Türkiye’nin Emmy’si başlıyor Antalya Los Angeles oluyor

Sibel ARNA
 
İsmail Cem Televizyon Ödüllerinin temelleri, yaklaşık bir yıl önce, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın seçimleri kazandıktan hemen sonra atıldı. Akaydın’ın seçim kampanyası sırasında birlikte çalıştığı ekibin liderinden, yani Fikri Görsel Sanatlar’dan İlyas Başsoy’dan çıktı fikir. Soru şuydu: “Antalya Altın Portakal’ın 47 yıldır ev sahipliğini yapıyor. Organizasyon Türkiye’nin en eski sinema etkinliği olarak geçiyor. Bu şehirde neden aynı zamanda bir televizyon festivali de düzenlenmesin?”
Soruya herkes “Neden olmasın” diye cevap verince çalışmalar başladı. Proje Koordinatörü İlyas Başsoy ve ekibi, yaklaşık on aydır televizyon ödülleri ile yatıyor televizyon ödülleri ile kalkıyor. İlyas Başsoy işe nasıl başladıklarını şöyle anlatıyor:

“Daha ilk başta gördük ki, televizyon dünyasına ödül vermek istiyorsan senin işin kanal patronu ve yöneticileri ile değil, prodüksiyon firmalarıyla. Türkiye kanallarına dizi satan 20 farklı prodüksiyon firması var. Dizilerin yüzde seksenini ilk beş firma yapıyor. Biz tek tek, kapı kapı dolaşarak hepsinin güvenini kazandık. Nasıl kuvvetli önyargıları kırdık bilemezsiniz. Geçmişte düzenlenen bazı ödül törenlerinden dolayı ağızları çok yanmıştı. Onları bizim Türkiye’nin Emmy’sini yapacağımıza inandırdık.”

İkinci adım, işin uluslararası bir televizyon festivali gibi kurgulanması olmuş. Prodüksiyon firmaları ile yapılan görüşmelerden sonra Türkiye’nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkan ülkelerine yüksek oranda dizi sattığı ortaya çıkmış. İlyas Başsoy, bu ülkelere Orta Dünya diyor. Dizilerimizin Orta Dünya’daki hakimiyetini farkedince, bu ödül törenine uluslarası arenada da ilgi çekecek bir isim vermeyi planlamış. Bu planın hemen ardından da aklına İsmail Cem ismi gelmiş: “Bizim amacımız dokuz harfle bundan daha iyi anlatılamazdı. İsmail Cem gibi kaliteli, siyaset üstü, olağanüstü, eşitlikçi ve barış yanlısı, hayattayken bütün orta dünya ülkelerini biraraya getiren kişinin ismi, amacımızı tamamen ortaya koyuyor. İsmi her kapıyı açıyor. İsmail Cem deyince görüştüğümüz insanların yüzleri ışıldıyor.”

42 KATEGORİDE VERİLECEK

Üçüncü aşamada işi içine Deniz Ziya Temeltaş girmiş. Projenin Genel Sanat Yönetmeni olan Temeltaş’ın kim olduğunu İlyas Bey anlatıyor: “Deniz’in ne olduğunu ben Amerika’ya gittiğimde anladım. HBO’nun CEO’su ile arkadaş, NBC’nin her kademedeki müdürü ile dost. 1979’dan beri Amerika’da yaşıyor. 85’den beri televizyon, medya ve sinema dünyası ile çalışıyor.”

Birlikte neler yaptıklarına gelince: “Emmy Ödül Töreni’ne ortak olmak için Amerika’ya gittik. Onların bilgi birimlerinden yararlandık. Bu işi nasıl yaptıklarını gördük. Yanlızca Amerika’ya değil Lübnan, Mısır, Yunanistan, İsrail, Hollanda gibi ülkelere de gittik. Oradaki televizyon ödüllerinin nasıl verildiğini inceledik. Şu anda Deniz ve ben Emmy’nin Türkiye’deki üç üyesinden ikisiyiz. Bizimle ve projemizle çok ilgilendiler. Çünkü Türk dizileri Amerikalılar için kocaman bir soru işareti. Eskiden biz size daha çok dizi satardık, şimdi neden almıyorsunuz diye soruyorlar. Türk dizilerini çok merak ediyorlar.”
İsmail Cem Televizyon Ödülleri 42 kategoride verilecek. Başrol oyuncuları, yönetmenler ödüllendirildiği gibi ışıkçılar, makyajcılar da unutulmayacak. İlyas Başsoy, en çok ödülü de onların hakettiğini, çünkü insanlık dışı şartlarda çok uzun saatler çalıştıklarını söylüyor. “Kürsüye çıkmak, heykelciği kaldırmak onlara iyi gelecek” diyor.

