Sütlü Nuriye kapak bulduran bir tatlıdır

Güncelleme Tarihi:

Sütlü Nuriye kapak bulduran bir tatlıdır
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2010 00:00

Erdil Yaşaroğlu kendisini mutfakta üretici olarak görmüyor ama iyi bir tüketici olduğunu söylüyor. Çizdiği karakterleri de ona göre şekillenmiş: Restoran karikatürleri mutfak karikatürlerinden daha fazla. Ama bir tatlı var ki, karikatürle yakın ilişkisi var: Sütlü Nuriye. Dergiye kapak esprisi bulamadıklarında imdatlarına bu tatlı yetişiyor.

Haberin Devamı

Küçüklüğünüzde çok yaramaz bir çocukmuşsunuz, yaramazlıktan fırsat bulup yemek yiyebiliyor muydunuz?
- Çocukken yemek seçiyordum ama seçtiğim yemekleri güzel yemek yerdim, keyifle yerdim. Ailem çok zengin değildi, memur çocuğuyum ama annem her zaman dört-beş çeşit yemek yapmaya dikkat ederdi. Arada kerevizler, bamyalar, çocukların sevmediği yemekler olsa da zorla falan yerdim. Doğduğumdan beri iyi yiyiciyimdir. 19 yaşımdan sonra ailemden ayrı yaşamaya başladım, o zaman yemek seçimim bitti. Çünkü evden ayrılınca Afrika’daki aç hayvanlar gibi oldum, ne bulursam onu yemeye başladım.
Peki anneniz lezzetli yemek yapar mıydı?
- Kimin annesi yapmaz ki, hala da yapar getirir. Biz Karadenizliyiz. Karadeniz’de çok adetten olmamasına rağmen annem ıspanaktı, bamyaydı çok güzel sebze yemekleri yapar.
Sizin mutfakla aranız nasıl?
- Aç kalıyorsam yapabiliyorum. En kötü ihtimalle kitabı açar, yaparım istediğim yemeği. Elimin ayarı da vardır.
Aç kaldığınız zaman en sık neyi yaparsınız?
- Ispanağı çok severim onu iyi pişiririm, bamyayı da yaparım. 30 yaşından sonra zayıflamak zorlaşıyor ya, o yüzden buharda pişmiş sebzeler ve somon gibi yemekler yapmaya başladım bir anda. Bir de kurnaz yemeklerim vardır. Mesela hazır satılan patates kızartmaları var ya, onu fritöze falan koymaya gerek yok, fırının içine direkt atıyorum ve daha sağlıklı oluyor.
İlk karikatürünüzün yayınlandığı günden bugüne yemek alışkanlıklarınızda bir değişiklik oldu mu?
- 17 yaşındaydım ve o zamandan bu zamana çok şey değişti. 19’dan sonra yemek seçme olayı bitti, en radikal değişiklik bu. Ayrı yaşamaya başladığımdan itibaren bir anda anne yemeklerini özlemeye başladım. Ondan sonra yaptığım her şeyi ayrım yapmadan yedim. 25 yaşına kadar bir fast food çılgınlığına tutuldum. Sonra, 100 kilonun üzerine çıkmaya başlayınca diyetle tanıştım. 39 yaşındayım, 9-10 senedir yemeğime dikkat ederim, az yağlı yemekleri tercih ederim. Bu o kadar alışkanlık haline geldi ki, bir restoranda biraz yağlı bir şey yediğim zaman kötüleşiyorum.
Babanızın mutfakla arası nasıldı?
- Babam devlet memuruydu ama mutfakla arası iyiydi. Anneme de çok yardım ederdi. İlginç yemekler de bilirdi ama damak tadı bir garipti. Mesela domates çorbası içerken içine üzüm atardı. “Olur mu baba ya” dediğimizde, klasik olarak “Midede birleşiyor ya” diye cevaplardı. Bir de aktar ürünlerini çok severdi. Kendine acayip çaylar falan yapar, bir yerlerde kefir sebze, meyve yetiştirir, beslenmesine çok dikkat ederdi. Hala da eder.
İyi yemek yapan kadınlar sizi etkiler mi?
- Etkilemez mi, tabii etkiler. Evde yemek kokusunu seviyorum, evin en sevdiğim yeri de mutfak. Çocukluğumda da öyleydi. Karadeniz ailelerinde mutfak çok önemlidir.
Eşiniz iyi bir aşçı mı?
- İyi bir aşçı adayı. İzmirli, şimdiye kadar pek yemek yapmamış ama çok istekli. Karısına iltifat ediyor diyenler olabilir ama şimdiye kadar yaptığı, ilk denediği yemekler bile çok başarılı. Kitapları var, bakıyor ediyor, o süreçten keyif alıyor. Bir de ben beğenince daha da hoşuna gidiyor. İşin sırrı onda mı tereyağında mı onu anlamış değilim. Tereyağı öğle güzel bir şey ki, koluna sürsen kolunu yersin.

