Türklerin alışveriş düşkünlüğü çevreci Lush’ı hayrete düşürdü

Güncelleme Tarihi:

Türklerin alışveriş düşkünlüğü çevreci Lush’ı hayrete düşürdü
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2007 00:00

Türkiye’deki ilk mağazasını Bağdat Caddesi’nde açan taze, el yapımı bitkisel kozmetik markası Lush’ın ortaklarından Rowena Bird, "Türklerin alışverişi bu kadar sevdiğini bilmiyorduk. İstanbul’daki kadar çok alışveriş merkezi olan başka şehir görmedik. Türkiye’de 10 mağaza hedefliyoruz" dedi.

ÇEVREYE daha fazla duyarlı olmak için Body Shop’tan ayrılarak, 12 yıl önce bitkisel kozmetik markası Lush’ı 5 ortakla beraber kuran Rowena Bird, "Türkiye’deki ilk mağazamızı Bağdat Caddesi’nde açtık. Türklerin alışverişi bu kadar sevdiğini bilmiyorduk" dedi. Türkiye pazarının sahip olduğu potansiyeli uzun bir süre göremediklerini anlatan Bird, Türkiye’nin şaşırtıcı bir görünüm sergilediğini belirtti. Bird, ikinci mağazalarını Nişantaşı’nda açacaklarını hatırlatarak, 3 yılda 10 mağaza hedeflediklerini de söyledi.

LUSH PAKETE KARŞI: Body Shop’a uzun yıllar üretim yaptıktan sonra, Lush’ı kurduklarını anlatan Bird, "Borsaya açıldıktan sonra Body Shop, felsefesinden uzaklaşmaya başladı. Üç ayda bir bilanço açıklayan bir şirket olarak hissedarlarına sorumlu oldu. Eğlenceli yanını kaybetti. Biz de ürün satmayı durdurduk. Kendimiz yapılandık. 25 yıldır sektördeyiz" dedi. İnsan ve doğayı keyifle buluşturmak felsefesinden hareketle 6 arkadaş Lush’ı kurduklarını vurgulayan Bird, ürünlerin paketlenmesine kaşı olduklarını, mümkün olduğunca paketlerden kaçınarak doğayı koruduklarını kaydetti.

YARATICILIĞIMIZ ARTIYOR: "Ne yazık ki paketlerden tamamen kurtulamıyoruz. Katı ürünleri çok büyük oranda açıkta satıyoruz ama sıvı ürünlerde kutular, paketler devreye giriyor" diyen Bird, paketsiz ürün tasarlamanın yaratıcılıklarını artırdığını belirtti. Lush, tüm dünyada olduğu gibi çevresel kaygıları olan, ürünlerin hayvanlar üzerende test edilmesine karşı çıkan Türk tüketicilere de cevap vermeye çalışıyor.

40 ÜLKEDE MAĞAZALAR: 40 ülkesinde 450’yi aşan mağazaları bulunduğunu belirten Bird, şunları söyledi: "Faaliyette bulunduğumuz ülkeler arasında merkezimizin de bulunduğu İngiltere, Kanada, ABD ve Japonya da var. Bu dört ülke bizim en büyük pazarımız. Türkiye’nin de en önemli pazarlarımızdan biri olmasını bekliyoruz. Her ülkedeki faaliyetimiz biraz da oradaki distribütörümüzle ilgili. Türkiye distribütörümüz Habitus da bizim için en doğru partner."

GÜLLER ISPARTA’DAN: Ürünlerinde kullandıkları gül yaprağı ve gül yağını Isparta’dan aldıklarını anlatan Bird, yılda 80 litre gül yağı kullandıklarını söyledi. Rowena Bird, "Daha önce Fas ve Bulgaristan’dan gül yağı alıyorduk. Fakat gördük ki Isparta’daki güller çok daha özel ve kaliteli. Son dört yıldır Isparta gülleri kullanıyoruz. Doğru tercih yaptık ve Isparta’dan gül yaprağı almaya devam edeceğiz" diye konuştu. Lush, hammadde aldığı üreticilerinde güvenlik ve hayvanlar üzerinde test yapmama gibi prensipleri yerine getirmesini istiyor, aksi halde alımını durduruyor.

Pasta gibi sabunlar şekerleme banyo köpüğü

LUSH’ın sabun, jel, banyo köpüğü ve cilt maskesi gibi el yapımı ürünler, manav ve şarküteri mantığıyla sergileniyor. Pasta ve kurabiye gibi tasarlanan sabunları, gerçek pasta ve kurabiyelerden ayırt etmek güç görünüyor. Pasta şeklindeki sabunlar istenilen gramajlarda kesilerek, kağıtlara sarılıp, satılıyor. Cilt bakım ürünleri ve maskeler ise balık reyonunda olduğu gibi buz dolu tezgahlarda satılıyor. Şekerleme gibi tasarlanan banyo köpükleri de el bombaları gibi suya atıldığında küvet içinde dağılarak, köpürüyor.

Kraliçe Elizabeth ve Angelina Jolie kullanıyor

LUSH’ı aralarında İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth, Hillary Clinton, Angelina Jolie, Brad Pitt, Halle Berry ve Julia Roberts gibi çevreye duyarlı ünlüler de tercih ediyor. Bitkisel ve doğal olmaya özen gösteren Lush, ürünlerini kesinlikle hayvanlar üzerende test etmiyor. Ambalaj kullanımını minumuma indirmeye çalışan Lush, kullandığı ambalajların geri dönüşüme uygun olmasına da özen gösteriyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!