Tablo gibi elbiselerin tasarımcısı

Güncelleme Tarihi:

Tablo gibi elbiselerin tasarımcısı
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2010 00:00

Günseli Türkay, kimsede olmayanı arayıp bulmak kayfısı olan kadınlara alternatif tasarımlar yapıyor. Tablolardan elbise yapmaya bayıldığı için ona ‘tablo elbiselerin tasarımcısı’ deniyor. İstanbul Fashion Week için Londra’da yaşayan bir Türk ressamla Şilili ressamı buluşturdu; birbirlerini hiç görmeden dijital ortamda yaptıkları resimleri kumaşa bastı, elbise yaptı. Defilenin styling’ini ve aksesuarlarını da Deniz Berdan hazırladı

1977’de, Ankara’da doğdum. Annem her zaman çok şık giyinen, güzel bir kadındı. Belki onun da etkisiyle liseden beri tasarımcı olmak istedim. Kendimi bildim bileli moda sözcüğünü her duyduğumda içim coşar. Annem iktisatçı, babam nükleer fizik mühendisi. İkisi de öncelikle temel bir üniversite, sonra da tasarım okumamı tavsiye etti. Açıkçası bana da mantıklı geldi çünkü o dönemde moda tasarımı para kazandıracak bir bölümden çok hobi olarak görülüyordu. ODTÜ İktisat’tan mezun olduktan sonra Floransa’da moda tasarımı okudum. 10 yıldır moda tasarımcısı olarak çalışıyorum.
Mudo, Mexx, Zara ve Topshop tasarım yaptığım markalardan birkaçı. Geçen yıl kurduğum Günseli Türkay markasının kimliği beni yansıtıyor. Tasarımın önde olduğu, yenilik ve alternatif arayan bir marka. Resim ve sanata büyük ilgim olduğu için markanın temelinde resim ve desen olmasını istiyorum. İlk günden beri sürekli ressamlarla işbirliği yapıyorum.

Tablo gibi elbiselerin tasarımcısı
LONDRA-ŞİLİ HATTINDAKİ RESİMLERDEN ELBİSE


Geçen hafta İstanbul Fashion Week’de podyuma çıkan 2011 ilkbahar-yaz koleksiyonum için Londra’da yaşayan Türk ressam Bora Akıncıtürk ve Şili’nin başkenti Santiago’da yaşayan Lavina Yelb ile işbirliği yaptım. Bence Bora en başarılı yeni nesil ressamlardan. Yaz koleksiyonu hazırlıklarına başladığım dönemde İstanbul’daki stüdyosunda bir araya geldik. Yeni koleksiyonum için dijital resimlere yoğunlaşmak ve koleksiyona özel resimler hazırlamak istediğini söyledi. Bu fikir benim için de çok güzeldi çünkü yeni konseptim ‘cyber punk’ olacaktı. Resimlerle ilgili beni heyecanlandıran bir nokta daha vardı: Resimleri Şili‘de yaşayan genç ressam Lavina Yelb ile ortak yapmak istiyordu. Bora ve Lavina internette tanışmış ve birbirlerini hiç görmeden yaklaşık beş yıldır ortak dijital resimler yapıyorlar. Yaptıkları resimleri çok beğendim, onları kıyafetlerin üstünde göreceğim için de çok mutlu oldum. Defilede gördüğünüz Rüya Kıyafetler Galerisi adlı koleksiyondaki dijital elbiseler bu ortak çalışmanın sonucu.

DENİZ BERDAN’LA DEFİLEYE İKİ HAFTA KALA ANLAŞTIK

Defilenin styling’ini ve aksesuarlarını Deniz Berdan hazırladı. Çalışmamız gerçekten çok doğaçlama oldu. İlk kez İstanbul Moda Haftası’nda tanıştık. Benim resimli elbiselerimi çok beğenmişti. Daha sonra da bloğu DB Junk için koleksiyonumdan parçalar giyerek çekim yapmış ve yayınlamıştı. Tasarıma bakış açılarımız ve yeniliğe merakımız benziyor.
Defileye iki hafta kala, çıldırmak üzereydim. Bir yandan butik atölyemde ekibimle birlikte koleksiyonumu tamamlamaya uğraşıyor bir yandan da koreografiyi çalışıyor, mankenlere karar veriyorduk. İşte o dönem Deniz’i aradım. Bloğunda kullandığı 2D aksesuarlara bayılmıştım ve birkaç model için karton kolyeler yapmak istiyordum. Bunun üzerine konuşurken, “İstersen defile styling’ini ben yapabilirim” dedi. Daha önce hiç aklıma gelmemişti ama tarzını ve tasarım anlayışını çok beğendiğim için bu fikir çok hoşuma gitti. Defileye iki hafta kala çalışmalara başladık.