Haberin Devamı

BİR OTURUŞTA ÜÇ BUÇUK PORSİYON İSKENDER YERİM

Haberin Devamı

Bir günlük yemek programınızı anlatır mısınız?
- Sabahları mutlaka iyi bir kahvaltı yaparım, peynir çeşitlerini çok seviyorum. Çay-kahve içmem, portakal veya meyve suyunu tercih ederim. Hiç aksatmam mutlaka 8-10 tane küçük domates yerim. Kahvaltıda bir de kırmızı ve yeşilbiberi severim. Bu soğuk kahvaltı. Sıcak istersem, bu peynirleri tost ekmeğinin içine koyup, bir güzel eritirim. Güzel bal bulursam kahvaltıdan önce bir kaşık yemeği severim.
Ara öğünleriniz var mı?
- Ara öğünlerde küçük haylazlıklar yaparım. Önceden öyle ara öğün falan yoktu, üç öğün yiyordum. Bir ara diyetisyene gittim onun tavsiyesiyle bu alışkanlığı edindim, iyi de oldu. Sık sık, az az yiyorum. Meyve çok severim, aralarda meyve yerim. Kurabiye falan gibi haylazlıklar da arada yapıyorum. Öğle yemeği evde ne varsa onunla idare ediyorum. Çok ağır yememeye dikkat ediyorum. Ekmek çok az tüketiyorum. Akşam erkenden, en geç 19.30’da yiyorum. Balık çok seviyorum, tavuk hiç sevmiyorum.
Etin ne türlüsünü seviyorsunuz?
- Eti çok çok iyi pişmiş olursa yerim. Biraz kırmızılık görürsem yiyemiyorum. Çok fazla et tüketmek gibi bir alışkanlığım da yok aslında. Kebabı severim. Ne zaman Bursa’nın içinden geçsem mutlaka iki porsiyon İskender yerim. Hatta üç buçuk porsiyon yediğim zamanlar bile olmuştur. İyi yapıldığı zaman pamuk gibi olur bu kebap. Tabağınızı sıyırıp, salataya şamandıra atar mısınız?
- Hemen hemen her şeye atarım. Tabakta hiçbir zaman yemek bıraktığımı hatırlamıyorum, özenle sıyırırım. Afrika’nın ücra köşelerine gittiğimde, oradaki açlığı görünce, buradaki nimetlerin ne kadar olduğunun farkına varıyorum. İşte o zaman tabakta yemek bırakmak çok zorlaşıyor.

Haberin Devamı

BENCE EN GÜZEL REJİM ERKEK ÇOCUĞU DİYETİ

Spor yapıyor musunuz?
- Bisiklete biniyorum, çok yürüyorum, salona da gidiyorum.
Diyet yapıyor musunuz?
- Sürekli diyet yapıyorsanız, bu diyet gibi olmuyor, hayat tarzınız oluyor. Hani sürekli aynı sesi duyunca, belli bir zaman sonra onu duymaz olursunuz ya aynen öyle. Bu normal yeme alışkanlığına dönüşüyor. En güzel diyet yöntemi bence, ‘erkek çocuk diyeti’dir. Yani ne yiyorsan yarısını yiyeceksin. Erkek çocuğu olduğum için benim uydurduğum bir isim bu. Kızlar salata falan yerler ya, o yüzden bu ismi koydum. Salatanın da sırrını öğrendim, salatanın yenmesi zor olduğu için onu yerken aldığın bütün kaloriyi yakıyorsun.
Tatlıyla aranız nasıl?
- Hiç tatlı yemezdim, çikolata bile sevmezdim, aramazdım, canım istemezdi. Son üç-dört yıldır keyif almaya başladım. Şimdi tatlılarla arada bir kesişiyorum, flört ediyorum yani. Sütlü tatlıları seviyorum, güllaç senenin her ayı olmalı, bu yüzden her ay ramazan olmalı. İyi yapılmış muhallebiyi de severim. Baklavaya, şöbiyete bayılırım. Bir de bulduğumda çıldırdığım sütlü Nuriye var. Dergide kapak esprisi bulmak için çalışırken tıkandığımızda, “Metin Abi bize Sütlü Nuriye ve kahve ısmarla” deriz. O ikisini yedikten 10 dakika sonra kapak esprisi çıkar. Sütlü Nuriye, kapak bulduran tatlıdır yani. Çünkü kahve uykuyu açıyor, kendine geliyorsun, diriliyorsun, Sütlü Nuriye’de enerjiyi verince kafa bir anda çalışıyor.

