Trendy Köşesi

Güncelleme Tarihi:

Trendy Köşesi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2006 00:00

Bizler çöp tenekesi değilizHürriyet

Nefise Karatay, 1,5 yılda tam 10 kilo vermiş. Şimdi canı ne zaman abur cubur çekse, geçmişi düşünüp yemekten vazgeçiyor. O hálá "göbeğim var" diye yakınıp dursa da "Kemiğinin üzerinde sadece derin kaldı. Hiç et yok. Çelimsiz görünüyorsun" diyen fitness hocasına bakılırsa bu tamamen kuruntu!

Ağzınıza sürmediğiniz bir yiyecek var mı?

Köfte ve döner haricinde et yemem. Mesela kıymalı yemekler... Patates, mercimek gibi yemekleri düşünün. Çocukken tabağımdan onların kıymalarını ayıklamaya çalışırdım. Mantıdan nefret ederim mesela. Bunun üzerine annemle babam güçsüz kalmayayım diye bütün yemekleri et suyuna yapma kararı almışlar. Allah’tan işe yaramış. Dirayetliyim, kolay kolay hastalanmıyorum.

- Şu an hayli zayıfsınız. Bu kadar kilo verirken vücudunuz zorlandı mı?

Aslında hiçbir zaman çok kilolu bir insan olmadım. Hayattaki en fazla kilom 58’di. Hafif balık etliydim. Şimdi 48’e indim.

- Neden zayıflama ihtiyacı hissettiniz?

Kilolu olduğumu düşündüm. Çünkü ben çocukluğumda çok zayıf bir kızdım. "Yolda yürürken cebine taş doldur. Yoksa rüzgar seni uçurur" diye dalga geçerlerdi benimle. Sınıfın en uzun boylu ve en zayıf kızıydım. Kilo almak için çok çaba harcadım. 20 yaşımdan sonra çok hızlı kilo almaya başladım. Bu sefer de kilo almak beni şaşırttı. Zayıflamaya karar verdim. Ama çok uzun sürede verdim bu 10 kiloyu.

- Ne kadar sürede verdiniz?

1,5 yılda verdim. Vücudum tam anlamıyla yerine oturdu. Beslenmeme çok dikkat ediyorum.

- Bu konuda neler yapıyorsunuz?

Bir kere herkesin dikkat etmesi gereken bir nokta var; biz bir çöp tenekesi değiliz! Yediğim her şey bir işe yaramalı. Boş boş yemek yemenin vücuda hiçbir faydası yok. Gereksiz bir cipsin, aşırı yağlı ya da çok tatlı bir şey yemenin benim vücuduma ne yararı olabilir ki? Bu arada ben aç kalarak kilo vermedim. Küçük miktarlarda ama sık sık yedim. Gayet sağlıklı besleniyorum artık.

- Peki dayanamadığınız bir abur cubur türü var mı?

Bu biraz da psikolojik bir şey. "Vücuduma yararı yok" diye düşündüğümde yemek istemiyorum. Ama dayanamazsam tadımlık bir şeyler yiyorum. Çünkü insan bir günde kilo veremeyeceği gibi bir günde kilo alamaz! Dönem dönem spagetti yemek istiyorum, ya da tavuk... Demek vücut istiyor.

- Aslında insan vücudunun sesine kulak verse ne güzel olur!

Ama o ses bazen insanı yoldan çıkarabiliyor! Kontrol altına almak en iyisi... Biraz da vicdanının sesini dinlersen, kaliteli beslenirsin.

- Peki spor yapıyor musunuz?

Son yıllarda düzenli spor yapmıyorum. Zaten kilo verdim. Ama evime koşu bandı ve bisiklet aldım. Akşamları dizi film izlerken koşu bandına ya da bisiklete biniyorum. Her gün düzenli olarak yürüyorum. Aşağı yukarı 45 dakika sporumu yapıyorum.

- Çekimi bir allık, rimel ve parlatıcıyla tamamladık. Makyaj sevmez misiniz?

