Tüp bebeÄŸe genetik test

Güncelleme Tarihi:

Tüp bebeğe genetik test
Oluşturulma Tarihi: Kasım 23, 2001 15:02

Kısırlık sorununa çözüm bulunması amacıyla 1980`lerde klinik olarak uygulanmaya başlanan tüp bebek ve mikro-enjeksiyon yöntemi, çocuk sahibi olamayan çiftlerin umudu olmaya devam ediyor. Tüp bebek uygulamalarında genetik test de yapılıyor. Döllenen yumurta anne rahmine yerleştirmeden önce test yapılarak genetik bir bozukluk olup olmadığı anlaşılabiliyor.

Haberin Devamı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, Türkiye`de 1.5 milyon çiftin, çocuk sahibi olma konusunda problem yaşadığını söyledi.

Bunların yüzde 90`ının, tüp bebeÄŸe gerek kalmadan tedavi edilebildiÄŸini belirten Prof. Dr. ÅžatıroÄŸlu, bu kiÅŸilerin yüzde 10`unun tedavisinde tüp bebek ve benzeri yöntemlerin kullanıldığını ifde etti. Prof. Dr. ÅžatıroÄŸlu, tüp bebek konusunda yılda ortalama 400 hastaya uygulama yaptıklarını ve sayının giderek arttığını belirtirken, yıllık bazda yüzde 20-40 oranında baÅŸarı saÄŸlandığını ve bu rakamların dünya ortalamasının 1-2 puan üzerinde olduÄŸunu kaydetti.Â
       Â
DÖLLENME MİKROSKOP ALTINDA

Tüp bebek uygulamalarından biri olan mikro-enjeksiyon yönteminin, bir tek sperm hücresinin, tek bir yumurta hücresi içine sokulması iÅŸlemi olduÄŸunu belirten Prof. Dr. ÅžatıroÄŸlu, daha önce klasik tüp bebek yöntemini deneyip döllenme meydana gelmeyenlerde bu yöntemin uygulandığını söyledi.Â

Haberin Devamı

Anneden toplanan yumurtalarla, babadan alınan spermlerin mikroskop altında döllendiÄŸini belirten Prof. Dr. ÅžatıroÄŸlu, bu iÅŸlemden sonra uygun koÅŸullarda, 48 ila 72 saat beklendiÄŸini, yumurtanın embriyo olması ve bölünme aÅŸamasına gelmesinden sonra annenin rahmine basit bir yöntemle yerleÅŸtirildiÄŸini anlattı.   Â

GENETÄ°K YAPIYLA OYNANMIYOR

Ailesinde genetik bozukluk görülen çiftlerin de korkmadan bu yönteme başvurabileceklerini söyleyen Prof. Dr. Şatıroğlu, bu yöntemde genetik yapıyla hiç oynanmadığını vurguladı. Prof. Dr. Şatıroğlu, şöyle konuştu:

"Embriyoyu rahime yerleştirmeden önce, bir hücresini dışarı çıkarıyoruz, genetik çalışma yapıyoruz. Eğer genetik bir bozukluk yoksa öyle yerleştiriyoruz. Bu yöntem, üniversitemizde gelecek sezon rutin hale gelecek. Türkiye`de rutin olarak yapan merkez, benim bildiğim kadarıyla yok... `Bu hastalıklı, bunu yerleştirmeyelim` diyeceğiz ve böylece aile korku içinde bir gebelik yaşamayacak. Bu yöntem, genetik hastalıkların önlenmesinde özel bir yer kazanacak."

Haberin Devamı

Prof. Dr. ÅžatıroÄŸlu, üniversitede yeni uygulanmaya baÅŸlanan yeni bir yöntemle, anne adayından toplanan ve döllenen yumurtaların laboratuvarda soÄŸutma yöntemi ile saklandığını ifade etti. Bu yöntem sayesinde, baÅŸarılı olmayan mikro-enjeksiyonun tekrarlanması için anne adayından tekrar yumurta almaya gerek kalmadığını dile getiren ÅžatıroÄŸlu, saklanan embriyonun, anne rahmine tekrar yerleÅŸtirildiÄŸini bildirdi.  Â

TÜP BEBEKTE ÜÇÜZ, DÖRDÜZ OLMASI HATA

Tüp bebek uygulamasında ikiz, üçüz, dördüz riskinin çok yüksek olmadığına, bu durumun yüksek olmasının, yapılan iÅŸlemin hatasından kaynaklandığına iÅŸaret eden Prof. Dr. ÅžatıroÄŸlu, gebeliÄŸin garantilenmesi için anne rahmine 3 veya 4`den fazla yumurta verildiÄŸini söyledi. Bu durum sonucunda ikiz, üçüz, dördüz riskinin oluÅŸtuÄŸunu anlatan Prof. Dr. ÅžatıroÄŸlu, kurala uygun çalışılması halinde bu riskin, normal popülasyonun üzerine çıkmayacağını vurguladı.Â

Haberin Devamı

Prof. Dr. Şatıroğlu, çoğul gebeliğin birçok sorunu da beraberinde getireceğini, kayıp riskinin artacağını belirterek, "Bu durum sonucunda, etik tartışmaları hala devam eden, bebeklerin bazılarını kurtarmak için, anne karnında bebeklerden birinin, ikisinin yok edilmesi işlemi ortaya çıkacak. Bu uygulamayı, etik bulmuyoruz" diye konuştu.

Tüp bebek yönteminin, diğer merkezlerde yaklaşık 2 milyon dolara, yani 3 milyar liradan fazla bir harcamayla yapıldığını kaydeden Prof. Dr. Şatıroğlu, kendilerinin ise Türkiye`de en uygun fiyatla tüp bebek yapan merkez olduklarını bildirdi. Prof. Dr. Şatıroğlu, "Halen bizim uygulamamız, 1 milyar 100 milyon liraya maloluyor. Yıl sonuna geldik ve yeniden bir fiyat ayarlaması yapılacak. Çünkü malzemeler ithal. Amafiyatlarımız hiçbir zaman 3 milyarı bulmayacak" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!