GÖCEK’TE OLDUĞU İÇİN KOLYELERİ TATİLDE ÇİZDİ

Deniz o dönem Göcek’teydi ve kolyeleri tatildeyken çizdi. Aksesuarları DB Junk’ta yaptığı 2D tasarımlar ve çok severek izlediği ‘Aaahh Real Monsters’ çizgi karakterlerinden esinlenerek yaptı. Plastik hissi veren pleksi kullanarak eklemli bir yapıda hazırladı. Deniz’le çok güzel çalıştık ve sevdik birbirimizi. Çıkan sonuçtan çok memnunum.
Özetle iyi isimlerle ortak çalışmalar yapmaktan çok keyif alıyorum. Birlikteliğin rekabet değil güç ve enerji yarattığına inanıyorum. En son gittiğim Massive Attack konserinden çok etkilendim. Sahnede yaklaşık 15 kişiydiler. Herkesin ayrı bir özelliği vardı ama birliktelikleri çok eğlenceli ve verimli bir sonuç yaratmıştı.

ZITLIKLARIN UYUMU
/images/100/0x0/55eb1fcef018fbb8f8acbebf

Günseli Türkay 2011 ilkbahar/yaz koleksiyonunda hayal dünyalarını kıyafet galerisini andıran koleksiyonuna taşıyor. 80’ler punk tadındaki koleksiyonda dijital desenli ve çok renkli taytlar, üç boyutlu ve düzensiz geometrik formlar, yüksek bel etek ve pantolonlarla sürpriz aksesuarlar var.

3-12 YAŞ RESSAMLARLA ÇOCUK KOLEKSİYONU

Kendi markam dışında, Pasaj İstanbul Tasarım ekibimle diğer marka ve ihracatçı firmalara da tasarım danışmanlığı yapıyorum. Bu sezon Türkiye’nin en büyük çocuk markası Wenice Kids ile çalışarak ‘Wenice Kids by Günseli Türkay’ etiketiyle satılacak bir koleksiyon tasarladım. Koleksiyonda markamın da teması olan tablo elbiseler devam ediyor. Ancak bu sefer ressamlar 3-12 yaş çocuklar.
Çocuklar için bir resim atölyesi düzenledik. Koleksiyon konseptimiz kasabaya gelen gezici bir festivaldi. Etrafta kümes hayvanlarının koşuştuğu, elma ve pamuk şekerlerinin satıldığı, eğlenceli oyunlarla dolu gezici bir festival. Bu konsepti Picasso tekniğiyle uygulamalarını istedik. Sonuç inanılmazdı. Çocuk beyni o kadar özgün, yaratıcı ve hızlı ki, temayı anlatır anlatmaz hiç düşünmeden 20-25 dakika içinde renklerini seçip harika resimler yapmaya başladılar. Seçilen resimler yüzde 100 doğal malzemelere basıldı. Çocukların rahat edebileceği ve kendilerini mutlu hissedecekleri yumuşak koton kumaşları tercih ettim. Çocuk resimleriyle basılmış bu rengarenk kumaşlardan da bir çocuk koleksiyonu hazırladık. 140 parçadan oluşan koleksiyonda Pasaj İstanbul Tasarım ekibim de bana yardım etti. Sonuçlar o kadar içimize sindi ki, koleksiyondan seçilen bazı parçalar büyükler için de üretilecek. Anne-kız temasıyla koleksiyonu tamamlayacağız.

DENİZ BERDAN
Bu aksesuarların adı Junk (Çöp)


Çalışmamız Günseli’nin, “Senin blogda yaptığın iki boyutlu çalışmaları defilemde kullanmak istiyorum” demesiyle başladı. 2D kartonların defilede aynı etkiyi yaratmayacağını düşündüm, pleksi kullanarak giyilebilir aksesuarlar yaratmayı önerdim. Bu arada defile için başka neler yapabileceğimi konuşurken, kendimi ‘Styling’ini de ben yaparım’ derken buldum. Aksesuarlar defile için sınırlı sayıda üretildi ama beğenildiği için satış da sunuldu. Aksesuar elbiseyse kumaşın üzerine uygulanacak, kesinlikle giyilebilir. Aksesuarlar, çizimlerimin bilgisayara yüklenerek lazer kesim yapılması sonucu üretildi. Deri boyamaları elle yapıyorum. Markamızın ismi Junk (Çöp). Yeni fikir ve görüşlerimiz olduğu ve beğenildiği sürece üretmek istiyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!