Seslendirme onun için bir tutku

Güncelleme Tarihi:

Seslendirme onun için bir tutku
OluÅŸturulma Tarihi: Haziran 01, 2004 00:00

Tamer KaradaÄŸlı, eÅŸiyle tanışmasını saÄŸlayan, ‘okul’ olarak tanımladığı seslendirme stüdyoları deyince, seslendirme deyince hala koÅŸa koÅŸa gidiyor. ‘Bu iÅŸi para için deÄŸil, onur duyduÄŸum için yapmaya devam edeceÄŸim’ diyor. Bizim de bu karardan pek ÅŸikayetimiz yok açıkçası! Kevin Costner ve George Clooney’i baÅŸka birinden dinlemeye hazır mısınız yoksa?Mavi Ay’da Bruce Willis’in en çok nesine vurulmuÅŸtunuz? Sesine. Peki Ayı Yogi deyince ne aklınıza geliyor, sesi! Oysa bu çok vurulduÄŸunuz, kalabalık bir ortamda duyduÄŸunuz an, kafanızı çevirip arandığınız seslerin sahipleri, aramızda sessiz sakin dolaşıyorlar. Neon ışıklar, patlayan flaÅŸlar, şöhret, para- pul onlardan çok uzak. Hatta o kadar uzak ki, yaptıkları iÅŸ, yasalarda meslek olarak tanımlanmıyor bile. Åžimdi tüm savaşımları, Ses- Bir (Seslendirme Sanatçıları Meslek BirliÄŸi) ile seslerini duyurarak, haklarını elde etmek. Ãœnlü oyuncu Tamer KaradaÄŸlı da bu mücadelenin içindeki isimlerden biri. KaradaÄŸlı için seslendirme sanatçılığı binbir çeÅŸit anlam barındırıyor. ‘20 yaşında baÅŸladım seslendirmeye. Hatta ilk rolüm Ä°rlandalı Kız filmindeki Asker 1’di hiç unutmam. ‘Günaydın’ diyecektim. Okumam gereken tüm metin buydu. Ama buna raÄŸmen, çok heyecanlanmıştım. 4- 5 kez takıldım’ diye anlatıyor ilk gününü. Kendi sesimi yadırgadığım olduKaradaÄŸlı, seslendirmenin, doÄŸru Türkçe kullanımının, doÄŸru vurgu yapılmasının, tonlamanın, özellikle çocuklar için çok önemli olduÄŸunu düşünüyor. ‘Bu iÅŸ hala en iyi TRT’de yapılıyor. Seslendirme Yönetmenleri, ekip çok önemli’ diyor. Çok yoÄŸun bir tempoda çalıştığı için seslendirme yapmaya yeterince vakit ayıramamaktan üzgün. Bu sıkıntısını da meslek arkadaÅŸlarının haklarını koruyarak gidermeye çalışıyor. Ses- Bir olarak sıkıntılarını, isteklerini yetkililere duyurmak ve tek kanallı dönemi kaçırmış çocukların, arada bir gözlerini kapayarak, izledikleri kiÅŸilerin seslerine kulak kabartmalarını saÄŸlayabilmek, en büyük hedeflerinden! ‘Tekrar seslendirme yapıyor olmam bir vefa borcu. Sırtımı dönmedim bu mesleÄŸe, para kazandım ben bu meslekten. Hatırlanınca da büyük onur duyuyorum ve o onuru yaÅŸamak için de her hatırlandığım zaman fırsat yaratıp gitmek istiyorum. Öncesinde filmin DVD’sini alıp provasını yapıyorum. BambaÅŸka bir tadı var. Hatta usta sanatçı Erdal Küçükkömürcü’yle ‘Chip and Dale’ adlı bir çizgi filmde iki sincabı bile seslendirdik, çok eÄŸlenceliydi!’ Ãœnlü oyuncunun da, tıpkı bizlerin unutamadığı gibi bazı sesler var, hep kulağının aradığı. Bunlardan biri de Alev Sezer. Yıllarca Bruce Willis’i seslendiren Sezer’in ölümüyle, hayranları uzun bir süre Bruce Willis filmlerini seyredememiÅŸti: ‘Rahmetli Alev AÄŸabey çok iyi bir oyuncu ve çok iyi bir dublaj sanatçısıydı. Bruce Willis’i artık baÅŸka bir arkadaşımız seslendiriyor. Mel Gibson’u da o seslendirirdi. Artık ben seslendiriyorum ama kendi sesimi ben bile bazen yadırgıyorum, onun sesine alışkın kulağım. ‘ Arzu ile iki sevgiliyi konuÅŸtukEÅŸim Arzu Balkan’la, seslendirme stüdyosunda tanıştım. O, 6 yaşından beri dublaj yapıyor. Ben yeni baÅŸladığımda, ancak iki üç cümle konuÅŸurken, o baÅŸrol konuÅŸurdu. Ä°lk karşılaÅŸmamızda, birkaç kez takılmıştım, o da üfleyip püflemiÅŸti. Elim ayağım birbirine karışmıştı, ‘Kim ya bu kız, kendini ne sanıyor?’ demiÅŸtim. EÅŸimle en son uzun bir aradan sonra iki sevgiliyi konuÅŸtuk TRT için. AÅŸk Oyunu adlı filmde o Kelly Preston’u, bense Kevin Costner’ı konuÅŸtum.Dizi oyuncusunun yarısı kadar ücret almalılar Sahip oldukları sesler nasıl insanların normal hayatlarında kabul görmelerinde, toplumda edindikleri çevrede etkiliyse, sinema ve televizyon dünyasında da öyle. Hatta çok daha önemli. Siz hiç çatal çatal olmuÅŸ sesli bir Rock Hudson’a aşık olabilir miydiniz? Ya da hiç mi sırf seslendirme sizi rahatsız etti diye bir filmi izlemekten vazgeçmediniz? Seslendirme sanatçıları tek kanallı dönemde, televizyon ekranında film bitimi akan jenerikte tek tek okuduÄŸumuz isimlerdi bizim için. Sonra o isimlerin yayınlanmasından vazgeçildi ama onlar bu iÅŸi bizim için yapmaya devam ettiler. Åžimdi ÅŸimdi öğreniyoruz ki seslendirme sanatçılığı, dublaj sanatçılığının yasalarda yeri yokmuÅŸ bile! Ses- Bir, bize seslendirme sanatçılığını anlatmak, verilen emeÄŸin hakkını aramak ve sanatçılarının telif hakkından yararlanması için 2001’de kurulan bir birlik. SES-BÄ°R BaÅŸkanı Haluk Cömert, ‘Seslendirme iÅŸi meslek olarak ‘iÅŸ yasasında’ düzenlenmeli’ diyor. Tamer KaradaÄŸlı da ona katılıyor: ‘Özellikle Ankara’da, ya devlet tiyatrosundan ya da sadece dublajla geçinen insanlar var. Seslendirme sanatçısı arkadaÅŸlarımızdan biri yerli dizilere dublaj yapıyorsa, bence o oyuncu arkadaşın yarısı kadar para kazanmalı. Oysa çok az rakamlara çalışıyorlar. Film seslendiriyoruz, defalarca yayınlanabiliyor ve hiçbir ÅŸekilde telif alamıyoruz. Ses- Bir olarak telif için de savaşıyoruz. Bu arada bir de reklam dublajı var ama orası enteresan bir tekeldir. Onu kırmak hiç kolay deÄŸildir. Ãœstelik reklam dublajında, süre çok daha kısa olmasına raÄŸmen fiyat politikası çok daha yüksektir!’Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!