Sevgilim olmadan asla!

Güncelleme Tarihi:

Sevgilim olmadan asla
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 1998 00:00

Haberin Devamı

‘‘Genç sevgilimle beraber olmaktan çok hoşlanıyorum ama erken boşalıyorum. Ayrıca cinsel isteksizlik de hissetmeye başladım. Diğer sevgilim ve karımla aramda ise hiçbir sorun yok. Yani cinsel anlamda. Ya diğer partnerlerimle de sorun yaşarsam’’ diyor adam.

Aslında başka bir problemi yok. Yani vicdan azabı, terketmeler, yıkımlar, gel-gitler yaşanmıyor. 55 yaşında, 26 yıllık evli ve 24 yaşında bir çocuğu var. Karısı 45 yaşında ve ev kadını. Adam ticaretle uğraşıyor, çok çalışıyor. Kalbi tekleyip, by-pass geçirince, işlerinin bir kısmını tasfiye etmiş. Karısı bir yıldır sevişmek istemiyor. Adam bir aydır boşalamıyor. Sigara içmiyor, alkol kullanmıyor.

Karısından başka iki sevgilisi var. Kimsenin birbirinden haberi yok ya da yokmuş gibi yapıyorlar. Sorunlu olduğu sevgilisi 22 yaşında. Özellikle bu sevgilisinin terketmesinden çok korkuyor. Daha genç olduğu için değil, ona aşık olduğu için. Adam da performans anksiyetesi yani başaramama korkusu gelişmiş. İlişki öncesinde içi içini yemeye başlıyor. Netice, erken boşalma ve giderek kronik hale geliyormuş.

ŞEFKATE İHTİYACI VAR

Sevgilisi ve karısıyla terapiye başvuran diğer erkeklere benzemiyor. Çünkü depresyonda falan değil. Kendini normal, sorumluluk sahibi ve hatasız olarak sergilemek istiyor. Temelde çocuksu bir erkek. Psikolog Meliha Karayay'ın anlattıklarına göre, üçlü terapilere gelen erkeklerde önemli oranda görülen profillerden biri, bu kişilik yapısı. Güvensizler ve hep ilgiye, sevgiye, şefkate ihtiyaçları var. Çabuk kırılıyorlar, çabuk düşman oluyorlar. Peki neden özellikle bu sevgiliyle ‘‘başaramamaktan’’ korkuyor?

‘‘Bu durumla çok sık karşılaşıyoruz. Eğer kişi partnerine aşırı değer verip, onu kafasında yüceltirse, ilişki sırasında sorunlar yaşanıyor’’ diyor Karayay. Adamı performans anksiyetesi yaşadığı sevgilisiyle birlikte çağırmış. Adam önce reddetmiş. ‘‘Tedaviye geldiğimi kimse bilmiyor. Kimseye açıklayamam’’ demiş. Bu nedenle Karayay, adamın hayallerini gerçeğe çevirmeye çalışıyor. Yani sevgilisini ulaşamayacağı tahtan aşağı indirip, gerçeğe dönüştürecek. Ayrıca iki ay boyunca ilaç tedavisi de görecek.

BENDEN NASIL VAZGEÇTİ?

32 yaşında başka bir adam. İki aydır ereksiyon sorunu var ve erken boşalma sorunuyla başvurmuş. Yedi ay önce boşanmış. Dört yıl flört edip, üç yıl evli kalmış. Sonra iki taraf da birbirinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başlamış. İşyerinde başka bir kadına aşık olmuş. ‘‘Onunla flörtüm başladıktan sonra eve gitmemeye başladım, kavgalar arttı ve boşanma kaçınılmaz oldu. Sevgilimle çok eğleniyordum, tartışmıyorduk, keyifliydi. Boşandım’’ diyor adam.

Boşandığında sorunların hallolduğunu sanıyorsunuz değil mi? Hayır, adamın sorunları bugünlerde ortaya çıkmaya başlamış. Önce ereksiyon sorunu, sonra iş hayatında performans düşüklüğü ve hiçbir şeyden keyif alamama. ‘‘Bütün günkafamda bu problemi düşünüyorum. Eşim benden neden bu kadar çabuk vazgeçti, hemen boşanmasaydı, mücadele etseydi birşeyler değişir miydi, bilemiyorum’’ diyor adam. Sorusunun cevabını bulmak için psikolog Karayay'a gidiyor. Sevgilisiyle yeni bir ilişki inşaa etme çabası gösteriyor ki, kararında herhangi yanlışlık yok. Ancak insani zaaflar insanın peşini bırakmıyor. Herkes vazgeçilmez olmak istiyor. Fakat adam biliyor ki, bu yetmiyor!

SEVGİLİMLE SORUN OLMASIN

Psikolog Meliha Karayay'ın anlattığı hikayelerde kendiliğinden ortaya çıkan bir tespit var. Erkekler genellikle karılarıyla değil, sevgilileriyle ilişkilerini düzeltmeye çalışıyorlar. Karılarından ve boşanmaktan korkmakla birlikte aşklarını yitirdiklerinde, sahiden yaşayamayacaklarının farkındalar. Burada yanlış anlaşılmaması gereken bir durum var. Benzer tepkiler, hissedilenler sadece iki kadın arasında kalmış erkeklere özgü değil. Aynı şeyleri iki erkeğin arasında kalmış kadın da yaşayabiliyor.