Haberin Devamı

TANIDIĞIM ÇİZERLERİN HEPSİ KÖTÜ BESLENİR

Bir karikatürist nasıl beslenir?
- En yanlış karikatüriste soruyorsunuz. Çünkü beslenmesine en çok dikkat eden adamlardan biri benim. Arkadaşlarım genelde hiçbir şeye dikkat etmezler. Aşırı derecede kahve tüketirler. Öyle böyle değil, kova kova içerler. Sabaha kadar ekmek arası bir şeyler yerler. Ben hiçbirinin sağlıklı, düzenli beslendiğini görmedim. Bir tek Selçuk Erdem vejetaryendir, o dikkat eder. Hepimiz kış uykusundan yeni uyanmış ayı gibi besleniriz.
Kahramanlarını eve davet etsen, onlara ne ikram ederdin?
- Ne zor soruymuş yahu. Çünkü hepsi ayrı ayrı. Arslan da var, penguen de, Afrikalı zenci de var, astronot da. Hepsinin damak zevki farklı, neyse grup grup çağırırız o zaman. Türk kahvesi yapmayı yeni öğrendim, hepsine Türk kahvesi ikram ederim herhalde.
Kahramanlarınızı neden pek mutfağa sokmuyorsunuz?
- Arada bir giriyorlar aslında ama mutfak konusunda çok baskın değiller. Bu konuda bana benziyorlar. Mutfakta üretici değilim ama çok güzel tüketirim yani. Restoran karikatürleri, mutfak karikatürlerinden daha fazladır. Kahramanlarım da üretimden çok tüketimi beceriyor.

Haberin Devamı

EĞER ÇOK AÇSAM GÜNEYDOĞU, TOKSAM EGE MUTLU OLMAK İÇİN KARADENİZ MUTFAĞI YERİM

En çok hangi yörenin yemekleri ağzınızı sulandırır?
- Duruma göre değişir. Eğer çok açsam hemen aklıma Güneydoğu ve Doğu yemekleri gelir. O yörelerde, gözün de doyar, karnın da. Çok aç değilsem, lezzetli bir şeyler yiyeyim dersem Ege mutfağı aklıma gelir. Özüme döneyim, mutlu olayım dersem, Karadeniz mutfağını düşünürüm tabii ki. Onun dışında da farklı lezzetleri tatmak, denemek de hoşuma gider. O yüzden dünya yemeklerini de çok seviyorum.
Favoriniz var mı?
- Hint Mutfağını çok seviyorum. Çünkü baharata düşkünüm... Yemesi iyi de sonra mahvediyor insanı. Uzakdoğu mutfağını da seviyorum ama batı yemeklerine çok alışık olduğum için, terbiye edilmiş Uzakdoğu mutfağını seviyorum.
En sevdiğiniz lokantalar hangileri?
- Rakı içemiyorum, yemeği uzatmayı beceremiyorum. Bir yere gittiğim zaman, çok hızlı yemeğimi yerim ve sonra sıkılırım. Millet yavaş yavaş yer, muhabbetini yapar ama benim için belli yerden sonra eziyet olmaya başlar. O yüzden Adem Baba’yı çok seviyorum. Gidiyorsun, balığını yiyip çıkıyorsun. Müze de Changa’yı çok severim, Topaz’ın yemeklerini çok beğenirim. Otto’nun pizzalarını çok seviyorum, küçük meyhaneleri severim. Bir de Karadeniz yemekleri yapan Ayder Sofrası var, o da çok iyidir.

DERGİDE SABAHA KADAR YEMEK YENİLİR

Pazartesi bizim sabahlama günümüz. Ben sabah altı-yedi gibi çalışmaya başlarım, akşam altıya kadar falan dört öğün yerim. Editörler falan, bütün dergi bir araya gelip, “Kapağa ne yapalım, üçüncü sayfaya ne yapalım” gibi sohbetler yaparız. O sırada ya bir kahvaltı masası ya kebap masası gibi zengin bir masa kurulur derginin ortasına. Yemek yerken bir yandan sohbet ederiz, güleriz, eğleniriz ondan sonra yavaş yavaş konuları bulmaya başlarız. Tabii sabahlıyorsun, o sabahlama sürecinde çok yenir, çünkü dergiyi yetiştirme stresi var. Ben çoğunlukla espri düşünürken kendimi buzdolabına bakarken bulurum. Eski Limon Dergisindeyken sabahlardık, bütün dergi sabah beş, beş buçuk gibi börekçiye giderdik. Ben ilk defa kol böreğini orada yedim. Dergide herkes kol böreğiyle süt içer ve sonra barsaklarını bozarlardı. Buna rağmen bunu inatla her hafta yaparlardı. Sebebini sordum, kimse doğru dürüst bir cevap vermedi. Sonra ben de börekle süt içmeye başladım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!