Sarı defterimi ve telefonu önüme aldım, sabaha kadar herkesi aradım, yurt parasını topladım

Güncelleme Tarihi:

Sarı defterimi ve telefonu önüme aldım, sabaha kadar herkesi aradım, yurt parasını topladım
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 06, 2006 00:00

Geçen yıl Kapadokya’da farklı bir okul açıldı. İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı Kapadokya Meslek Yüksek Okulu, Kapadokya Bölgesi’nin kalkınma planının bir parçası. Turizm, şarapçılık ve bağcılık, el sanatları ve havacılık bölümlerinden oluşuyor. Hepsi de, Kapadokya’nın özelliklerine uygun bölümler.

Kapadokya’nın genç nüfusunun yüzde 27’si büyük şehirlere göç ediyor. İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı bunu engellemek amacıyla, bölgedeki iş alanlarında çalışabilecek, mezun olduğunda işsiz kalmayacak gençler yetiştirmeyi hedefliyor. Avanos, Gülşehir ve Mustafa Paşa’daki restore edilmiş tarihi binalarda eğitim veren okul, "Doğduğun yerde doy" sloganıyla eğitime başladı. Ünlü yazar ve düşünür Alev Alatlı, bu işin başındaki gönüllüydü. Onunla imece usulüyle kurulan okulu konuştuk.

Neden Kapadokya Meslek Yüksekokulu’nun kuruluşuna kendinizi adadınız?

- Bir arkadaşım olan Murat Şengül, 1980’den beri bir Kapadokya aşığıdır. Orası onun sanki ikinci evi gibidir. Ben aslında 2000’e kadar Kapadokya’yı tanımazdım. Dışarıdan bakınca gelişmiş bir turizm bölgesi olarak görünüyor. Ama iyice bakıldığında, bilinçli bir turistin buradan hiç memnun kalmayacağı ya da kalmadığı anlaşılabilir. Şu anda Yalova Valisi olan, eski Nevşehir Valisi Doç. Dr. Yusuf Erbay’ın başkanlığında üç yıl önce hazırlanan Kapadokya Kalkınma Planı’nı inceledik. Turizm, şarapçılık-bağcılık ve tarım-hayvancılık üzerine kurulu bu planı, gelir kaynakları haline dönüştürmeyi hedefledik. Bu işi nasıl toparlayalım diye konuşurken, yerel idareler, bölgedeki belediye başkanları ve küçük sanayi kuruluşları toplanıp bu kalkınma planını uygulamaya koyuldular. Bunun üzerine 1998’de geçici bir vakıf kuruldu. Ben de bir toplantılarına katılarak onlarla tanıştım. Gördüğüm şey her zamankinden çok farklıydı. Eğitim sisteminden yakınmak yerine onu nasıl kalkındırabileceklerini konuşuyorlardı. Bu beni çok etkiledi ve
/images/100/0x0/55eb5f65f018fbb8f8bce168
aralarına katıldım.

Neler planladınız?

- Trilyonların yatırıldığı özel üniversiteler var ama bunlar hiçbir zaman ülkenin ekonomik ihtiyacına uygun kişiler yetiştirmiyor. Bir vakıf okulu oluştururken asıl amacın ne olduğunu iyi bilmek ve bu yoldan hiçbir zaman sapmamak gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde gençler üniversiteleri hayatlarında önemli bir amaç olarak görüyor. Oysa bu kurumların amaç değil, araç olması gerekir. Çünkü iş üniversiteden mezun olmakla bitmiyor. İşverenler çoğu zaman yeni mezunları eğitmek zorunda kalıyor. Bazen bir mühendis tornavida tutmayı bile bilmiyor.

Peki ne yapmak gerekiyor?

- Bir üniversite kurulacaksa, öncelikle o bölgenin neye ihtiyacı olduğunun bilinmesi gerekir. Ama ihtiyaç var diye yapılıp kenara da itmemek lazım. Yüksekokulumuzun amacı hedefe yönelik çalışmak. Yani 10 yıl sonra havacılık alanındaki eleman açığı kapanırsa, biz de havacılık bölümünü kapatırız. Yerine de günün şartlarına uygun bir eksiklik için yeni bir bölüm açarız. Çünkü mezun olunca iş bulamayacak insanlar yetiştirmek istemiyoruz. Örneğin bu bölgede Kapadokya rehberi eksikliği var. Ayrıca çok iyi dil bilmek gerekiyor. Bir rehber "kerpiç" kelimesini bilmiyorsa işi zor demektir. Aynı durum tarım ve şarapçılık için de geçerli.

