Telefonlarında ineklerinin fotoğrafını taşıyorlar

Güncelleme Tarihi:

Telefonlarında ineklerinin fotoğrafını taşıyorlar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 25, 2009 00:00

Hale bir güzellik kraliçesi. 3 yaşında ve çok bereketli memeleri var. Günde 32 litre süt veriyor. Geçtiğimiz hafta Bursa Tarım Fuarı’nda İnek Güzellik Yarışması’nda, hiçbir torpilin işlemediği Alman hakem tarafından kraliçe seçildi. Ünlü Magic Life Otelleri’nin sahipleri Recai Arslan’ın ineği o. Eğer Arslan yarıştan sonra, “Hale için beş yıldızlı otellerimde değil de, ahırda yattığım zamanlar oluyor” demeseydi bu haber sıradan bir yarışma haberi olarak kalacaktı.

Bu cümleyi okuyunca, onun bu tutkusunu anlamak için Orhangazi’deki çiftliğine gittim. 3-5 inekli küçük bir hobi çiftliği bekliyorken, 614 ineklik bir çiftlikle karşılaşınca yutkundum. İşin aslını da orada öğrendim. Meğer bu tutkunun asıl sahipleri kızları Şebnem Ergüder, Sevim Arslan Kınay ve Şehnaz Karamancı’ymış. Kendisinden habersiz bu çiftliği kurduklarında, babaları da çok şaşırmış. Bu üç kız kardeş, beş yıldızlı otellerinin şezlongunda keyif yapmak yerine, 614 ineğin dışkısının nahoş kokuttuğu çiftlikte her gün mesaiye geliyorlar. Hayvanların çiftliğe ilk geldiği gün hüngür hüngür ağlatan, ineklerinden biri “güzel” seçildiğinde Kainat Güzeli olmuş kadar zafer sarhoşluğu yaşatan, onların resimlerini telefonda taşıtan bir tutkudan söz ediyoruz.

Bursa Orhangazi’deki topraklar Arslan Ailesi’ne, Kurtuluş Savaşı sırasında gazi olan dedelerine devletin armağan ettiği araziler. Bin dönümlük arazinin üzerindeki inek çiftliği 35 dönüm. Arazinin diğer bölümlerinde kiraz ve zeytin ağaçları var. Recai Arslan, turizmciliğe 1970’li yıllarda tekneyle gezerken Dalaman’ı beğenip arsa alarak başlamış.

1980’li yıllarda da ilk Magic Life Oteli’ni kurmuş. Recai Bey’in kızlarının A’dan Z’ye her işin altında imzaları var. Oteli kurarken, amelesinden müteahhidine kadar tüm iş görüşmelerini kızı Şebnem Ergüder yapmış. Çiftliği kurarken babalarından habersiz kasaplarla, celeplerle muhatap olan ise bu kez diğer kızları Sevim Arslan Kınay ve Şehnaz Karamancı olmuş.

LÜKS OTELDEN AHIR İNŞAATINA

Sevim Hanım, “Elimizde atıl araziler vardı, ne yapalım diye konuşurken” cümlesiyle lafa başlayınca baba Recai Arslan düzeltiyor: “Hayır efendim konuşurken değil, onlar kendi aralarında konuşurken”... Sevim Hanım, inek cumhuriyeti sayılan Teksas’ta okuduğu için, bu virüsün kanına belki de oradan girdiğini söylüyor: “İnekler dört ayaklıdır ve süt verir bilgisinden başka bir şey bilmiyordum.”

Dolayısıyla yatırıma başlamadan tam iki yıl fizibilite yapmış. Ziraat mühendislerinden dersler almış, sütü kime satarım, pazarlamada şansım ne olur diye kafa yormuş. Bununla kalmamış, iki yıl boyunca Türkiye’deki bütün çiftlikleri tek tek gezmiş. Niye bu kadar titizlendiğini sorduğumda, “Macera uğruna para batıramazdım da ondan” cevabını veriyor.

