Sevgili gençliğim;

Güncelleme Tarihi:

Sevgili gençliğim;
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2012 00:00

Sağlık sektöründe üst düzey yöneticilik yapan Meri İstiroti, ünlü insanlardan 30’lu yaşlarına mektup yazmalarını istedi. Aralarında ıshak Alaton, Yıldız Kenter, Rafi Portakal, Türkan Sabancı, Mehmet Ali Aydınlar, Başaran Ulusoy, Deniz Ülke Arıboğan, Ali Poyrazoğlu’nun da bulunduğu 44 kişi gençliklerine gayet samimi tavsiyelerde, hatta itiraflarda bulundu. Ortaya ‘Otuz Yaşa Mektuplar’ kitabı çıktı

Haberin Devamı

MERİ İSTİROTİ

Daha çok kadına ulaşmak isterdim

* Neden bu mektupların 30’lu yaşlara yazılmasını istediniz?
- 30’lu yaşlarda iş ve özel hayat bir rotaya doğru gidiyor. Kişiliğimizin oturması, kendi sınırlarımızı zorlamaya başlamamız da hep 30’lu yaşlara denk gelir. Amacım, günümüzün farklı değer yargılarıyla büyüyen, daha yüzeysel ve maddi değerlere erişmeyi içsel derinliğe ulaşmaktan yeğ tutan gençliğimizi ‘mentörlük’ yapabilecek çok değerli şahsiyetlerle buluşturmaktı. Her birinin yaşam serüvenlerini ve kendi gençliklerine yazdıkları mektupları okurken okuyucuların geleceğini aydınlatabilmeyi arzuladım.
* Farklı alanlardan 44 kişi var kitapta. Aralarında hangi ortak özellikler tespit ettiniz?
- Bir kere işlerini bilinçli, seçerek, severek yapan insanlar. Hepsi yaptığını en iyi yapmak isteyen, paradan önce yaptığı işe değer vererek yolculuğa çıkmış insanlar. ıster sosyal bir derneğin başkanı, ister işadamı ya da başka bir profesyonel olsun önceliğini işini doğru yapmaya vermiş. ışlerini çok severek ve tutkuyla yaşamışlar. Aralarındaki temel benzerliklerden biri de çocukları ve eşlerine yeterince zaman ayırmamış olmaktan duydukları pişmanlık. 
* Çok az kadın var. Bu bir tesadüf mü?
- Aslında daha çok kadına ulaşmayı arzu ederdim. Ama kitapta 50-55 hatta 60 yaş üstündekilere yer vermek istedim. Daha genç yaşta her alanda başarılı çok sayıda kadın var. Ama 60 yaş üstünde çok az. Aslında bu bile erkeklerin ne kadar kadınlara yaslanarak başarıya ulaştığını gösteriyor.

Haberin Devamı

MERİ İSTİROTİ’NİN KENDİNE MEKTUBU

şimdi yaptığı gibi kendini acımasızca eleştirebilirsin ama kendini daha çok sev. Adını fedakârlık koyduğun hareketlerini bir daha değerlendir. ıçten gelerek ve karşılıksız yapabiliyorsan, bunları devam ettir. Olumsuz hissettiğin ortamlarda sırf ‘ne derler’ diye takılıp kalma. Hep olumlu enerji aldığın yerlerde dur, olumlu enerji veren kişilerle ol. Fiziksel ve ruhsal sağlığını ancak böyle koruyabilirsin.

