Spor salonu seksapeli

Bir mağaza zinciri için koleksiyon hazırladınız. Tasarımlarınız hayli sıradışı. Bu koleksiyon spor salonu için mi tasarlandı yoksa artık ‘yeni seksi’ spor giysileri mi?
Spor yaparken giyilen parçalar her zaman ilgimi çekmiş ve bana ilham kaynağı olmuştur. Öncelikle en yeni teknolojili kumaşlar ilk bu alanda kullanılır. Kumaş seçiminde performans odaklı olduğundan işlevsellik ön plandadır, vücudun en aktif haline göre tasarlanır. Ben işlevselliğe estetik de katarak iki tarafı birleştirdim. Günlük hayatta, sokakta giydiğimiz şeylere bakalım: Hepimiz tişört, sweatshirt giymiyor muyuz? Bu durumdan yola çıkarak hem sporda hem de sokakta giyilebilecek bir koleksiyon yarattım. İşbirliğine gittiğim marka H&M, daha önce de önemli tasarımcılara koleksiyon hazırlatmıştı. Ama ben daha da farklı bir şeyler yapmak istedim. Onun için değişik malzemeler kullanmaktan çekinmedim.

ALEXANDER WANG X H&M, 6 Kasım’da seçili H&M mağazalarında satışa sunulacak

Boks eldiveninden, dalgıç giysisini andıran kabanlara bir hayli enteresan parçalar var... Bizi nasıl bir kış bekliyor?
Dalgıç giysisi malzemesinden sweatshirtler, taytlar ve paltolar ürettik. Beyzbol şapkası gibi kıvrılmış kalıplı kapüşona sahip, siyah, dikişsiz, su geçirmez parka yaptık. ‘Asi’ bir tarzı var koleksiyonun. Deri pantolonlar, bereler, timsah deseni, bol kesimli ceketler, sutyen şeklinde üstler var.

Tasarımların altında çorap üstü terlik görünce küçük çapta şok geçirdik. Topuklularımızı bırakıp terlik mi giyeceğiz artık?
Yeniliklere açık olmak lazım. Unisex görünümü çok seviyorum. Bence daha asi, daha modern bir hava katıyor. İstiyorsanız yine topuklu ayakkabı giyersiniz ama terlik de giymeye alışın. Çünkü cool. Koleksiyonda dalgıç giysisi malzemesi ve deriyi birlikte kullanarak tasarladığım katlanabilir botlar da var. Düz ya da topuklu çok alternatif var. Ortak nokta cool duruş.

Kullanılan malzemeler farklı ama renk hep aynı. Ya siyah ya gri. Koyu renklere karşı saplantınız nedir?
Bunlar şehirli renkler. Mat siyah favorimdir çünkü kentli kadına yakışır, onu anlatır. Her zaman modern ve havalı görünür, grilerle takımlandığı zaman da muhteşem durur. Modern, yüksek teknolojiyle üretilmiş kumaşlarla birlikte kullanınca iyice kaliteli bir hava katıyor.

Bir yandan kendi markanız, diğer yandan Balenciaga için koleksiyonlar üretiyorsunuz. Çoğu tasarımcı bu yoğunluğa dayanamayıp markasını kapatıyor. Hatta Alexander McQueen aşırı baskı yüzünden depresyona girip intihar etti. Nasıl dayanıyorsunuz?
Basit: Yaratıcılığımı tıpkı kümeler gibi parçalara ayırıyorum. Hepsinin kuralı, kaidesi ayrı. Kendi markamın DNA’sı belli, ona tamamen kendi ruhumu yansıtıyorum. Yani New York ruhunu.. Balenciaga Paris’in gelmiş geçmiş en prestijli modaevlerinden biri, haliyle de oturmuş bir stili var. Onu göz önüne alarak, markaya yenilikler getirmeye çalışıyorum. Hazırladığım kapsül koleksiyonlarsa işin eğlenceli yanı, zaten sürekli bu tip işbirliklerine gitmiyorum.