Teyzem muhtar oldu üstelik 30 yıldır!..

Güncelleme Tarihi:

Teyzem muhtar oldu üstelik 30 yıldır..
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2004 00:51

Nasıl anlatabilsem bilmiyorum ama, bizim sülalede bir tuhaflık var galiba. Ya da bana öyle geliyor. Dedem, Sarı Hafız namında bir yağlı güreşçi ve ağa çocuğu... Yani İdadi mezunu ve Kuran’ı okuyup hıfzetmiş bir hafız. Balkan Savaşı’nda toprakları kaybetmiş. Sonra da bitmeyen savaşlardan birinden birine koşturmuş. Yani sizin büyük dedeleriniz gibi...

Buraya kadar her şey münasip görünüyor. Ama sabah başlayıp bazen ertesi sabaha kadar non-stop içerdi. Son yıllarda rakı kesmeyince kolonyaya başlamıştı. Çünkü kolonya 80 dereceydi. Namlı eski pehlivan arkadaşları da ziyaretine geliverirdi. Anneanneciğim derhal porselen ve sırça takımı ne bulursa ortalıktan yok ederdi. Mezelerini bakır tabaklarda, içkilerini de kupalarda verirdi. Çünkü rakı hızlanıp muhabbetleri koyulaştığı zaman pehlivanlar eski hünerlerini önce anlatarak sonra da uygulamalı olarak gösterirlerdi. Sık sık iş ciddiye biner ev hasar görürdü. Hatta bir gün birbirlerini çapraz sürerek sofanın duvarından yatak odasına girmişlerdi.

Rahmetli dayıcığım daha alçakgönüllü olduğu için günde sadece 2 büyük rakı bitirir, akşam da arkadaşlarıyla meyhaneye giderdi. Ama ailemizi içki meraklısı sanmayın... Örneğin benden 1 yaş büyük olan büyük teyzem Birsen Kaner, Türkiye 100 metre ve 200 metre şampiyonu oldu ve daha 14 yaşındaydı. Sonra oğlu Ömer Kaner Türkiye Gol Kralı oldu. Fenerbahçe’de yıllar boyu top koşturdu. Antrenörken Denizli’yi ikinci ligden birinci lige çıkardı. Polonya’da antrenörlük yaptı.

Büyük teyzem Huriye Ermete, bir İngiliz leydisi olarak oğlunu büyüttü. Yani yeğenim Teoman Ermete, Amerika’da burs kazandı ve Amerika’dan koyu bir sosyalist olarak döndü. Arkadaşları Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan ve Hüseyin İnan, idama mahkûm edildiler. Teoman eylemler sırasında böbrek taşı sancısı nedeniyle Hacettepe Hastanesi’nde yattığı için sadece 5-6 yıl yemekle yetindi. Üstelik de babası NATO’da albaydı. Şu anda Türk turizminin duayenlerinden biridir.

Kardeşim Tekin Aral ve ben, gazetecilik, yazarlık, çizerlik gibi pek uygun sayılmayan işlerle uğraştık. Ama ailenin gönderini benden 4 yaş büyük olan teyzem Aynur Akgöze çekti.

Yani, içimizde dosta, düşmana karşı münasip bir iş sahibi oldu. Üstelik 30 yıldır muhtarlık yapıyor ve seçimleri yine çaresiz olarak kazandığı için 5 yıl daha muhtarlık yapacak.

*

‘Aynur’cuğum, bu muhtarlık işini durup dururken nereden icat ettin?’

‘Vallahi ben icat etmedim. 30 yıl önce bizim konağın karşı komşumuz Nafiz Özcan Amca, ille de benim listede ol da daha kolay kazanayım diye beni birinci aza olarak gösterdi. Eşim de destekleyince kabul ettim. Nafiz Amca, muhtar oldu ama kısa bir süre sonra da vefat etti. Üsküdar Kaymakamlığı’ndan çağırdılar ve muhtarlık mazbatamı verdiler. Ödüm patladı. Ama mahalle halkı destek verdi. Ben de çaresiz muhtar oldum ve 30 yıldır muhtarım.’

‘Hiç seçim kaybetmedin mi?’

‘Benim hiç afişim, broşürüm filan olmadı. Çünkü hiçbir seçimde başka rakip adayım da olmadı. Yalnız bu seçimlerde ilk kez emekli bir subay beyefendi adaylığını koydu. O da kaybetti.’

Aynur Teyzem köklü bir Üsküdarlıdır. Lafını etmeyi sevmez, ama evlenip hemşireliği bırakınca mahallenin mavi meleği kesildi. Hasta komşulara iğne, çaresizleri hastanelere yatırmalar, Ankara Tüm Muhtarlar Derneği yardımcı başkanı, Marmara ve Trakya Derneği başkan yardımcılığı, Çocuk Esirgeme Kurumu’nda 8 yıl denetçilik, Türk Hava Kurumu yöneticiliği ve daha anımsamıyorum bir sürü koşuşturma...

‘Sen gençken halim selim bir kızdın. Bu yaşlarda niye nefes nefese dolaşıp duruyorsun?’

‘Genç sayılacak yaşta eşimi ve sonra da küçük oğlumu yitirdim. 20 odalık konak bana dar geldi. İnsanlar için az bir fayda bile beni mutlu ediyor.’

‘Haydi haydi, gazetelerden okuduğuma göre muhtarlık kazancınız 3-5 milyarı buluyormuş.’

‘Güldürme beni, Levent, Bostancı gibi yüzbinlerce insana karşı benim sadece 3-4 bin komşum var. Zaten onların yarısı da alt gelirlidir. Bir mühür bedeli 2 milyon ama zaten azını, bazen de hiçini alırım. Kira, elektrik, telefon gibi giderlerim vardır. Yardımcı tutacak gücüm olmadığı için her gün çalışırım. Aylık gelirim 4 milyonu geçmez.’

‘Yüzbinlerce muhtar adayı neden bu kadar heveslendi?’

‘Herhalde Pop-Star’lığa heveslendiler!’

‘Sence muhtarlık damga basmak mı?’

‘Muhtarlık mahalleni korumaktır. Komşunu doğumundan vefatına, imar derdinden çocuğunun okuluna yerleştirmeye kadar yardımcı olmaktır. Yani, eski bir İstanbul geleneğidir. Hamdolsun bizim Üsküdar’ın Gülsem Hatun Mahallemizi hálá korumaya çalışıyoruz. Ama o da değişiyor. Seni de pek iyi görmüyorum. Çok sigara içiyorsun. Haydi hoşçakal, beni bekleyen komşularım var.’

Aynur Teyzem, kocaman kilolarına rağmen atlayıp gitti. Ben, hálá markete bile gidemiyorum.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!