Trendy Köşesi

Güncelleme Tarihi:

Trendy Köşesi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2006 00:00

Marka oldum

Beş yıldır hazırlayıp sunduğu "Sportif" programıyla marka olduğunu söyleyen Neslihan Yavuzcan, "Televizyonda 14’üncü yılıma giriyorum. Kendi alanımda tek olduğum için markalaştım artık" diyor.

- Kaç yıldan beri mankenlik yapıyorsun?

1989 yılında başladım. 2000’e dek aktif olarak mankenlik yaptım. Ondan sonra da yurt dışı ya da çok kaliteli defileler olduğunda çıktım. Şimdi eskisi gibi defile yok ki, nereye çıkacağım?

- Bunca zamanın sonunda istediğin noktada mısın?

Bir çizgi belirlerseniz, bazı şeylerden de feragat edersiniz. Ben mütevazı bir insanım. Annem; "Ne oldum değil, ne olacağım diyeceksin" derdi bana. Bu şekilde yetiştim, bu şekilde de devam ettim. Zaten kendi alanımda tek olduğum için markalaştım artık! Televizyonda 14. yılıma giriyorum.

- Markalaştığını söylüyorsun. Sence diğer modellerden farkın ne?

Modellik benim işim değil, benim yaptığım işlerden bir tanesi sadece! Örneğin; öğrencisinizdir ama bir yandan da garsonluk yaparsınız. Televizyonda ve gazetede ilerlerken fazla para kazanamıyordum. Sadece bu konularda deneyim kazanıyordum. Bu arada profesyonel basketbolcuydum. Beşiktaş’ta altyapıdan yetişip A Takımı’na kadar geldim. Milli takımda oynadım. Sakatlanınca da antrenörlüğe geçtim. Benim işim spordu. Yaptığım gazetecilik ve televizyonculuk da spor üzerineydi. Beş yıldır "Sportif" programının hem yapımcısı, hem de sunucusuyum. Sonuçta mankenlik benim para kazandığım bir işti. Podyumda yürümeyi, özellikle spor defilelerine çıkmayı çok seviyorum. Zeki Triko’nun mankeniydim. Televizyondan kazandığım parayla, mankenlikten kazandığım parayı ancak denkleştiriyordum. Aslında diğerlerinden daha çok para kazanıyordum. Onlar oturup defile teklifi gelmesini bekliyorlardı. Benim ise sabit gelirlerim vardı. Mankenlik de üstüne ek gelir getiriyordu.

- Aslında sorumun cevabını alamadım; Türkiye’de istediğin noktada mısın?

Türkiye’de güzel ve akıllıysanız, insanlar size hemen bir imaj çiziyor. "Bu güzelse sadece podyuma çıkar" deniyor. Bunca yıldır aldığım eğitimim var. Konuşunca da insanların işine gelmiyor. "Mankenlikten sunuculuğa geçti" diyorlar. Siz uyurken ben hafta sonu montaja giriyorum. Kimse bunları görmüyor ve hálá bana "Manken" diyor. Halbuki yaptığım iş ortada. Bu durumdan mustaribim. Güzelliğin ve zekanın bir arada olması bu ülkede takdir edilmiyor! Bizim camiamızda her zaman bana karşı bir kıskançlık olmuştur. Mesela Türkiye’nin ilk aerobik VCD’sini ben hazırladım. Ama başka isimler hazırlamış gibi oldu. Çünkü tanıtımı yeterince yapılmadı.

- Bu arada bir de kitabın çıktı...

Evet "Neslihan Yavuzcan’la Sportif" adında bir kitabım çıktı. Bu, tam bir başucu kitabı. Daha önce yaptığım röportajlardan bazılarına yer verdik. Hayata dair yazılarım, formumu koruma yöntemlerim, küçük mutluluk formüllerim de yer alıyor.

- Okan Bayülgen "Kişiden marka olmaz. Ancak ürün marka olur" derken, Hülya Avşar "Ben markayım" diyor. Böyle bir fikir ayrılığı söz konusu... Sen hangi fikre katılıyorsun?