İlk kazmayı vurmak için kolları sıvadıklarında başlarından neler geçtiğini de şöyle anlatıyor: “Ahırı yapmaya karar verdiğimizde, daha önce otellerimizde de çalıştığımız mimarlık firmasına ‘Ahır yapacağız, proje çizelim’ dedim. Süper binalar yapıyorlar ama ahır yapamıyorlar. Öyle bir beton maliyeti çıkardılar ki, sanki plaza yapıyorum. Birkaç örnek ahır göstermiştim, oraya girince mideleri bulandı, ayakkabıları kirlendi, çok rahatsız oldular. Baktım olacak gibi değil, çıkardıkları maliyetlerle zaten beni baştan iflas ettirmişlerdi, el sıkışıp ayrıldık. Ben de hayvanları iyi tanıyan, onların ihtiyaçlarını en iyi bilen veterinerler, ziraat mühendisleriyle bir ekip kurdum. Mesela ahırın tavan yüksekliğinin ne olacağını mimarlar kestiremiyordu. Ama benim ekibimdekiler, ‘Tavanı çok yüksek tutmalıyız. O kadar hayvan nefes alırken oksijen sirkülasyonu rahat olmalı’ diye beni uyardılar.”

4 BİN HAYVANDAN 334’Ü SAĞLIKLI ÇIKTI

Ahır tamamlandıktan sonra iş çiftliğin ev sahipleri olacak ineklere gelmiş. Ama işte asıl kabus orada başlamış. Şebnem Hanım, “Oteli yaparız, müşteri hemen gelir. Ama burada bekledik bekledik, müşteriler bir türlü gelmedi” diyor. Sebebini de kardeşi Sevim Hanım açıklıyor: “Türkiye’de hayvan çok ama sağlıklı hayvan az. Güney Marmara ve Trakya’da tek tek çiftlikleri dolaşarak tam 4 bin hayvan gördüm. Beğendiğim 2 bin tanesini Konya’da bir çiftliğe yolladım. Kendi çiftliğimize sokmadım çünkü inekler hastalıklıysa çiftliğe virüs girsin istemedim. O ineklerin test sonuçlarından sadece 334 tanesinin sağlıklı olduğu ortaya çıktı. Ancak o zaman kendi çiftliğimize nakil ettik. Ama o 2 bin hayvanı hemen bulduğumu sanmayın. Ahır ahır, köy köy üç ay boyunca, 2 oradan 3 buradan öyle toplayabildim. Mesela bir çiftçinin dört ineği var. Ama biri sağlıklı. “Üçünü alırsan, sağlıklıyı da veririm yoksa vermem” diyor. “Olmaz” diyorsunuz. Pazarlıkla 1 sağlıklı, 1 sağlıksız alıp çıkıyoruz.”

EŞ-DOST İSİMLERİ BİTTİ, İNTERNETTEN ARIYORLAR

· 614 ineğe isim bulmak kolay iş değil. Arslan Ailesi’nin 100-150 kişilik eş-dost isim listesi çoktan bitmiş. Şimdi sıra internetten indirdikleri kız isimlerinde.

· Bir çiftliğe inek alınacaksa mutlaka dişi ve gebe alınıyor ki, bir taşla birkaç kuş sürüsü vurulabilsin. İneklerin sürekli süt vermesi için sürekli hamile kalmaları gerek. Her ineğin 6 yavru yapması lazım. Tıpkı insanlar gibi 9 ay 10 gün süren ineklerin gebeliğinden böylece tam 7 yıl hiç durmadan süt alımı sağlanıyor.

· Arslan Ailesi çiftlikte temizliğe o kadar önem veriyor ki, çiftliğe hastalık girmesin diye dışarıdan kimse sokulmuyor.

CAST AJANSI KATALOĞU GİBİ BOĞA SPERM KATALOĞU

İneklerin tohumlandıkları spermler öyle gelişigüzel boğalardan alınmıyor. Tıpkı mankenlik ajanslarının katalogları gibi 2009-2010 boğa kataloğu var. Genetik özelliğini beğendiğiniz boğanın spermini “tek shut” olarak 150-200 dolara satın alıyorsunuz. Tabii bu fiyatlar ortalama bir spermin fiyatı. Eğer genetik özelliği muazzam bir boğanın spermini almak istiyorsanız bir Hermes çanta fiyatı kadar para ödemek zorundasınız. Bu da 5 bin dolardan başlıyor. Boğanın kızına geçirdiği genetik özellikler var. Diyelim ki meme yapısı ya da tırnakları bozuk bir ineğiniz var. Baba düzgünse gelen nesil genetiği düzeltilmiş olarak doğuyor. Ya da sütü az yağlı bir ineğiniz varsa, kızına sütü yağlandırıcı özellik geçiren boğayı seçiyorsunuz. Ayrıca bu boğaların spermleri cinsiyet ayrımı yapılmış olarak depolanıyor. Dondurulmuş spermler ABD ya da Avrupa’dan ithal ediliyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!