiği davetlerin en şık isimlerinden olmayı bir gelenek haline getiren Sharapova, elbise seçimleriyle, moda gurusu Anna Wintour, ünlü modacı Vera Wang gibi isimlerin büyük beğenisini kazanıyor. Kırışmayan kumaşlarla üretim yapan Isabel Marant’ı seviyor. Philip Lim’in pantolonlarını, Rick Owens’ın uzun eteklerini tercih ediyor. Tenis kariyerinin yanı sıra tasarım yeteneğiyle de öne çıkan Sharapova kolay giyilebilen, şık elbiseler tasarlamayı amaç ediniyor. Vazgeçilmeziyse babetler. Nike ile bir tasarım işbirliği yapan güzel tenisçi kortta bu elbiseleri giyiyor.

Haberin Devamı

En iyi giyinen tenisçi
VİKTORYA AZARENKA
Kortta özenli giyimiyle 2011’de ‘En İyi Giyinen Tenisçi’ ödülünü almıştı. Azarenka ya da onu sevenlerinin çağırdığı şekli ile Vika, tam bir moda tutkunu. Vazgeçemedikleriyse deri ceket ve ayakkabı. Söylenene göre dolabında her türlü renkten deri ceketi varmış. O da her kadın gibi topuklu ayakkabı tutkunu hatta bağımlısı. Evindeki büyük bir elbise dolabını ayakkabılığa çevirmiş durumda. Vika, farklı moda ipuçları almak için gittiği davetlerde ünlü modacılarla tanışmaya çalışıyor. En sevdiği tasarımcılarsa Dior ve Gucci.

İçi dışı bir kadınlar

Marks&Spencer’in iç giyim baş tasarımcısı Soozie Jenkinson artık iç giyimdeki renk seçimlerinin kıyafetlere göre belirlendiğini anlatıyor
İyi bir iç çamaşırı bir kadına ne katar, kötü bir iç çamaşırı ne götürür?
- Vücuda tam oturan, vücut ölçüleriyle uyumlu bir iç çamaşırı kadının kıvrımlarını öne çıkarırken, fazlalıkları kapatır. Vücut ölçülerine uymayan, büyük veya küçük iç çamaşırı gerçekten kötü sonuçlar doğurabilir. Kendine güveni olmayan kötü bir görüntü yaratır.
Pamuklu iç çamaşırıyla da seksi olunabilir mi?
- Seksi hissetmek aslında kişinin kendi kişiliğiyle ilgili. Kimi kadın pamuklu iç çamaşır kullanır ve kendini o şekilde iyi hisseder, kimisi de siyah seksi bir çamaşır kullanarak...
20 yıldır her sezon yeni koleksiyon... Kendinizi tekrar etmemeyi nasıl başarıyorsunuz?
- 20 yıl önce bu işe ilk başladığımda iç çamaşırında fonksiyonellik öne çıkıyordu. Ama artık iç çamaşırının başlı başına bir modası var. Tasarımlarımızı hazırlarken birçok şeyden ilham alıyoruz. Trendleri takip ediyoruz, kadınların yaşam tarzlarına bakıyoruz.
İç giyimde sezonun moda rengi nedir?
- Mor. Kadınlar artık iç giyimdeki renk seçimlerini kıyafetlerin rengine göre belirliyor. Bazen kıyafetle uyumlu renkleri bazen de kontrast renkleri yeğliyorlar.

AĞRISIZ ESTETİK

Kadınları vücutlarıyla barıştran ürünler yapıyorsunuz. Kendinizi estetik cerrah gibi hissediyor musunuz?
- Ne güzel bir benzetme! Gerçekten tasarladığımız özellikli ürünlerle kadınların vücuduna şekil veriyoruz. Büyük memeler küçülüyor, küçükler büyük görünüyor, kalçalar daralıyor, göbek içeri kaçabiliyor. Estetiksiz de güzel bir görünüme kavuşuyorlar.
90-60-90 fenomeni sizce de en mükemmel ölçü mü?
- Bu soru beni zorluyor. Mükemmel vücut ölçüsü diye bir şeye inanmıyorum.
Keşke iç çamaşırı modeli olsa dediğinizbiri var mı?
- Bence Rosie Huntington Whiteley. Zaten oldu da... Rosie for Autograph koleksiyonunun lansmanını yeni yaptık.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!