GeriSeyahat Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’

İlkay Yuvaktaş (33) iş analizi yöneticisi, eşi Engin Yuvaktaş ise (35) bilgi teknolojileri yöneticisi. Uzun mesai gerektiren stresli işlerini sevseler de bir süre sonra sıkıldılar. Hayatlarında bir dönüm noktasına geldiler. Ya bir ev alacaklardı ya da dünyayı gezeceklerdi. Gönüllerinden geçtiği gibi yaptılar. Sonuç: 5 kıtada 32 ülke, 150’den fazla şehir...

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
Dünyayı gezmeye, yeni yerler keşfetmeye nasıl karar verdiniz?
Engin: Üç yıl önce hayatımızda önemli bir dönüm noktasına geldik. İki yoldan birini seçmemiz gerekiyordu. Bir tarafta birikimimizi ev peşinatına yatırıp 10 sene borçlanıp bir ev alıp çoluk çocuğa karışmak, diğeriyse biriktirdiğimiz para bitene kadar bir-iki yıl dünyayı gezmek. Paranın her zaman kazanılabileceği ancak ‘zamanın satın alınamayacağı’ gerçeği karar vermemizi kolaylaştırdı.
İlkay: Benim aklımı Engin çeldi. Başta kabullenmekte zorlandım ve doğru bir karar olduğundan emin olamadım. Ancak yollara düştükten sonra gördüm ki hayatımızda aldığımız en isabetli karar olmuş. At gözlüklerimizle yaşıyormuşuz.
Hayat bir şablondan ibaret değil. Dünyayı gezdikçe her adımda başka hayatlara tanık olduk.

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’


Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
Ne zaman başladınız seyahat etmeye?

İlkay: Evlendiğimizde ben 23, Engin 25 yaşındaydı. Günümüz evlilik yaşına göre epey gençtik. Bu yüzden düzenimizi kurmak için epey uzun mesailer yaparak çalıştık. Zaman nasıl geçti anlamadık. 2012’ye kadar yurtdışına çıkmadık ancak sonra hızımızı alamadık.
Engin: İlkay’ın aksine ben daha önce hiç yurt dışında bulunmamıştım. Kolaydan başlamak için ilk gezimizi Ağustos 2012’de arabamızla Yunanistan ve Makedonya’ya yaptık. Açıkçası bana Türkiye’den çok da faklı gelmedi gördüklerim. Ancak gerçek anlamda ilk yurtdışı tecrübem ikinci gezimiz olan Kenya, Tanzanya ve Zanzibar’dı. İlk gezimizden bu yana 5 kıta, 32 ülke ve 150’den fazla şehri görme şansını yakaladık.

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
Afrika deneyimlerinizi anlatabilir misiniz?
İlkay: Bol bol safari turu yaptık. Ancak bu turlara ne kadar özen gösterilse de hayvanların doğal yaşam alanlarını ve özgürlüklerini maalesef olumsuz yönde etkiliyor. Safari sonrasında dört gün için Zanzibar’a geçtik. Genellikle dalış, deniz, güneş sevenlerin tercih ettiği bir ada. Ancak biz adanın merkezi Stone Town’da kaldık. Ada çoğunlukla Müslüman nüfusa sahip olduğu için Tanzanya’dan çok farklı. Yerli halkın kılık kıyafetleri tamamen inançlarına göre şekillenmiş. Afrika’ya özgü geleneksel renkli kumaşlar ve kolyelerle gezen kadınların yerini renkli türbanlar alıyor. Stone Town’ın daracık sokaklarından sadece yayalar, bisikletler ve motorlar geçebiliyor. Dünya gezimizin ilk durağı olması sebebiyle Zanzibar’a epey tecrübesiz iki gezgin olarak gittik ama çok keyifliydi.

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’


Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
İki kişi seyahat ediyorsunuz, gideceğiniz yerlere nasıl karar veriyorsunuz? Bir listeniz mi var?
Engin: 10 ülkeden sonra kendi çocukluk hayallerinizi tamamladığınız için yeni yerler bulmak zorlaşıyor. Belki de biz çocukken hayal kurmak için yeteri kadar vakit bulamadık. Yeni yer seçiminde en önemli etken mevsim ve hava şartları. Amacımız turist gibi bir otele kapanmak olmadığı için güvenliğimizi çok dert etmeden sokak sokak gezebileceğimiz ülkeleri tercih ettik.
İlkay: Planlı bir listemiz olmadı. Engin dalış yapmayı sevdiği için gideceğimiz rotalarda bilinen güzel dalış noktalarını da özellikle araştırıyoruz. Bu sayede ben de onunla birlikte dalışın keyfini keşfettim. Sualtı bambaşka bir dünya.
Bildiğimiz dünyadan başka, çok daha güzel.

