Tuval bana yetmiyor

Güncelleme Tarihi:

Tuval bana yetmiyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2011 20:32

Modern sanatın önemli isimlerinden Jannis Kounellis, özellikle kavramsal sanat alanında yaptığı kendine özgü enstelasyonlarla tanınıyor. Eserlerinde insanın hayat boyu kullandığı kahve, kömür, kağıt, çuval, mum, şişe, kitap ya da ayakkabı gibi her türlü objeye yer veren sanatçının son eserleri 13 Kasım’dan itibaren İstanbul Galeri Artist’te olacak.

Haberin Devamı

Kounellis’le geç yaşta büründüğü sanatçı kimliği, Arte Povera hareketi ve eşyaları nasıl kullandığını konuştuk.

- Gerçek her zaman daha etkileyici ve daha sarsıcıdır, yeter ki onu algılatalım!

- Sanatçı Kounellis kimliğiniz nasıl oluştu?
- Gözyaşı, ter, yaralar bereler, yıllar, sürünmeler, ayağa kalkmalar, yıkılmalar, didinmeler, düşünmeler, çekilmeler sonra yine çalışma, tasarım, yine çalışmalar... (gülüyor) Hay Allah, enstelasyon gibi oluşmuşum desene. İşin gerçeği de bu zaten. Başka bir şey olamazdım. Kendimi ifade etme tarzımın sanat olduğunu fark ettim ve sanat eğitimi almaya karar verdim. Bu dili öğrenmeliydim. Çünkü kafamda ve sözümde hep birilerine olan bitenle, hayatla, yaşama süreciyle ilgili bir şeyler gösterme amacı ve eylemi içindeydim. Hep itiraz edendim, sürekli muhaliftim ve böylece sanatçı kimliğimi giyinmiş oldum. Tabii bu kimliğin oturması yıllar süren çalışmalar sayesinde oldu.
- Arte Povera (Sanatın Gücü) hareketi ve bunun çerçevesinde bir araya geldiğiniz sanatçılarla etkileşiminiz nasıldı?
- Sanatın Gücü hareketi aslında savaş sonrası Avrupasında sanatın alacağı durum ya da izleyeceği yol tartışmaları sırasında ortaya çıktı. Ben, Roma Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun olduktan sonra bağımsız resim çalışmaları yapıyordum. Farklılık arayışları beni ve benim gibi pek çok sanatçı adayını meşgul ediyordu. Klasik resim dışı çalışmalar yapıyorduk ve farkında olmadan böyle bir hareketi yarattık. Bir manifestomuz hiç olmadı, Pop Art gibi populist bir tavırla tüketime hizmet eden bir tavrımız yoktu. Sadece sanatı tuval dışına, hayata taşımak istedik ve bunun yaygınlaşması için çalıştık.
- Siz Avrupa’da kavramsal sanatın kurucularındansınız ve 40 yıldır bu anlayışla yapıtlar üretiyorsunuz. Neden bu tarzı tercih ettiniz?
- Tuval resmi de yaptım. Büyük boyutlu, tek renk egemen, çok hareketli ve enerji dolu resimlerdir onlar. Ama yetmediler... Kavramsal sanatın çıkışı 68 hareketine denk düşer, yani toplumsal anlamda yenilik, alışılmış değerlerin dışına çıkmak, varolan otoriteyi sarsmak ve yenilik önerileri... Gerçi kendini biraz geç göstermiştir. Düşündüğüm ve yapmak istediklerime tuval yetmiyordu. Öyle şeylerle insanların dikkatini çekmeliydim ki, gördüklerinden etkilenip düşünsünler, tartışsınlar. Bunun da en güzel yolu, üç boyutlu objeleri tuvale katmak ya da sadece bu objelerle anlam yaratmaktan geçiyordu. Ben de sanatta aradığım yolu böyle buldum. Gerçek, her zaman daha etkileyici ve daha sarsıcıdır, yeter ki algılatalım!

Haberin Devamı

EŞYALAR MEKÂNLA KULLANILIRSA ANLAM KAZANIR

Haberin Devamı

- Sadece eşya ya da objelerden yararlanmıyorsunuz. Mekânları da çok ilginç biçimde değerlendiriyorsunuz...
- Eşya ya da kullandığımız objelerin anlamları çok güçlü ama onları mekânlardan soyutlayıp anlam üretemeyiz. Eşyalar kullanıldıkları mekân ya da işlevleriyle var oluyorlar. Bu nedenle var olan nesneleri, günlük hayatta kullandığımız eşyaları, belli bir mekânda yeniden anlamlandırıp sunuyorum. Bazen de mekâna yerleştiriyorum. Bunu yaparken amacım, algıyı değiştirmek. Eğer yapmazsam sadece eşya kendini temsil eder ya da ben eşyanın kullanımını tespit etmiş olurum. Bu da dikkat çekmek için yetersizlik demektir. Yetersiz bir söylemle izleyenin dikkatini çekemez, algısını değiştiremez, onu düşündürtemezsiniz. Çünkü günümüz insanı özellikle televizyondan kaynaklanan binlerce görsel işitsel dürtü ve ileti bombalamasına maruz bırakılıyor. Gerçek olanla hayal özellikle karıştırılıp veriliyor. Yerleştirmelerimde amacım, varolan eşyanın kullanımını yeniden anlamlandırıp insana sunmak. Temsil ya da tespit etmek değil. Algısını değiştirip gerçeği görmesini sağlamayı hedefliyorum.

Haberin Devamı

TUVAL RESMİ YOK OLMAZ

- Günümüzde modern ve kavramsal sanatın geldiği noktayı ve geleceğini nasıl değerlendiriyosunuz?
- Tuval resmi hiçbir zaman yok olmaz. Çünkü onu satın alıp duvarınızda seyrediyor sıkılınca indirip saklayabiliyor ya da satabiliyorsunuz. Kişisel bir sanat biçimi olarak devam edecektir tuval resmi. Kavramsal sanat ürünlerini ise alıp eve götürmek öyle her baba yiğidin harcı değil. Çok parçalı ya da kocaman işler bunlar. Özel kuruluşlar sahipleniyor bu yapıtları. Kavramsal sanat sürekli gelişiyor. Çok kötü, bomboş örnekler de var ama düşünmeyi bilen, o oranda da düşündürtecek gençler çok güzel ve doğru işler yapıyorlar. Sanatçı inandığı, bildiği yolda, bilgi ve bilinçle, estetik beceriyi de göz ardı etmeden çalışmasını, aynı bir tiyatro oyuncusu gibi seyirciyi görmeden ama hep onun orada izlediğini bilerek sürdürmeli işini.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!