Demirel daha çok vermek istedi hesapları karıştırırım diye reddettim

İlke Eğitim ve Sağlık Vakfı kurulduğunda 11 kişiydik. Arkamızda cemaat ya da holding olmadığı için işi tamamen imece usulü yürütüyoruz. Herkes bir işin ucundan tutmaya çalışıyordu. Örneğin Genel Koordinatör Mimar Fatih Keskin okulun tüm restorasyon işini üstlenmişti. Gerçekten sevgiyle kurulmuş bir okul burası. Neye ihtiyacımız varsa onunla ilgili tanıdığımız kişileri aradık ve bilgisayarlar, tahtalar, sandalyeler, revir, çarşaflar, yataklar, hep bu yolla toparlandı. Her şey hazırdı ama bir akşam Fatih Keskin kapımı çaldı ve odalarda masa lambası ve bunun gibi eşyaların eksik olduğunu söyledi. Bir hesap yaptık, oda başına 400 YTL’ye ihtiyacımız var. Benim bir sarı telefon defterim vardır. Onu ve telefonu önüme aldım. Akşam 19.00’da başlayıp sabaha kadar tanıdığım herkesi aradım ve gereken parayı topladım. Mehmet Ağar’dan Deniz Baykal’a listedeki her harfi. Hatta Süleyman Demirel’le ilginç bir görüşmemiz oldu. "Alev Hanım, yani her şeyi anlıyorum da neden 400 YTL?" diye sordu bana. Daha fazlasını vermek istedi ama ben ya 400 ya 800 YTL kabul ettiğimi söyledim. Diğerini de eşi Nazmiye Hanım adına sayacaktım. Demirel bu duruma çok güldü, çünkü ona daha fazla öderse kafamı karıştıracağını söylüyordum. Bu isimlerin her birini küçük kağıtlara yazdık ve daha sonra soyadı sırasına göre dizip teşkkür etmek amacıyla rektörlük binamıza astık.

HER BÖLÜME O SEKTÖRDEN BİR HAMİ

Aşçılık:
Bu bölüm için İstanbul’dan restoran sahibi Ece Aksoy’u okulumuza davet ettik. 24 saat açık okul mutfağında öğrencilere hem yemek yapmanın ustalığını anlatıyor, hem de farklı kültürlere ait yemekleri pişirerek onlara dünyayı tanıtıyor.

Turizm ve Otel İşletmeciliği: Bu bölümde Dedeman Oteli bize yardımcı oluyor. Nevşehir Bölge Genel Müdürü önce derslere girip sonra da öğrencileri her hafta farklı bir otele götürüyor.

Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği: Kampusumuzun çok yakınında iki havaalanı var. Bunlardan biri olan Tuzköy Havaalanı, Türkiye’nin üçüncü büyük havaalanı olmasına rağmen kullanılmıyor. Burayı değerlendirmeye başladık. Öğrenciler ayrıca Pegasus ve Top Air’in katkısıyla sürekli kokpitin içinde vakit geçiriyor ve her şeyi yerinde öğreniyor.

Turizm Rehberliği: Yazar Gürsel Korat derslere giriyor. Öğrenciler tüm müzeleri gezerek öğreniyor, sınavlarında da fotoğraflardan faydalanıyorlar. Bu bölüm için ayrıca Rusya ile anlaşma yaptık. Haftada 12 saat rehberlik Rusça’sı eğitimi verilecek. Bir de öğrencilerimiz Moskova’da staj yapma hakkına sahip olacak.

Şarap Üretim Teknolojisi ve Bağcılık: Bu bölümde bize bölgedeki Turasan Şarapları yardımcı oluyor.

El Sanatları: Bu bölümde sadece halı ve çömlek yapımı değil, sektörde neler yapılabileceği de gösteriliyor.

Gerontik (belli bir yaş üstü) Hasta Bakıcılığı - Radyo&Televizyon: Bu bölümler gelecek yıl seminer programı olarak açılacak.
/images/100/0x0/55eb5f65f018fbb8f8bce16a

KAMPUSTAKİ TÜM BİNALAR TARİHİ

Kapadokya’da "Binayı nefes tutar" derler. Gerçekten de içinde yaşanmayan bir binayı restore etmek güç. Avanos, Mustafa Paşa, