Tabancamın sapını gülle donatacağım!..

Güncelleme Tarihi:

Tabancamın sapını gülle donatacağım..
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2002 00:07

Yukarıdaki başlık bir halk türküsünün ilk mısraıdır. Deyişteki fetişizme varan tabanca sevgisine bakar mısınız? (O gülleri git sevdiğine ver ya da evini süsle be adam!)

Üstelik bu tabancalı tüfekli tek türkü değildir.

Mezar önünden atlayamadım,

Cephanem döküldü

toplayamadım.

Bir tek düşmanımı

haklayamadım....

*

Tüfeğim dolu saçma,

Kaçma sevdiğim kaçma....

*

Ey müstantik (yani savcı)

tabancamı ver bana

Bir hayırsız yar için idam

verdiler bana.

gibisinden cephaneli, domdom kurşunlu daha yüzlerce türkümüz vardır. Köroğlu'nun ‘‘Delikli demir çıktı, mertlik bozuldu’’ deyişine rağmen, nedir bu bizdeki silah tutkusu? Tutkunun ötesinde, can alıcı bir aleti niye bu kadar yüceltiyoruz?

Çevreme bakıyorum, babalanarak yürüyüşünden ya da kıç cebindeki kabarıklıktan en az dört kişiden birinin silah taşıdığını anlıyorum. Üstelik bu amatör silahşörlerin çoğu da ev kirasını ödemekten aciz, su alan partal pabuçlu garibanlar... Hele kaçak yapılmış derme-çatma gecekonduları dolaşsanız, kaçında pompalı otomatik tüfek çıkar bir bilseniz aklınız şaşar.

Nedir bu bizdeki silah merakı diye yıllardır düşünüp dururum. Devletine güvenmeyen reayanın ya da hálá aşiret düzeni içinde yaşamakta inat eden ağa kulunun tarihi nedenlerini bir kenara bırakıp 21. yüzyılda yaşayan Türk insanının silah aşkına iki neden buldum.

1 KORKU

İki kardeş şehir olan Malatya ve Sivas arasındaki futbol maçında 42 kişi öldürülmüştü. Bu küçük örnekteki düşmanlık bile yeterli sanırım. Sağcı-solcu cephelere bölüştürülüp öldürtülen binlerce kişiden söz etmek istemiyorum. İnsanlarımız o günleri şiddetle unutmak istiyor. Ama hafıza-i beşer, sanıldığı kadar bunamayla malûl değildir.

Hele İBDA-C'ler, Hizbullah'lar, Susurluk'lar icat olunduktan sonra unutmak ne mümkün!.. Adam başı hırsızı, uğursuzu, haydutu da cabası!..

2 GÖSTERİŞ

Türk erkeği kahramanlığı efsanelerden, hatta okul kitaplarından itibaren vurdu-kırdı olarak öğrendiği için ve de az besili ufak tefek olup bileğine güvenmediğinden ilk işinin bir tabanca edinmek olduğuna inanır. Edindikten sonra boyunun uzadığını bile sanır.

Hatta erkek evladına bile aldığı ilk oyuncak, bir tabancadır. Oyuncakçı dükkánlarına gidip bakın. Dükkánın yarısı oyuncak silahlarla doludur. Tabii, bu endüstriye filmlerdeki ve televizyonlardaki takır takır vurulan ve bir balet gibi dönerek yere düşen insanlardan duyulan keyif de yardımcı olur. Silah ve erkeklik özdeşleşince bir tabanca da erkeğin iki bacağının arasındaki organıyla eşdeğer olur.

*

Toprağına nur yağasıca Kemal Tahir, hem ağır bir İstanbul delikanlısı hem de yaşamının 15 yılını katiller, eşkıyalar arasında hapiste geçirmiş bir romancımızdı. Silah taşıma merakı üstüne şöyle derdi;

‘‘Silah dediğinin ağırlığı 40 batman çeker. Taşırsan bu hamallığı ömür boyu yaparsın. Hayatında bir kere lüzum eder. O zaman da çekemezsin, b.k yoluna gidersin!..’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!