Mutlu aile gördüğümde ‘Keşke’ diyorum

BAŞPİSKOPOS ARAM ATEŞYAN (TÜRKİYE ERMENİ ORTODOKS KİLİSESİ PATRİK GENEL VEKİLİ)

Haberin Devamı

Kurmay sınıfından din adamı olduğum için evlenmedim, aile kurmadım. Bilmiyorum, belki de çocukluk ve gençlik yıllarımda toplum içinde hiç yaşamadığım içindir. Benim seçtiğim yolu tercih edenler patrikliğe, başpatrikliğe kadar ilerleyebilir. Eğer papaz kalsaydım evlenip çoluk çocuk sahibi olabilirdim. Bu durumda 20-30 sene sonra gelen bir rahip bana emir verebilecekti. Madem bu sınıfa girmişim, zaten evlilikte de gözüm yoktu pek, tercihimi ilerlemeye dönük olarak yaptım. Yine de mutlu bir aile gördüğüm zaman, “Keşke bir aile kursaydım” diye içimden geçmiyor değil.

Sevmediğim işi yapmadım sevmediğim eşle yaşamadım

ETHEM SANCAK (HEDEF ALLİANCE HOLDİNG A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI)

Haberin Devamı

Hayatta sevmediğim hiçbir şeyi yapmadım. Sevmediğim işi yapmadım. Sevmediğim eşle yaşamadım. ılk eşimle evlendikten 25 yıl sonra sevginin bittiğini anladım ve ayrıldım. Sevdiğim kadına kaçtım ve hâlâ onunla beraberim!.. Hayat felsefem bu ve gençlere de bunu söylerim: Sevmedikleri bir işi yapmasınlar, sevmedikleri biriyle yaşamasınlar. Sevgi yoksa o ev ağır bir hapishanedir. Mecburum diye de sevilmeyen iş yapılmaz. Hem mutsuz olur hem de başarısız. Kişi boş gezsin, pazarda limon satsın ama sevmediği bir işi asla yapmasın.

Hatalarımın üniversitelerinden mezunum

ALİ POYRAZOĞLU (OYUNCU)

Bugünkü birikimlerle sana baktığımda daha net görüyorum. Yaptığın güzel şeyler ve başarılar senin, tökezlemeler ve hatalar da senin... Sen bütün yapabildiklerin ve yapamadıklarınla sensin ve benim güçlü temelimsin. Sonradan geçen zaman içinde öğrendim ki benim her zaman söylediğim ve Türkiye’nin de diline dolaşmış bir sözüm vardır: ‘Hatalarımın üniversitelerinden mezun oldum’ derim hep...

Haberin Devamı

Daha az kızla gezseydim yelken yapabilirdim

PROF. DR. ASAF SAVAŞ AKAT (BİLGİ ÜNİ. ÖĞRETİM ÜYESİ)
Yelken yapmayı çok isterdim. Fakat gençliğimizde yelken alacak paramız yoktu. Yelken yaptım ama çok kısıtlıydı ve içimde kaldı. Sonra boynumda sıkıntım oldu. Boynumun esnekliği olmadığı için şimdi istediğim halde yapamıyorum. Tabii gençliğimde daha az meyhaneye gitseydim, kızlarla daha az gezseydim kazandığım parayı yelkene de harcayabilirdim!

Bir çocuk daha doğursaydım

YILDIZ KENTER (OYUNCU)
Çok yoğun çalışmaya, ağır borç yüküne rağmen gençlik günlerimi gözlerimin önüne getirince senin aklından geçmeyen bir şey benim için bir ‘keşke’, bilmelisin... Senin yaşlarına dönebilsem bir çocuk daha doğurmak isterdim... Çocuk konusunda zaman zaman pişmanlık duysam da ‘acaba’larım hiç olmadı. Artık biliyorum ki hayatta önemli olan elde kalandır.

Haberin Devamı

Ne yapın edin bir kere aşık olun

CÜNEYT ÜLSEVER (GAZETECİ-YAZAR)

Ne yapın edin ama ne olur aşık olun. Aşık olmayı becerin ve inşallah en az bir kere de terk edin. Hayatı öğrenmeniz için. Katiyen maddi hedeflerden vazgeçmeyin; insanın belirli bir yaştan sonra huzur aradığını ve maddenin de bu huzurun küçük bölümünü karşıladığını unutmayın.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!