Türkçe küfüre hayır İngilizce küfüre evet mi!

Güncelleme Tarihi:

Türkçe küfüre hayır İngilizce küfüre evet mi
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2007 00:00

Şarkıları önce internette yayıldı. Albümü 2006 sonunda yayınlandı. Argo şarkı sözleri yüzünden radyo ve televizyonlara çıkamadı. Ama adı ve şarkıları kulaktan kulağa yayılarak fenomen haline geldi. Youtube’da onun şarkıları için çekilen pek çok amatör klip dönüyor, trafikte neredeyse her 5 arabadan birinden onun şarkıları yükseliyor, internette sohbet odalarında insanlar onun sözlerini info’larına yazıyor.

Peki kim bu adam? Mert İçgören 9 yıldır Los Angeles’ta yaşıyor. Şarkılarında sanki serseri, umursamaz, parası bol, kadınlarla gününü gün eden bir adam konuşuyor. Hem de ne sözler: Gencim güzelim daha ne isterim, her isteyene veririm diye düşünme / 30-35 yaşına gelince aranırsın barlarda her gece / Zengin değilse verme, kal hamile, sonra boşa kocanı, paraları ye!

Hakkınızda şehir efsaneleri var. Efsane 1: Asıl adınız Suphi İsmail Kuşaklı, aileden kalan döner restoranını şubeler açıp genişletmişsiniz. Sonra işi devredip Amerika’ya gitmişsiniz...

-
Yanlış efendim.

Efsane 2: Çok zengin bir ailenin şımarık oğlusunuz. ABD’de gününüzü gün ediyorsunuz, bu albümü de keyif için yaptınız...

- Bu da iyiymiş! Ama bu da yanlış.

Efsane 3: Bir gün sinemada patlamış mısır yedikten sonra parmaklarını yalayan birine "Benim parmaklarımı da yalar mısın" demişsiniz. Bu kadar uçlarda yaşayan biri misiniz?

- Bu da yanlış tabii ki, kim uydurduysa sağlam uydurmuş.

HER TÜRK GENCİ GİBİ HAYALİM FUTBOLDU

Peki şu tanım doğru mu: Mert İçgören önceleri arabesk rock ve disko müziğinden yola çıkan, sonra hip hop’a yönelen bir müzisyen.

- Hah, nihayet doğru bir şey! Evet, bu doğru. Ama 3 yanlış bir doğruyu götürüyor mu?

Götürmüyor ama 1 doğru sizi tanımamıza yetmiyor. Kimsiniz, nasıl bir aileniz var?

- Önce aklıma kardeşlerim geliyor. Ablam Melis, ikiz kardeşim Cem, benden küçük Emir. Müziğime katkıları büyük. Özellikle de ablamın. Emir ise söz yazarlığıma büyük ilham kaynağı oldu. İkiz kardeşim Cem’le pek anlaştığımızı söyleyemem. İkiz olmamıza rağmen herhalde karakter olarak en birbirine benzemeyen biziz ailede.

Aslında futbolcu olmak istiyormuşsunuz. En büyük idolünüz de Tanju Çolak’mış. Sonra bir sakatlık sizi bundan alıkoymuş. Ne zaman oldu bütün bunlar?

-
Evet, benim de çocukken her Türk genci gibi hayalim futbolcu olmaktı. 16 yaşında yaz kampında maç yaparken orta sahadan aldığım bir topla atağa geçmiştim. Rakip takımın futbolcuları birer birer üzerime gelirken hepsini çalımladım. Fakat ceza alanına girince bacağıma bir tekme yedim. Bu darbe tendonlarımda ve ayak bağlarımda yırtılmalara yol açtı. 2.5 ay futbol oynayamadım ve Ümit Milli Takım’ın elemelerini kaçırdım. Bu da beni üzdü çok. Hevesimi kırdı.

Müziğe o dönemde mi yöneldiniz?

- Ablam gerçekten o sırada bana çok destek oldu. Müziği, onun sayesinde önceleri bir rehabilitasyon aracı gibi görmeye başladım. Zamanla hayatımın merkezi haline geldi. Ablam konservatuvar sınavlarına girmemde de büyük rol oynadı.

Ama konservatuvara girememişsiniz. ABD’de sinema okumaya o zaman mı karar verdiniz?

