Trump’la farklıyız

Güncelleme Tarihi:

Trump’la farklıyız
Oluşturulma Tarihi: Mart 21, 2005 00:23

Anadolu Grubu İcra Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan, dün akşam ilk bölümü yayınlanan ‘Çırak’ta yer almayı uzun bir tereddüt döneminden sonra kabul etti. Orijinal programı sunan Donald Trump’la ortak noktalarının, işadamı kimlikleri ve bu yarışmayla sınırlı olduğunu söyleyen Özilhan, etkilenmemek ve kolay karar verebilmek için yarışmacılarla sadece iş konuşuyor.

ırak’ta yer almayı bir tereddüt döneminden sonra kabul ettiniz...

Uzun bir dönem tereddüt yaşadım. Teklif geldikten sonra kabul etmedim çünkü böyle bir programa hazır değildim ve zamanım da yoktu. Kendimde o kabiliyeti de görmüyordum. O yüzden teşekkür ettim ve çalışma yapamayacağımı söyledim. Arkadaşlar devamlı geldiler, e-mail yolladılar ve yavaş yavaş konuşmaya başladık.

- Nasıl ikna oldunuz?

Zaman sorunu önemliydi benim için. ‘Hafta sonu bir gün ve hafta içi iki üç saat verirsen biz bu işi yapabiliriz’ dediler, ama başlayınca daha fazla zamanımı almaya başladı. Orijinal programı sunan Donald Trump’ın kendine has birtakım karakter özellikleri var. Bu özellikleri karakterime uygun bulmadığım için de tereddüt yaşadım. Formatın aynı kalması şartıyla benim üslubuma uydurabileceklerini söylediler. Esas beni ikna eden arkadaşların sosyal taraftan yaklaşması oldu. İşsizlik bugün birçok insanı etkiliyor. Üniversiteden mezun olan birçok insana iş imkanı yaratılamıyor. Bunlara birileri yol gösterebilir ve bu program da böyle bir katkıda bulunuyor. Ben yeniliği seven ve yeni şeyler yaratmayı seven bir insanım. O yüzden ana konularda anlaşınca kabul ettim ve bizim macera böyle başladı.

- Neden sizi tercih ettiler?

Bunu benim söylemem mümkün değil. Bir dönem TÜSİAD Başkanı olduğum için gündemde olan biriydim. Anadolu Grubu’nun Türkiye ölçülerinde önemli işleri var, önemli bir ekip yapısı var. Ekip kuralları içinde yönetilen ve kurumsal olmaya çalışan bir grup. Hepsini üst üste koyduğunuz zaman önemli sebepler oluşturduğunu düşünüyorum. Bir defa kabul ettikten sonra en iyisini yapmaya çalışıyorum.

- Donald Trump magazin yönüyle öne çıkan bir insan, siz ondan çok farklısınız. Bu, programın başarısını etkiler mi?

Sanmıyorum. Bu programın seyirci grubu 18-30 yaş arası gençler olacak diye düşünüyorum, Amerika’da öyle. Türkiye’de iş hayatıyla en çok ilgilenen ve sorunu olan da bu grup. İş hayatının içinde olanlar da ilgi duyar diye düşünüyorum. Orijinalinin yayınlanması bu program için altyapı oluşturdu. Ben başarılı olacak diye düşünüyorum.

- Donald Trump’la benzer noktalarınız var mı?

Ben Donald Trump’ın kitaplarını okudum daha evvelki dönemde. İş adamlığımızdan başka fazla bir benzerliğimiz yok! Bir de aynı programı sunmamız var şimdi. Onun karakteri, iş yapısı ve tahmin ediyorum ki iş yönetme şekli daha farklı.

Git demek hakikaten zor

- Nasıl bir patronsunuz?

Ben kendimi patrondan çok bir profesyonel yönetici olarak görüyorum ve o iki şapkayı da hiçbir zaman birbirine karıştırmıyorum. Anadolu Grubu İcra Kurulu Başkanı olarak tamamen profesyonel bir yönetim izlemeye çalışıyorum. O da kurumsal bir yapı içinde oluşuyor. Yetkileri delege eden ama kontrol da eden bir yapım var. İyi iletişim kurduğumu, kendimi iyi anlatabildiğimi ve insanların kendilerini anlatması için çok şans verdiğimi düşünüyorum. Seneler geçtikçe tecrübe birikimiyle de gençlere şans verip onların önünü açan bir yapım var.

- Ne gibi özellikler sizi etkiliyor?

Çalışkanlık ve dürüstlük temel nokta diye düşünüyorum. Liderlik vasfına sahip olma, yaratıcı olma, insanlarla iyi iletişim kurabilme, kendini iyi anlatabilme, iyi dinleme ve araştırma gibi özellikler de benim için çok önemli.

