Sofrada yükselen değerler

Güncelleme Tarihi:

Sofrada yükselen değerler
Oluşturulma Tarihi: Haziran 14, 1998 00:00

Haberin Devamı

Doğal gıda maddeleri ve beslenme üzerine yapılan araştırmalar, bu doğa nimetlerinin güzellik ve sağlımızın vazgeçilmez unsurları olduğunu kanıtlıyor. Alman gıda mühendisi Birgit Geiselhart da Türkiye'deki sebze ve meyvelerin çeşitlilik ve lezzet açısından mükemmel olduğunu söylüyor. TEMPO Dergisi’nden Çiğdem Kömürcüoğlu’nun haberinin ayrıntıları TEMPO’da...

‘Doğal beslenmenin önemi nedir’’ sorusunu, geçmişle kıyaslama içinde yanıtlıyor Birgit Geiselhart. ‘‘Son yıllarda özellikle gençler arasında 'fast food' tüketimi yaygınlaştı. Dolayısıyla vücuda alınan yağ miktarı da giderek artıyor. Bu tür gıdaların besleyici özellikleri de yeterli değil. Eski dönemlerde örneğin Avrupa'da insanlar sağlıklıydı. Çoğunlukla fiziksel ağırlıklı bir işte çalıştıkları için yeterince egzersiz yapıyorlardı. Bu kadar et yemiyorlardı. Daha çok sebze ve patates yiyorlardı. Yemeklerini pişirecek, oturup yiyecek zamanları vardı. Yaşam tarzı tamamen farklıydı. Günümüzde ise çoğunlukla oturarak çalışıyoruz. Yemeklerimizi aralardaki boşluklara sıkıştırmaya çalışıyoruz. Hazır gıdalara yöneliyoruz. Ama artık bunun değişmesi gerektiği de anlaşılmaya başlandı’’.

DENGELİ BESLENİN

Nelerin, nasıl yenmesi gerektiği sorusuna ise ‘‘En önemlisi dengeli beslenme’’ diye yanıt veriyor Geiselhar; ‘‘Süt ürünleri ve tahıl ürünleri öncelikli elbette. Ama eğer bir gıdayı fazlasıyla tüketirsek, gerekli olan diğer gıda maddelerini yeterince alamayız. Karbonhidrat tüketmeye, lifli besinler yemeye dikkat etmeliyiz. Yağ da yemek gerekiyor ama özellikle Avrupa'da yağ tüketimi çok fazla. Eğer ağır bir işte çalışmıyorsanız ve fazla hareket etmiyorsanız, çok fazla kaloriye ihtiyacınız olmuyor. Bol bol sebze ve meyve, biraz et yerseniz, buna süt ürünleri ve tahılı da ilave ederseniz, ihtiyacınız olan gıdayı almış olursunuz. Örneğin insanlar pek sevmeseler de siyah ekmek pek çok vitamin, mineral ve lifli besin içeriyor. Tek bir gıda maddesini uzun süre yerseniz kilo kaybedersiniz ama vücudunuzun ihtiyaç duyduğu birçok vitamin ve mineralden de yoksun kalırsınız. Yediğiniz sebzeleri, meyveleri her gün değiştirmelisiniz. Her istediğinizi yiyebilirsiniz, yalnızca miktarda fazlaya kaçmamak önemli. Tabii ki 'fast food'dan da kaçınmak gerekiyor. Gençler bu tür beslenmeye eğilimli ama yaş ilerledikçe ve hastalıklar ortaya çıkmaya başladıkça, insanlar doğal beslenmenin önemi anlıyor. Bu Avrupa'da da yükselmekte olan bir değer. Örneğin hastalıkların, kanserin beslenmeyle yakın ilgisi olduğunun anlaşılması, herkesi düşünmeye sevk ediyor. Artık Almanya'da sağlık sigortası her tedaviyi kapsamıyor. Onun için insanlar sağlıklarına daha fazla dikkat etmeleri gerektiğini fark etmeye başladı.’’

‘‘Her şeyin bir 'light', bir de 'diyet' türü var piyasada. Siz bunları tavsiye ediyor musunuz’’ sorusunu, ‘‘Hayır’’ diye yanıtlıyor Geiselhart. ‘‘Eğer canım kola içmek istiyorsa, bir tane şekerli olanından içiyorum ve tadını alıyorum. Eğer tatlı yiyeceksem, tatlandırıcılarla değil şekerle yapılmış olanını yiyorum. Ama az miktarda yiyorum. İnsanlar bu diyet ürünlerini ya da 'light' olanları istedikleri kadar yiyebileceklerini sanıyorlar. Kalorisi daha az olduğu için iki misli yiyebilirim diye düşünüyorlar. Ama bu tür ürünlerin hiç tadı yok. İnsanlar böylece tat alma duygularını yitiriyorlar. Doğal bir ürünün tadının nasıl olduğunu unutuyorlar. Her şeyin doğal olanını yemek lazım.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!