Sinema

Güncelleme Tarihi:

Sinema
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 30, 2004 00:00

HIDALGOYüzüklerin Efendisi’nin Aragorn’u bu kez Arabistan çöllerindeYön: Joe JohnstonOyn: Viggo Mortensen, Zuleikha Robinson, Omar SharifGeçen haftalarda vizyona giren, Oscar adayı Seabiscuit gibi Hidalgo da, efsanevi bir yarış atının hikayesini anlatıyor. Sadece Arap atlarının katılabildiÄŸi zorlu bir çöl yarışı vardır ve Hidalgo isimli at da, bu yarıştan doÄŸan bir efsane haline gelir. Filmin baÅŸrolünde, Yüzüklerin Efendisi serisinin Aragorn’u Viggo Mortensen var. Ona Mısırlı ünlü aktör Ömer Åžerif ve Slash isimli korku-gençlik filminden hatırlayacağımız Zuleikha Robinson eÅŸlik ediyor. Jumanji ve Jurassic Park 3’ün yönetmeni Joe Johnston, yönetmen koltuÄŸunda. Senarist John Fusco, yazım sırasında ünlü tarihçiler J. Frank Dobie ve Dr. Ruy d’Andrade’nin eserlerini referans almış. Ayrıca bölgede efsaneye dönüşen Hidalgo’nun hikayesi üzerindeki esrar perdesini kaldırmak için Wyoming’deki yaÅŸlı kızılderililer ile çiftlik sahiplerinin anlattıklarına da baÅŸvurulmuÅŸ. Arap çöllerinde yüzyıllardır düzenlenen AteÅŸ Okyanusu KoÅŸusu, dünyanın en zorlu uzun mesafe yarışıdır. Sadece Arap atlarının katılabildiÄŸi 4 bin 800 km mesafeli bu koÅŸuda, zengin kraliyet ailelerinin sahibi olduÄŸu en seçkin safkan atlar adeta ölüm kalım mücadelesi verirler.1890 yılında Riyad’ın en zengin ÅŸeyhi, Frank T. Hopkins adlı Amerikalı biniciyi atıyla birlikte bu yarışa katılması için davet eder. Böylece sadece Bedevi binicilerin at bindiÄŸi bu yarışa ilk kez bir Amerikalı katılmış olacaktır. Ãœstelik zengin ÅŸeyh, Hopkins’in bindiÄŸi Hidalgo için bahse girmiÅŸtir. Eskiden Amerikan ordusunda süvari olan Hopkins, Batı’nın gelmiÅŸ geçmiÅŸ en iyi binicisi olarak nam salmıştır ama Hidalgo ile gireceÄŸi bu yarışı kazanmak, imkansızı baÅŸarmaktan farksızdır. Kazanmaya yeminli rakipleri, bu yabancının birinciliÄŸini önlemek için kararlıdırlar. Öte yandan yarış, Frank Hopkins ve atı Hidalgo için bir onur mücadelesine dönüşecektir.AMERICAN SPLENDORYön: Shari Springer Berman, Robert PulciniOyn: Paul Giamatti, Chris AmbroseAmerikan Splendor (Amerikan Görkemi), BirleÅŸik Devletler’de 80’li yıllarda kült mertebesine ulaÅŸmış bir çizgi roman. Yaratıcısı geçimini bir hastanede dosyalama memuru olarak saÄŸlayan Harvey Pekar. Çizgi romanla aynı adı taşıyan filmde, oyuncuların yer aldığı kurmaca bölümler, gerçek kiÅŸilerle yapılan söyleÅŸiler ve animasyon baÅŸarıyla birleÅŸtiriliyor. Film, Sundance Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü’nü, Cannes’da EleÅŸtirmenler Ödülü’nü aldı.Hayatın tuhaf ve beklenmedik yanlarını gözlemleyen Harvey Pekar, Virginia Hastanesi’nde bir dosyalama memurudur. Okumaya doymayan, caz aşığı, takıntılı bir koleksiyoncu, beceriksiz bir tamirci ve kocadır. Bit pazarında tebrik kartı sanatçısı ve müzik meraklısı Robert Crumb’la tanışır. Crumb’ın yeraltı çizgi romanlarıyla uluslararası bir baÅŸarı yakalaması üzerine, çizgi romanların yetiÅŸkinler için geçerli bir sanat formu olabileceÄŸi fikri, Harvey’e kendine has bir çizgi romanı kaleme alması için ilham kaynağı olur. İşçi sınıfından biri olarak yaÅŸamının gerçekçi ve duygusallıktan uzak bir kaydı olan, baÅŸtan sona otobiyografik yazılarına baÅŸlar. Hikayelerini resmeden Crumb tarafından teÅŸvik edilen Harvey, Görkemli Hayatım’ın ilkini 1976 yılında yayımlar. Görkemli Hayatım, Harvey’ye büyük baÅŸarı getirir.50 FIRST DATESYön: Peter SegalOyn: Adam Sandler, Drew BarrymoreSevgiliniz, her gece hafızası silinen ve o gün yaptıklarının hepsini unutan biri olsaydı ne yapardınız? Onu her gün, yeniden, yeniden tavlamak zorunda kalırdınız. Ä°ÅŸte tam da bu durumu anlatıyor 50 Ä°lk Öpücük. Film, yeni bir romantik komedi ikilisi yaratacaÄŸa da benziyor. BaÅŸrollerde, son olarak Kazara Zengin ve Asabiyim’de izlediÄŸimiz Adam Sandler ile Charlie’nin kızıl meleÄŸi Drew Barrymore var. ABD’de, ilk iki günde 45 milyon dolar hasılatla, sinema tarihinin en iyi romantik komedi açılışını yapan film Hawaii’de, baÅŸtan sona rengarenk bir atmosferde geçiyor. Hawaii’de yaÅŸayan Doktor Henry Roth, hızlı bir çapkındır. Ancak hayatı, Lucy’yle karşılaÅŸması ve ona körkütük aşık olmasıyla altüst olur. Lucy Whitmore, kısa süreli hafıza kaybına sebep olan nörolojik bir rahatsızlıktan mustariptir. Henry’nin her buluÅŸmalarında, Lucy’yi yeni baÅŸtan etkilemesi ve kendisine aşık etmesi gerekmektedir. Her ne kadar geçmiÅŸinde birçok kadınla birlikte olduÄŸu için bu konuda tecrübeli de olsa, sürekli stres içinde yaÅŸamaya baÅŸlar. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!