- Konservatuvara girememek büyük hayal kırıklığıydı, ama bunun beni durdurmasına izin vermedim. Konservatuvar olmayınca, üniversite eğitimimi sinema üzerine almaya karar verdim. Los Angeles’a gidiş sebebim de buydu tam olarak.

ŞARKILARIMDAKİ ADAM BEN DEĞİLİM

Sinemadan nasıl oldu da iş yeniden müziğe geldi?

- Albüm sürecini başlatan, önceden yaptığım demoların büyük ilgi görmesi oldu. İnternette yayılan bu demolar, bizim aslında kendi aramızda eğlenmek için yaptığımız şeylerdi. Ama bu demolardan sonra pek çok albüm teklifi gelmeye başladı. Şarkılarla ilgili elimdeki tek güven kaynağı, internetten gelen olumlu tepkilerdi. Zaten albümü de bu ilgi üzerine yapmaya karar verdik. Youtube’a konan videoları izledim. Hepsi süper, gerçekten.

Sizinle ilgili en çok merak edilen şey, şarkı sözlerinizdeki gibi birisi olup olmadığınız. Serseri, tiki, günlerini eğlenceyle, kızlarla geçiren biri misiniz?

- Şarkılarda bahsi geçen adamın dış dünyada izini sürmek pek gerçekçi değil. Şarkılarda kendimden ve tanıdığım insanlardan hikayeler var. Fakat bunlar benim hayat felsefem değil.

Ama şarkılarınız en çok da şarkı sözlerinde ortaya çıkan o karakter nedeniyle sevilmişe benziyor.

- Önce şunu düzeltelim. Bizim yaptığımız eleştiri değil gözlem. İnsanların onu nasıl algıladıkları tamamen kendilerine kalmış. Biz ne olduğunu kendisi anlatan bir müzik yapmak istedik sadece, hepsi bu.

Türkiye’ye ne sıklıkta geliyorsunuz? Bu kadar gözlem yapma fırsatını nasıl buldunuz?

-
Dokuz yıldır yurtdışında yaşıyorum. Bulunduğunuz ülke, ister istemez belli bir süre sonra bakış açınızı değiştiriyor. Hele de içinde büyüdüğünüz kültüre dışarıdan bakma şansı elde edince, daha önce fark etmediğiniz pek çok şeyi görüyorsunuz. Türkiye’de yaşayanlardan bile daha iyi anlatmışsın, diyorlar.

Şarkıların sansürlenmesinden korkmadınız mı?

- Şu ana kadar şarkıları bir tek Karmaturk radyosu çaldı. Başka hiçbir radyo ve televizyon cesaret edemedi. Benim asıl anlamadığım, benim şarkılarımı çalmaya cesaret edemeyen radyoların küfürler içeren yabancı şarkıları hiç çekinmeden sabah akşam çalması. Eğer Türkçe küfüre hayır, İngilizce küfüre evet’se, bundan sonraki albümde bol bol İngilizce küfür duymaya hazırlanın, derim.

LOS ANGELES’TA FUTBOL OYNADIM

Los Angeles amatör liginde daha çok Meksikalılardan oluşan Guadalajara takımında orta sahada oynadım geçen seneye kadar. Albüm yapmak için Türkiye’ye gelince takımdan ayrılmak zorunda kaldım. Türkiye’ye gelmeyi, bir-iki konser vermeyi düşünüyorum.

İŞTE O SÖZLER

Genç kızlar hep bana takıldı/ Kandı/ Açtı da açtı/ çok naz yaptı çok uğraştırdı/ Çok zorlaştırdı/ Ama Mert işini bildi yine golü doksana taktı / İstanbul duy beni gör beni her gece her yerde/ Sabaha kadar eğlence/ Önce kebap mantı/ Sonra bizim evde yiyişmece.

Altımda BMW, Porsche, Ferrari benim evin önünde / Ayağım paspasta en sol şeritte / Yine veriyorum bir mersonun eline / Oradan bir gym patlatır sonra solaryum / akşamki maça hazırlanıyorum/ Zeki, çevik ve ahlaksızım/ Beni böyle seven kızın hastasıyım.

Çok güzelsin, çok şekersin, çok hoşsun. Biraz boşsun ama olsun ne de olsa yollusun/ Çok nazlısın, çok tatlısın, biliyorum aslında sen de haklısın/ Ne de olsa Türk malısın/ Türk malı yurdun malı, her Türk onu kullanmalı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!