GeriSeyahat Zaz: Paris'le ilişki durumum karışık
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Zaz: Paris'le ilişki durumum karışık

Zaz: Paris'le ilişki durumum karışık

Siz hiç sahnede ‘zıplayan hüzün’ gördünüz mü? Fransız şarkıcı Zaz öyle biri... Şarkıları ve buğulu sesi başka şey söylüyor, performansı başka... Son albümünde Paris ile ilişkisini daha da ileri götürdü, şöhret olduğu sokaklara albüm hediye etti. Ve İstanbul’da konser verdi, sonra İzmir ve Ankara’yı mest etti. Zaz ile radikal derecede farklı dediği Paris’i ve İstanbul’u konuştuk.

Bundan beş yıl önce gencecik bir kadın, üzerinde salata mönüsü yazan bir tabelanın önünde iki müzisyenle birlikte hem eğleniyor, hem şarkı söylüyordu. İnsanların bu kadar yoğun kullandığı bir yolda şarkı söyleyip, o şarkının adının da ‘Les Passants’ (yoldan geçenler) olması tatlı bir tesadüfün ötesinde olmalıydı. O, şarkısında, yoldan geçenlerin düşünceli hallerini, yaralı vücutları içindeki telaşlı adımlarını anlatıyordu. Sonra da “Geçecek, geçecek, geçecekler, en son gelen kalacak geriye” diyordu. Orası Paris’in en yüksek rakımlı yeri, Moulin Rouge’un ana vatanı. Picasso, Dali, Monet ve Modigliani’nin resimler çizdiği yer, Montmartre’dı.

HALKI SEVDİĞİ İÇİN HALK TARAFINDAN SEVİLİYOR

Zaz: Parisle ilişki durumum karışık
Zaz: Parisle ilişki durumum karışık

Gerçek adı İsabelle Geffroy olan Zaz, Je Veux şarkısıyla herkese ‘İstiyorum’ demeyi öğretti. Buğulu sesi, samimiyeti Zaz’ı dünya çapında bir üne kavuştururken, otoritelerden gelen övgüler de durmuyordu. Örneğin, Charles Aznavour sanatçıyla pek çok kez bir araya geldi, düet yaptı; son albümünde onun ve Amerikalı yapımcı Quincy Jones’un imzası var. Aznavour’a göre o halkı sevdiği için halk tarafından seviliyordu. Hatırlıyorum, geçen yıl Aznavour ile bir programa katıldılar. 35 yaşındaki kadın her zamanki sadeliğinden bir tık ötede parlak bir elbise giymiş, 91 yaşındaki ustanın gözlerinin içine bakarak şarkıdan daha tempolu dans ediyor, Aznavour’un ağırlığı bile onu durdurmaya yetmiyordu. İlk çıkış şarkısı Je Veux’den bu yana enerjisinden hiçbir şey kaybetmedi. Zaz, bu yıl çıkardığı albümü ‘Paris’ ile nostalji yapıyor, şehrin sokaklarına şöhret borcunu ödüyor.

Konser için İstanbul’a gelen Zaz’a Paris’i ve İstanbul’u sorduk. Röportaja geçmeden önce size bir tavsiye: Paris’e gidecekseniz kulağınızda bir Zaz şarkısıyla gezin. Mesela ‘Coeur Volant’ına kulak verin. Zaz size, “Parçalanmış haldeki şeyler yeniden tamir edilirler. Hayal kur, hayalleri unutma” desin, siz de söz dinleyin. Paris’in iyileştirici gücünü hissedin. Bir seyahatten daha iyi neyle dönebilirsiniz ki?

Paris ile ‘ilişki durumu’nuz nedir?
İlişki durumum: Karışık. Bir ilişkiyi tanımlamak zaten son derece karışık bir konu. Söz konusu olan bir şehir olunca, işler daha da karışık bir hal alıyor. Paris’te yaşıyorum, kerteriz noktalarım var, karşılaşmaları, hayatımı, mevsimleri tanımlayan yerler var. Diğer yandan buralarda olmadığım uzun zamanlar oluyor. Turneler, şunlar, bunlar.... Bu tip zamanlardan sonra bu şehre dönmek her zaman için özel bir şeyler barındırıyor.

Zaz: Parisle ilişki durumum karışık
Zaz: Parisle ilişki durumum karışık

İstanbul’a daha önce de gelmiştiniz. Burası hakkında ne düşünüyorsunuz?
Aslında İstanbul’u turnede olan bir insanın tanıyabileceği kadar tanıyorum sadece. Otel, sahne, festival ortamıı vs. Ama şehirle ilgili aklımda bir takım görüntüler de yok değil. Renkli, canlı, yerinde duramayan bir şehir. Sonuçta Boğaz havası bir kere burun deliklerimden girdi öyle değil mi?

İstanbul ve Paris arasında benzer bulduğunuz yönler var mı?
Hayır. İstanbul’a ve denize baktığımda böyle bir his edindiğimi söyleyemem. Açıkçası izlenimlerim radikal derecede farklı oldukları yönünde.

Paris’e dair ilk anınız nedir?
St. Louis Adası’nda küçük bir stüdyo dairede oturuyordum. Sanırım ilk Paris görüntüsü benim için orası.

Peki ya İstanbul’a dair?
Hiç tartışmasız Boğaz’ın görüntüsü ve Asya ile Avrupa kıyılarını birbirine bağlayan köprü.

Zaz: Parisle ilişki durumum karışık

Size göre Paris’in sembolü nedir?
Hmmm... Emin değilim. Bence bir şehirin tek bir sembolü olmaz. Şehir dediğimiz şey bir bütün, bir birlikteliktir.

Yurtdışındayken şehrinizi özlüyor musunuz?
Yurtdışından gelip de taksiye bindiğim anda kendimi Paris’in ne kadar güzel olduğunu düşünürken buluyorum.

Seyahat etmeyi seviyor musunuz?
Evet, seviyorum. Çünkü geri döndüğünde kafanda dolaşan bütün sesler bir anda susuyor. Sonuçta küçük şeyler içinde kendini bulmanın her şeyden daha önemli olduğunu anlıyorsun.

 

 

ZAZ’IN PARİS’İ

EN İYİ HİSSETTİĞİM YER: Seine üzerinde salınan küçük bir kayıkta kendimi her zaman harika hissederim. Aynısını İstanbul Boğazı’nda bir gezinti için de söyleyebilirim.
MUTLAKA YAP: Seine köprüleri üzerinde bir gezinti yapılmadan Paris’i görmüş sayılmazsınız.
MÜKEMMEL MÜZİK DİNLEMEK İÇİN: Ben seçme şansımı Truskel’den yana kullanırdım. http://www.truskel.com/truskel-programme
PARİS’İN ŞARKISI: Clash, Should I stay or should I go!
KEŞKE OLMASA: Her yerde köpek pislikleri!

False