Titre ve kendine gel!

Güncelleme Tarihi:

Titre ve kendine gel
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 07, 2001 18:42

Anneniz aylardır sizi görmemekten yakınıyor. Eşiniz ya da sevgiliniz sizden bihaber olmaya alıştı. Nasıl olsa gelemezsiniz diye artık davetlere bile çağırılmıyorsunuz... Kendinize gelin! Hayat yalnızca işiniz değil...

Ertelenen randevular, aksayan projeler, telefon trafiği, bitmek bilmeyen iş planları ve dolayısıyla uzayan çalışma saatleri...


Haberin Devamı

Bunlar, ´iş hayatımızı´, ´tüm hayatımız´ haline getiren nedenlerden yalnızca birkaçı. İşkoliklik tüm dünyada iş hayatını tehdit eden bir unsur olarak kabul ediliyor. Özellikle ABD bu konuda en ´gelişmiş´ ülke. Ülkedeki çalışma saatleri haftalık 41 saati buluyor. Yıllık izin kullanımı en az olan ülke yine ABD. Uzmanlar gerek ABD gerekse Avrupadaki yöneticilerin bu gidişe bir dur demelerinin vaktinin geldiğini belirtiyorlar.



İşkolikler ilk bakışta arı gibi çalışan kişiler olarak nitelendiriliyorlar. Ancak bu durum pek uzun sürmüyor. Gece gündüz demeden çalışan bu kişilerin enerjileri bir süre sonra tükeniyor. Verim düşüyor. Aile ve arkadaşlarına yeterince zaman ayıramayan bu kişiler işyerlerinden ve çalışmaktan büsbütün soğuyorlar.



Bu durum, ABD ve Avrupa´da birçok şirketi çalışanlarının özel hayatlarını da düşünmeye itiyor. Çalışanlar şirketleri tarafından iş dışı faaliyetlere yönlendiriliyor.

Haberin Devamı


Compaq Türkiye bu durmun farkına varıp önlem almaya koyulan firmalardan biri. Şirket, İnsan Kaynakları ve Davranış Bilimleri Ensititüsü işbirliği ile şirket çalışanlarına özel, ´bireysel gelişim ve iş-yaşam dengesi danışmanlığı´ programı başlattı.



İŞ(TE) HAYATIMIZ



Program, Compaq´ın, çalışanlarına yönelik olarak uyguladığı "MyPAQ-İş'te Hayatımız" adını taşıyan eğitim programı bünyesinde gerçekleşiyor. Haziran-Ağustos ayları arasında sürecek programın ana başlıkları bireysel gelişim, üstün performans, iş ve özel hayat arasındaki denge, hayat koçluğu (life coaching) olarak belirlendi.



Seminerler Davranış Bilimleri Enstitüsü yöneticilerinden Uzman Psikolog Emre Konuk ve Danışman Özlem Kaleli tarafından veriliyor. Emre Konuk eğitim programı ile ilgili sorularımızı yanıtladı:



* Özel ve iş hayatımız birbirini nasıl etkiliyor?



İş hayatımızdan beklentilerimiz özel hayatımızı doğrudan etkiliyor. İş yaşantımızdaki olumsuzluklar bizi özel hayatımızda doyumsuzluk ve belirsizlik ortamına sürüklüyor. İş hayatı bir çalışan için manevi açıdan, takdir, tatmin ve ait olma gibi duygular anlamına geliyor.

Haberin Devamı


Hepimizin bu konularda beklentileri oluyor. Bunları tatmin edemediğimizde özel hayatımızda mutsuz oluyor ve kimlik bunalımına düşüyoruz. Dikkat edin, eğer insanlar özel hayatlarında ilişkilerini düzenlemiş, hedeflerini ve ihtiyaçlarını belirlemiş ve buradaki sorunları aşmışlarsa, iş yaşamlarında o denli başarılı ve üstün performans gösteren kişiler olmuşlardır.



Kendinizi bir düşünün. İşleriniz kötü gittiği zaman hayat hep kötüdür, dünya kötüdür, İstanbul nefret edilecek bir yerdir, trafik de berbattır. Ama öyle iş hayatınızda önemli bir projeye imza attığınızda her şey size bir anda daha güzel görünmeye başlar.



*İş ve özel hayat dengesini nasıl sağlayabiliriz?

Haberin Devamı

Öncelikle kendimizi tanımalıyız. Beklentilerimizi, değerlerimizi ve amaçlarımızı belirlemeliyiz. Kendimize ´Sosyal yaşantımızda arkadaşlarımızla sık buluşabiliyor muyum? Bir hobiye yeterince vakit ayırabiliyor muyum? gibi soruları sorarak işe başlayabiliriz.


Yeni beceriler ve alışkanlıklar kazanmalıyız. Ve bunları yapmak için bir an önce harekete geçmeliyiz.


*Çalışmanın amacı ve hedefleri neler?


İş hayatının akışı içerisinde insanların yoğun çalışma temposuna ayak uydurmaları gerekiyor. Ancak çalışanların da iş yaşamları dışında sürdürmeleri gereken bir özel hayatları olduğu gerçeğini inkar edemeyiz. Her ikisini de başarılı bir şekilde sürdürebilmek için kişilerin bazı becerilere sahip olmaları gerekiyor. Bizler bu becerileri geliştirmek için programlar yapıyoruz.

Haberin Devamı

*Program kapsamında ne tür çalışmalar bulunuyor?


Anketler, analizler, grup seminerleri, özel grup danışmanlıkları, birebir danışmanlıklar şeklinde toplam 3 ay içine yayılacak kapsamlı bir çalışma bu. Bunun sonunda çalışanların iş ve yaşam dengesi ve bireysel gelişim performanslarında hissedilir bir artış olacağına inanıyoruz.

Önce kişilerin beynindeki ´yaşam şablonlarını´ değiştiriyoruz. Hayata ´pek çok açıdan´ bakmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Katıldıkları sosyal faaliyetleri alışkanlık haline getirip uygulamalarını sağlıyoruz.


Eğer tenis oynamak istiyorsanız, bir raket almanız, bir hoca tutmanız, oraya belli bir zaman ayırmanız ve terlemeniz gerekiyor. Onlara şu düşünceyi hatırlatıyoruz; ``Unutmayın elinizde sihirli bir değnek yok ve onu dokundurduğunuzda hayat daha başarılı ve güzel hale gelmiyor. Kişisel çabanız çok önemli.``




 




 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!