Şeylerimiz...

DOĞRUSUNU isterseniz ‘şey’ sözcüğü, sadece Türklerde bulunan ve yeryüzünde en geniş anlatım yeteneği olan bir sözcük.Joker yerine geçer.Söyleyen her sözcüğün yerine koyabildiği gibi, dinleyen de her sözcüğün yerine algılayabilir ‘şey’i.Yeryüzünde bir eşi daha yoktur ‘şey’in.Misal: ‘Şeyimi gördün mü?’Ya da:‘Şeyim kırıldı...’Bunda asla başka mana ve kötülük yoktur. Bu aranan anahtarlık olduğu gibi, kırılan da gözlüğün sapı olabilir.Diyelim ki:‘Şeyim şey oldu...’Belli ki arabanızın lastiği patladı. Olmadı; dondurmanız eridi.*TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın ‘Şeyini şey ettiğim şeyidir...’ demesini niçin kötü anlama şey ettiğinizi anlamış değilim. Belli ki şeytti.Türk milletinin söylenen lafı yanlış anlama eğilimi fazla.Nitekim Atatürk ‘Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri...’ dediğinde ordunun Akdeniz yerine İzmir’e gitmesi boşuna değildi.(.....)Şimdi ‘Atatürk ile Arınç bir mi?’ diyeceksiniz.Peki; Arınç’ı o yüce makama oturtan, o yüce insanların yerine reva gören, TBMM Başkanı yapan şey kim?Onu oraya kim şey yaptı?Siz de şeysiniz...*Ben size bir şey söyleyeyim: Daha çok çekeceğiniz şey var.Değil mi ki bunları baştacı yaptınız, alkışlayıp bağrınıza bastınız, memleketin kurtulduğunu söyleyip, yağcılık yarışına girdiniz.Toz kondurmadınız.Şimdi gördünüz şeyinizi, yanlışınızı...O zaman katlanacaksınız şeylerine, basiretsizliklerine...Daha çok bunların şeylerini göreceksiniz, hatalarını...Ama şey etmeyin...Bundan böyle şeyimizi koruyalım, demokrasimizi...Şeyimiz de elden gitmesin...