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’


Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
En çok hangi ülke sizde güzel anılar bıraktı?
Engin: Her ülkenin kendine özel iz bırakan güzellikleri var. Ama en etkileyici olanları ada ülkeleriydi. Küba ve Japonya garip bir şekilde tarihlerinde benzerlikler bulunan ancak siyah ve beyaz kadar birbirinden farklı iki ülke. Birinde 100 yıl ileriye yolculuk ederken diğerinde 100 yıl geçmişe gidiyorsunuz.
İlkay: Beni en çok yaşam koşulları zorlu ülkelerdeki gülümseyen insanlar etkiledi. Bu sebeple Nepal. Hem doğanın hem siyasi olayların zorladığı bir ülke. Bir de Kamboçya ve Küba... Azla yetinen, mutlu olan insanlar...

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’


Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
Bu ülkelerden birine yerleşmeyi düşündünüz mü?

Engin: İnsan ister istemez gördüğü güzelliklere sahip olmak istiyor. Bizde neden böyle olmuyor dediğim çok oldu. Kimi ağaç nasıl her toprakta kök salamıyorsa ben de kendi köklerimin tutunup büyüyebileceği bir toprak bulamadım kendime. Yerleşme hissi çok güzel görünse de, diğer tarafında bulunan terk etmenin zorluğu her zaman daha ağır bastı.
İlkay: Başlarda bir arayış içindeydim. Nereye yerleşsek de huzurlu, gelecek kaygısı olmadan bir hayat sürsek diye düşünüyordum. Zaman ve seyahatlerden edindiğimiz tecrübeyle artık farklı bir noktadayım. Tüm dünyayı evim yapmak istiyorum. Bu sebeple de her köşesinde yaşamak istiyorum.

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’


Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
Bütçenizi nasıl ayarladınız? En çok hangi ülke sizi zorladı?

Engin: Ayırdığımız bir bütçemiz vardı. Seyahatler süresince ayın üç haftası ‘uzaktan da olsa’ çalıştığım için finansal olarak çok fazla sıkıntı yaşamadık. Gideceğimiz ülkenin pahalılık oranına göre çok ucuz hostellerde de çok pahalı bungalovlarda da kaldığımız oldu. Ama Türk Lirası’na çevirdiğimizde hemen hemen hepsi benzer maliyete sahipti. Bizi en zorlayan ülke Norveç’ti. Ancak Norveç’te otel odalarında bile mutfak var. Avustralya ve Yeni Zelanda’da ise üyesi olduğumuz ‘Servas’ üyelerinin evlerinde kaldık (Servas, 1949’da temelleri atılmış, kâr amacı gütmeyen ve dünya çapında kültür alışverişini sağlayabilmek için insanlara köprü oluşturan bir sivil toplum örgütü).

Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’


Tüm dünyayı evimiz yapmak istiyoruz’
En son hangi ülkedeydiniz? Bundan sonrası için planınız var mı?

Engin: Endonezya... Daha önceleri birçok kez Asya’ya seyahat etmiştik ancak Endonezya daha önce gittiğimiz hiçbir Asya ülkesine benzemiyordu. İlk olarak Bali Ubud’a gittik. Ubud, pirinç tarlalarının arasında, Hindu tapınakları ile süslenmiş, güzel, ufak bir kasaba. Enteresan dans şovlarının, olağanüstü Asya mutfağının ve doğayla bütünleşmiş tapınaklarının tadına doyamadan Gili Trawangan Adası’na gitmek için ayrıldık Bali’den. Gili, toplamda Hint Okyanusu’nda üç adadan oluşan Avustralya Kuzey Kıyıları’na çok yakın bir ada kümesi, Trawangan ise bu adanın en büyüğü. Gerçek bir dalış merkezi ve beyaz kumları, turkuvaz deniziyle gerçek bir cennet.
İlkay: Yeni rotamızda Kuzey Amerika var. Önümüzdeki sonbahar şansımızı zorlayıp Kuzey Amerika’da bir yol gezisi planlıyoruz.

False