- Program çekimlerinde neler yaşıyorsunuz?

On binlerce aday arasından seçildikleri için bu 16 genç hakikaten çok vasıflı. Pırıl pırıl gençler, hırslarını yüzlerinden görebiliyorsunuz. Sizden bir şeyler kapmak için hakikaten çaba sarf ediyorlar. Verdiğimiz görevlerdeki çabalarından başarılı olma arzularını görüyorsunuz. Onları toplantılarda değerlendiriyoruz ve maalesef sonunda birini elemek zorunda kalıyoruz.

- Git demekte zorlanıyor musunuz?

Bunu söylemek hakikaten zor. Karşınızdaki insanın üzüldüğünü mimiklerinden anlıyorsunuz ve boynunu bükmesi sizi de üzüyor. Benim çocuklarım gibi gençler ve onları birer birer elemek de beni üzüyor. Bu gittikçe de tırmanıyor, ama neticede bir yarışma ve onlar için de büyük bir tecrübe.

660 bin YTL’lik ev

Çırak adaylarının gün sonunda çekilecekleri evi, mimarlar Nurgül Çilesiz ve Ahu Demiroğlu dekore etti. 500 metrekarelik süper lüks dairenin tüm mobilyaları yurtdışından ithal. 23 günde tamamlanan evin, duvarları ve tavanı da özel olarak tasarlandı. Evin aydınlatma sistemi de huzurlu bir ortamı sağlamaya yardımcı olacak şekilde dizayn edildi. Güvenlik sistemimin son derece modern cihazlarla sağlandığı evde hayat, izin günleri dışında her sabah saat 05.30’da başlıyor.

Çekişmelere tahammülüm yok

- Yarışmacılarla paylaşımlarınız sadece profesyonel anlamda mı?

Genellikle işle ilgili konuşuyoruz. Çok da fazla beraber olup etkilenmek istemiyorum, daha kolay karar vermem gerekiyor çünkü.

- Sert çıktığınız oluyor mu?

Oluyor tabii. İş hayatının belirli prensipleri var. Bunların dışında birtakım hareketler ve hatalar olduğu zaman gerginlikler oluyor. Bazen susturuyor ve konuşturmuyorum. Bazen de hoşuma giden konular olduğu zaman tartışmalarına fırsat veriyorum.

- Nelere tahammül edemiyorsunuz?

Çekişmelere ve takım ruhunu unutup bireysel olarak öne çıkmaya çalışmalara tahammül edemiyorum. Söz konusu olan bir yarışma olduğu için de bunlar oluyor tabii. Herkes kendini ortaya çıkarmak için başkalarının kafasına basmaya çalışıyor. Pasif olanlardan da çok hoşlanmıyorum, iş hayatı pasif olmayı kaldırmaz. Arkadaşlar giderek takım ruhunu kazanmaya başladılar.

- Bu yarışmayla başarılı bir profesyonel kazanacağınıza inanıyor musunuz?

İnanıyorum. Biz de devamlı yeni elemanlar istihdam ediyoruz, hiçbir zaman böyle 30 bin kişinin içinden seçemiyoruz tabii.

- 8 kadın ve 8 erkek yarışmacı var. Yarışmadaki bu eşitliğin iş hayatında da varolduğunu düşünüyor musunuz?

Biz programda sağladığımız bu eşitliği Anadolu Grubu’nda da sağlamak için çaba sarf ediyoruz. Türkiye’de kadınların çok ihmal edildiğini ve herkesin bu konuda çaba sarf etmesi gerektiğine inanıyorum. Yönetici tarafım olgunlaştıkça kadınların birçok konuda çok başarılı olduğunu görüyorum. Türkiye’de bütün kurumlarda buna siyaset de dahil kadınlara daha önemli pozisyonlar verilmesi gerektiğine inanıyorum.

Reyting için yapmıyorum

- Program reyting almazsa etkilenir misiniz?

Ben oyuncu değilim, bu işi reyting için yapmıyorum. Başarılı ve katkı sağlayacak bir şey yapmaya çalışıyorum. Reyting alırsa mutlu olurum, almazsa da çok etkilenmem.

- Kendi performansınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Her bölümde daha rahatlıyorum. Canlı yayın ve kameralara alışık bir insanım, ama ne olursa olsun burada değişik bir atmosfer var. Heyecan yavaş yavaş geçti, her bölümde daha iyi performans verdiğimi hissediyorum.

- Siz böyle bir yarışmaya katılır mıydınız?

Katılırdım çünkü bu program insana büyük bir tecrübe kazandırıyor. Buradaki toplantılarda bile gerçek yönetim kurulu toplantısı havası yaşıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!