Ben ürünle var olan markayım. "Sportif"in konu mankeniyim, yüzüyüm! Orada Neslihan Yavuzcan değilim.

- Camiada kıskançlıkların olduğunu söyledin. Hiç arkadaşın yok mu bu camiadan peki?

İlgi Gövsa benim can dostum. Nurşah Okay modellik zamanımdan arkadaşım. Şebnem Tan İtalya’da, onunla da devamlı irtibattayım. Başka da dostum yok! Bu arada İlgi’yle bir program hazırladık, "Modayla İlgi’li" diye!

- En büyük hayalin ne?

Spor okulları açmak! Hatta geniş bir spor kompleksi diyelim. Çocuklar spor yapmayı öğrenirken, aileleri de onları bekleyecek. Ama golf oynayarak ya da başka bir sporla uğraşarak... Şık bir restoranı olduğu gibi çocuklar için Mc Donalds da olacak. Bilmiyorum artık nasıl gerçekleşir ama bunu çok istiyorum.

BAY AŞK UZMANI

Annemin gençlik aşkının oğluna aşığım

İSYANKAR: 16 yaşındayım ve bir sevgilim var. Birbirimizi çok seviyoruz. Ben Bursa’dayım, o Mustafakemalpaşa’da. Dedemler oranın küçük bir kasabasında oturuyor. Oraya gittikçe görüşüyoruz, bazen o geliyor. Aşkımızı bilmeyen yok. Tam 3 yıl oldu. Ama bir sorun var. Eskiden benim annemle, onun babası çıkmış. Hatta annemi istemeye bile gitmişler ama sonra yolları ayrılmış. Dolayısıyla şimdi bu ilişkiye karşılar. Bizim ne suçumuz var ki? Ne olur yardım edin. Ne yapmalıyız?

BAY AŞK UZMANI: Yaşadıkların tam bir dizi film gibi! Annenle dostça konuşmayı dene. Bir de şöyle düşün. Annenle sevgilinin babası çok kötü ayrılmış olabilirler. Aralarında bir düşmanlık varsa, dünür olmaları çok zor. Fakat bir yanda da sizin sevginiz var. Bunları anlat. Annene karşı anlayışlı davran. Eğer çok kararlıysanız ve annenle konuşman mümkün olmuyorsa, annenin gençlik yıllarını bilen ve yaşadığı aşka tanık olan bir büyüğünle konuş. Annen, gençlik yıllarındaki en yakın arkadaşıyla hálá görüşüyorsa o kişiden yardım iste. Senin yerine annenle konuşmayı denesin. Bakalım işe yarayacak mı?

UTANDIRAN ANLAR

Ortaokul yıllarımda okul kılık kıyafet düzenine pek uymuyordum. Bizim okulda da bu konuda katı bir disiplin uygulanıyordu. Ama bu tür bir baskı beni çok sıkıyordu. Yine bir gün sınıfa girerken öğretmen beni yakaladı ve bağırıp çağırmaya başladı. O an bütün arkadaşlarımın arasında laf işittiğim için çok utandım. O an utanmasına utandım ama daha sonraki günlerde okulun giyim konusundaki katı tutumunu biraz hafifletmeyi başardım.

AJANDA

6 ŞUBAT

Eğer Türk sanat müziği hakkında biraz bilgi edinmek istiyorsan, CRR Konser Salonu’nda ol. Önemli bestekarlardan Sadettin Kaynak’ın eserleri dinlenmeye değer!

8 ŞUBAT

Gerilim konulu bir tiyatro oyunu "Kuklacı." Profilo Kültür Merkezi’ndeki bu müthiş oyunu sakın kaçırma!

10 ŞUBAT

Türker İnanoğlu Maslak Show Center’daki ’Yıldız Konserleri’ devam ediyor. Bu kez konuk Sertab Erener.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!