Ben fondöten, pudra gibi malzemeleri sevmiyorum ve kullanmamaya çalışıyorum. Diyorum ya; nasıl gereksiz şeyleri yememek gerekiyorsa aynı şey makyaj malzemelerinde de geçerli. Olur olmaz her şeyi cilde sürmemek en iyisi. Ben cildimden çok memnunum. Çocukluğumdan beri cildimi porselene benzetirler. Bir arkadaşım "Yüzüne bakınca sanki kendimi görüyorum. Ayna gibi cildin var" derdi. Cildimin yapısı böyle. Tabii ben de dikkat ediyorum.

- Burnunuzun eski halinden bir farkı yok. Neden estetik ameliyat yaptırdınız?

Doktorumdan ısrarla ifademin değişmemesini istemiştim. Sağ olsun, o da bunu gerçekleştirdi. Burnumun üzerinde küçük bir kemik vardı. Aslında herkes karakteristik olduğunu ve bana yakıştığını söylüyordu. Ama televizyonda ya da fotoğraf çekimlerinde özellikle profilimden rahatsızlık hissettiğim için ameliyat olmaya karar verdim. Benim tek ameliyatım burundur. Başka da düşünmüyorum zaten. Estetik operasyonlara karşı değilim ama ifademi değiştirecek, bozacak her şeyden kaçarım. İnsanın yüzündeki çizgiler bile hayatın acılarıdır, sevinçleridir. Her kırışıklığın bir sebebi var.

- Yüzümüz bir anı defteri gibi değil mi?

Aynen öyle. Mesela annemin, babamın yüzüne bakıyorum. Yüzlerindeki her çizgiden hayatlarını okuyorum. Kabul ediyorum, bizler göz önünde olan insanlarız. Ama botox yaptırıp biyonik kadına dönenlerden haz etmiyorum. Dudağa neden silikon yapılırmış, hiç anlamam mesela. Bence temiz, masum bir ifade çok daha güzel.

AJANDA

4 NİSAN

Levent Yüksel, müzisyen dostlarıyla kurduğu "Sıfır KM" adlı grupla Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde ilk konserlerini vermeye hazırlanıyor.

5 NİSAN

Ülkemizin başarılı kadın vokallerinden Şebnem Ferah, Konya Truva Showland Gösteri Merkezi’nde dinleyicileriyle buluşacak.

7 NİSAN

Engin Günaydın’ın yıldızı gün geçtikçe parlıyor! Maltepe Yayla Sanat Merkezi’ndeki gösterisini mutlaka izle!

BAY AŞK UZMANI

Çok çekingenim

SEVGİ: 13 yaşındayım. Bir çocuğu seviyorum. Aynı sınıftayız. Fakat o başkasıyla çıkıyor. Ama o kişiyi sevdiğine inanmıyorum. Benimle de ilgileniyor. Ancak cesur biri değil. Aşk acısı çekiyorum. Bu çocuğu etkilemek için ne yapmalıyım? Bu arada benimle ilgilenen birkaç çocuk var. Tüm bunlara rağmen ben onu unutamıyorum ve seviyorum. Ne yapmam gerek? Ama ona arkadaşlık teklif etmemi istemeyin.

BAY AŞK UZMANI: "Madem onu bu kadar seviyorsun; duygularını dile getir" diyeceğim ama bunu yapamayacağını belirtmişsin. O zaman ona karşı duygularını hareketlerinle belli etmeye çalış. Sonuç ne olursa olsun umutsuzluğa kapılma. Açık olmakta fayda var. Utangaç biri olduğunu belirtmişsin. Doğal olarak ilk adımı atmakta güçlük çekebilirsin. Ona yakınlaşıp, düşündüklerini söylemende fayda var bana kalırsa...

UTANDIRAN ANLAR

İmza gününde evlilik teklifi

Olivium’da bir imza günümüz vardı. Her şey gayet güzel, eğlenceli. Bir genç kız geldi ve herkesin içinde bana evlilik teklifinde bulundu. Ne söyleyeceğimi, nasıl bir tepki göstereceğimi bilemedim. Şaşırdım kaldım. Kıpkırmızı oldum. Allah’tan Özgü Namal beni kurtardı! "Bırakmam onu" diyerek yardımıma koştu.

Pınar YILMAZERLER
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!