Bu yıl 42 dalın ödülleri de aynı gün verilecek, önümüzdeki yıl töreni iki güne yaymayı, birinci gün teknik ödüleri vermeyi planlıyorlar.

Gelelim oylamanın nasıl yapılacağına... İnternetteki halk oylaması ve jüri sistemi biraraya geliyor. İki dereceli bir jüri sistemi kurmuşlar. Her medya grubuna eşit uzaklıkta durmaya özen göstermişler. Jüriler akademisyenlerden ve şu anda bir projede oynamayan bağımsız kalabilecek profesyonellerden oluşuyor. 11 kişilik ön jüri, yaklaşık 1200 saate yakın program seyretmiş. Aday olan ilk beş böyle belirlenmiş. Esas jüri grubu ise tam 40 kişi. Yeni Şafak’tan da isim var, Radikal’den de... Her biri değerlendirmeyi evlerinde yapacak. Puanlarını yazdıkları kartları zarfa koyup imzalayacak, mühürleyerek kapatacaklar. 23 Nisan’da yani ödül töreninden bir gün önce, sadece üç kişiden oluşan bir komite toplanacak ve birinciler belli olacak. Değerlendirme kameraya çekilecek. www.ismailcemtelevizyonodulleri.com’daki halk oylaması, sonuçları yüzde yirmi oranında etkileyecek.

İSMAİL CEM TELEVİZYON ÖDÜLLERİ’NİN PERDE ARKASI, İLKLERİ VE SÜRPRİZLERİ

Proje Koordinatörü İlyas Başsoy anlatıyor:

- Bazı televizyon ikonlarından çok tuhaf teklifler alıyoruz. “Birinci olacağımızı garantileyin gelelim” diyorlar. Biz de onlara “Umurumuzda değil, ister gel ister gelme” diyoruz. Biz İsmail Cem’in adını verdiğimiz bir töreni bu kısır zihniyete alet edemeyiz.

- Türkiye’de sinema sektörü 60 milyon dolarlık yatırım, TV sektörü ise 600 milyon dolarlık. Reklamı falan saymıyorum, sadece prodüksiyon anlamında bile on kat büyük. Recep İvedik’i üç milyon kişi izledi diye yer yerinden oynuyor. Yaprak Dökümü’nü her hafta 20 milyon kişi izliyor. Aynı saatte milli maç olsa, diziler maçı bile geçiyor. Ama biz sponsorlara bunu anlatamadık. Bize en çok Banvit inandı. Ana sponsorumuz o.

- Temel amacımız, Antalya ekonomisini canlandırmak. Şehir kışın çok fakir. İstabul New York’sa, Antalya’yı Los Angeles yapmak niyetindeyiz. İsmail Cem Sinema Televizyon Enstitüsü açılacak. Ödül törenlerininden elde edilen fonu okula aktaracağız. Atıl durumda olan TEKFEN film stüdyolarını canlandıracağız. Yıl boyu üniversitelerde paneller yapacağız. Yakında Tanıl Bora ile Ahmet Hakan paneli yapmayı planlıyoruz.

- Ödül törenine Disney’in Avrupa Başkanı, Facebook’un CEO’su, İsrail’in en önemli medya patronu gelecek. Tören 27 ülkede canlı yayınlanacak. Albaraka’nın sahibi Şeyh Sani Kamal’ın kızı da geliyor.

- İsmail Cem Televizyon Ödülleri’nin uluslararası bilinirliği sayesinde Türk dizilerini Güney Amerika’ya pazarlayacağız. Biz yıllarca onların dizilerini izledik. Şakaya, drama verdiğimiz tepkiler aynı. Çok başarılı olacağını düşünüyoruz.

- Bu ödül töreni yaygınlaştıkça, Orta Dünya ülkeleri de kaynaşacak. Bu ülkelerde sinema, televizyon okumak isteyen gençler Los Angeles’a değil Antalya’ya gelecek.