33 yaşındaki adam, dokuz yıllık evli. Son iki yıldır ereksiyon sorunu var. Ayrıca bir yıldır sevişmekten de zevk almıyor. Eğer mastürbasyon yaparsa, ereksiyon olabiliyor. Günde iki paket sigara, bir ufak rakı, yarım şişe viski içiyor. Son beş yıldır karısının yanısıra sevgilileri oluyor. Önceleri para karşılığı kadınlarla beraber olmaya başlamış. İki yıldır ise bir kadına aşık olmuş durumda, başkalarıyla olamıyor. Karısı çok güzel bir kadınmış, ondan boşanmayı hiç istememiş ama kadını çekici bulmuyor. Aşırı derecede gergin bir adam. Yaşama bakışı kötümser. Çocuksu olduğunu psikolog Karayay söylüyor. Sevgilisiyle arasında başlayan duygusal sorunlar onu mutsuz etmiş. Ona aşık ve onunla hiç problemi olmasın istiyor. Şimdi iyiler. Henüz karısından boşanmadı.

Psikolog Karayay'ın dikkat çektiği bir nokta, sevgilisiyle gelen erkeklerin aldatmaya bakışı. Örneğin sekiz yıldır sevgilisi olan bir koca şöyle söylüyor: ‘‘Bu aslında aldatma sayılmaz. Çünkü zaten isteyerek, gönüllü olarak eşimle evlenmedim. Ailemin ısrarıyla evlendik, iki çocuğumuz oldu ve bizim ailede boşanmak yok. Eşim, çocuklarımın anası. Evliliğimizin başından beri karıma karşı hiçbir şey hissetmedim. Beni uyarmıyor. Aramızda duygusal bir bağ yok. Kafamdaki sorunları gelip, karımla konuşamıyorum. Çünkü onun söyleyeceği ve şikayet edeceği daha fazla şey var. Sevgilimle öyle değil. Para karşılığı kurulan bir ilişki değil. Onun yanında rahatım, mutluyum, huzurluyum. Benden tek beklentisi, ona olan aşkım, ilgim, sevgim. Hem cinsel hem de duygusal anlamda çok iyi anlaşıyoruz. Ondan ayrılmayı hiç istemiyorum.’’

KARIM GÜZEL AMA

Adamın şu andaki sorununu merak ediyor musunuz? Anlatıyor: ‘‘Önceleri kocalık görevim olduğu için karımla cinsel ilişkiye tahammül etmeye çalışıyordum. Artık bunu bile yapamıyorum. Ona olan ilgim sıfır derecesine yaklaştı. Zaten karım da hep bekleyen biri oldu. Ben başlayınca, katılıyordu ama zorla, istemeden. Karımı dışarıda görseniz çok hoş ve güzel bir kadın ama benim için hiçbir şey ifade etmiyor. O bu sorunların hallolması için psikoloğa gelmek istedi. sevgilimle hiçbir problemim olmadığını ona söylemem çok zor oldu.’’

Karayay'ın bu konudaki değerlendirmesi ise şöyle: ‘‘Mekanik, vazife tarzında süregelen ilişkilerde erkeğin cinsel isteğini kaybetmesi doğal. Gerçekten istemediği bir kadınla sadece boşalmayı hedefleyen ilişkilerin sonrasında derin bir mutsuzlukla karşılaşıyoruz. Bu durumda zaman geçirmeden terapiste gitmekte fayda var.’’

ANNEYİM, YAPAMAM

Bu kez bir kadın. 26 yaşında, dört yıllık evli ve iki yaşında kızı var. Evlenmeden önce flörtü olmamış. Ona kur yapan, hayran ilk erkekle evlenmiş. Kısa süren nişanlılıktan sonra evlenmişler. Evlendikten sonra ‘‘adam değişmiş.’’ Kabalaşmış, kırıcıymış. Herkesin yanında kadını eleştiriyor, hakaret ediyor ve kaba davranıyormuş. Sonra da kendini affettirmek için pahalı hediyeler alıyormuş. Elbette bu hediyelerin kadının gözünde pek bir önemi yok. Kadın çocukla ilgilendiğini, evini hiç ihmal etmediğini söylüyor.

Kadın hikayesine devam ediyor: ‘‘Cinsel olarak beni uyarmıyor. İlişki sırasında kabalıklarını düşünüyorum, asla uyarılmıyorum. Beraber oluyoruz ama ben istemeden. Bu arada dışarıda benden hoşlanan, çekici bulduğum bir adam oldu. Onunla yakınlaştık. Ama kendimi kötü hissediyorum. Bunları yapmamalıyım. Ben iyi bir anneyim. Bunlar olmamalı.’’ Kadın tedaviye devam ediyor. Kendi hayatını, kimliğini yeniden tanımaya çalışıyor. Sadece çocukları için değil kendi ve sevdikleri için yaşamayı öğreniyor. Kocasından boşanıp, boşanmayacağını henüz bilmiyor amabu şekilde mutlu olamayacağının farkında.

Evli olduğu insanla sevgilisi arasında kalanları üçlü terapiye alan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Hattat başkanlığındaki ekipte yer alan psikolog Meliha Karayay, hikayelerle hayatı anlatmaya çalışıyor. Üçlü terapi için genellikle erkekler ve çoğunlukla da evli erkekler başvurduğu için Karayay onların profilini çizdi, ne hissettiklerini anlattı. Bu insanların hepsi evli değil, hepsi erkek de değil. Sonuçta herkes sevdiğiyle beraber olmak istiyor, zorunlu ilişkiler yoruyor ve hayatı yaşanmaz kılıyor. Bazıları depresyona giriyor bazıları girmiyor ama herkes şefkat istiyor. Bir de sevgililerini...






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!