İncinin altın yılı

Güncelleme Tarihi:

İncinin altın yılı
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2015 02:57

Adını, Osmanlı’da, 15’inci yüzyılda ortaya çıkan sanatçı örgütü ‘Ehl-i-Hiref’ten alan Hiref markası, 11 yıldır hediyelik eşya ve dekorasyon objeleri tasarlıyor. Tasarımcı Ebru Çerezci ve ağabeyi Güven Kılıç tarafından kurulan Hiref, artık mücevher tasarımlarıyla da gündemde. İkinci koleksiyonları ‘İnci’ için bir araya geldiğimiz Çerezci ve Kılıç, Hiref’i anlattı.

Haberin Devamı

Mücevher tasarlama fikri nasıl çıktı?
Hiref olarak sektörde belli bir yere gelmiş, belli müşteri kitlesine ulaşmış ve müşteri sadakati yaratmıştık. Müşteriler bize gelip “Hiref tarzında tekstil var mı?” ya da artık her ne ürün arıyorlarsa, onu soruyorlardı. Bütün bu süreç boyunca kadın müşterilerimizden mücevher konusunda ciddi bir talep alıyorduk. “Yapabilir miyiz?” diye epey düşündük, tasarım altyapısına hâkim olduğumuzu düşünerek mücevher koleksiyonu tasarlamaya karar verdik. Tabii çok ciddi bir çalışma yaptık, “Hiref tarzı kuyum ne olmalı” diye kafa yorduk. Modern çizgileri olan ama yine özümüzden beslenen bir koleksiyon tasarladık. Bu, bizim ilk günden beri yaptığımız şey. Sloganımızda da dediğimiz gibi; biz kültürümüzü tasarlıyoruz.

MUTLAKA ELMAS OLMALI

Haberin Devamı

İncinin altın yılı

Mücevher koleksiyonu için nasıl ilerlediniz?
Hem yakın tarihteki hem de daha eski zamanlardaki mücevher alışkanlıklarına baktık. Bizi en çok elmas etkiledi. Elmas, Anadolu’ya has bir taş. Tarih zenginleştikçe araya başka taşlar da girmiş ama elmas hep en öncelikli olmuş. Biz de “Hiref’te mutlaka elmas olmalı” dedik ve yanına pembe altın ekleyerek modern duruşlu ama bir o kadar da romantik bir koleksiyon ortaya çıkardık.

Çalışmalar ne kadar sürdü?
İlk koleksiyon ‘Elmas’ı sekiz ayda tamamlamıştık. ‘İnci’ koleksiyonuysa dört ay sürdü. Tasarım ekibi olarak tekniğe artık hâkimdik.

Neden inciyi tercih ettiniz?
İnci, bizim topraklarda olmamasına rağmen çok ilgi görmüş bir taş. Çeşitli manalar yüklenmiş; insanlar inciyi mutluluk ve huzur verdiği düşüncesiyle takmış. Bunu duyunca çok hoşumuza gitti. Bu taşı seçmemizin bir diğer nedeni de hem günlük hayatta hem de abiyeyle kullanılabilecek bir takı tasarlamaktı. Gündüzleri elmaslar, evet kasalarda durur ama inci her zaman her yerde takılabilir.

Mücevher tasarlamakla, dekoratif bir objeyi tasarlamak arasında bir fark var mıydı sizin için?
Mücevher için ekstra çaba harcadığımızı söyleyebilirim. Biz üç kişilik tasarım ekibi olarak endüstri tasarımı mezunuyuz. Mücevher tasarımından gelmediğimiz için tasarım altyapımızı ona göre yönlendirdik. Literatür taradık ve varolanı tekrarlamamak için bugüne kadar neler yapılmış diye baktık. Üretimde Diamond Line’la işbirliği yaptık. Mücevherleri; tasarım, montür üretimi, cila yapımı, pırlanta dizimi, pırlanta mıhlaması, inci montesi ve kalite kontrol olmak üzere yedi aşamadan geçerek ürettik.

Haberin Devamı

ÜSLUP GELİŞTİRDİK

İncinin altın yılı

Hediyelik eşyadan vazgeçip mücevher üretimine döner misiniz?
Bu şimdilik söz konusu değil. Bizim amacımız ürün çeşitliliğini arttırmak. Bunun bir ayağı da yurtdışında büyümek olacak. Türk tasarım firması olarak epey bir yol açtığımızı düşünüyoruz. Bir üslup geliştirdik... Yabancı müşterilerimizden görüyoruz ki dışarıda bize karşı çok büyük bir ilgi var. Tasarımlarımızı dünyanın pek çok yerine ulaştıracağız. Bizim için geniş bir yelpazeye hitap etmek, tasarımı sevdirmek, kültürü anlatabilmek, özümüzü paylaşabilmek çok kıymetli. Hem Hiref hem de mücevher koleksiyonlarında geniş bir fiyat skalası var. Herkesin gücü doğrultusunda bir Hiref’inin olmasını istiyoruz.

Haberin Devamı

Gündeminizde başka neler var?
Kurumsal çalışmalar da yapabiliyoruz. Şirketlere özel tasarımlar sunuyoruz. Bu, artık daha çok yürüyeceğimiz alanlardan biri.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!