- Başrol ve yardımcı rol adaylarını prodüksiyon şirketleri kendileri önerdi. Biz Aşk-ı Memnu’da Nebahat Çehre ve Selçuk Yöntem’in başrol olarak aday gösterilmelerini beklerdik. Ama onlar bile isteye, yardımcı role aday olmak için ısrar etmişler. Başrolü Beren Saat ve Kıvanç Tatlıtuğ’a bırakmışlar.

- Katılmayı reddeden olmadı. Bir tek Kurtlar Vadisi ekibi “Biz bu sene olmayalım” dediler.

- Proje Mardan Palace’dan yayınlanacak. Bütün televizyon kanalları canlı yayın yapacak. Hatta Okan Bayülgen üç gece üst üste programı oradan sunacak.

Tayyip Erdoğan’A ÇOK AMA ÇOK ANORMAL DEDİRTEN İSİM

İlyas Başsoy, yirmi yıl Güzel Sanatlar, Cen Ajans, Klan gibi önde gelen reklam ajanslarında çalıştıktan sonra, beş yıl önce kendi ajansını kuran bir isim. Onu geçen yıl yazdığı “Reklamcı Nedir” adlı kitabıyla da hatırlayabilirsiniz. Bugüne kadar siyasetle pek işi olmamış. Mustafa Akaydın ile tanışınca, seçim kampanyası için birlikte çalışmışlar. İşe seçimden tam 60 gün önce başlamalarına rağmen AKP’nin yüzde yetmiş oy oranı ile çok güçlü olduğu Antalya’dan galibiyetle dönüp, Tayyip Erdoğan’a “Çok ama çok anormal” dedirtmişler. Neyi doğru yaptı? Şöyle cevaplıyor: “70’lerin Dev Yol’unun, o zamanki devrimci örgütlerin yaptığı gibi bir siyaset yaptık. Kampanyayı böyle konumlandırdık. Atatürk’ü siyasete alet etmedik. Halka tepeden bakıp piyano çalmadık, yanlarında durduk.”

İSMAİL CEM’İN KIZI İPEK CEM ANLATIYOR

Aşk-ı Memnu’yu ilk dizi yapanın babam olduğunu biliyor muydunuz?

- Babamla ilgili bizim de kafamızda farklı fikirler vardı. Ama bunların içinde televizyonla ilgili bir proje yoktu. Bize ilk teklif edildiğinde neden olmasın dedik. Sonuçta İsmail Cem, Türk basının önemli bir mensubu, uzun yıllar yazı işleri müdürlüğü, genel yayın yönetmenliği yapmış. 1974 ve 75 yıllarında 500 gün TRT Genel Müdür’ü olarak çalışmış. Çağdaş haber ve spor programları ilk o zaman yayına girmiş. Aşk-ı Memnu ve Kiralık Konak gibi diziler babamın isteğiyle yapılmış. Hatta Aşk-ı Memnu’dan dizi olur fikrini ilk veren de annem. Kendisi Rus ve Türk edebiyatına çok meraklıdır, sürekli okur. Yine aynı dönemde televizyondan ilk mevlüt yayını yapılmış. Babam pek çok devrimci programa imza atmış. Mehmet Barlas, Haluk Şahin, Uğur Dündar gibi önemli isimler o yıllarda babamla çalışmış.

- Televizyon yüzde yüz babamla örtüşen bir mecra değil ama çok sesliliğin kendini bulmasına, insanların kavga ettiği kadar birbirini anlamasına da zemin hazırladığı için önemli. İsmail Cem Onur Ödülü’nde annem de jüri olacak.

- Babamın 500 günlük televizyon macerası yakında kitap olacak. O gerçek bir sinema tutkunuydu. Çok ağır çalıştığı dönemlerde bile film izlemeyi hiç bırakmadı. Ruh durumuna göre bazen siyah beyaz bir Fransız filmi, bazen de James Bond izlerdi. Haber izlemekten hiç vazgeçmedi. Bir de belgesellere tutkundu. Çünkü doğaya aşıktı.

- Büyük babam İhsan İpekçi, İpek Filmin kurucusu biliyor musunuz? İpek Film Türkiye’nin ilk dublaj ve film stüdyosu.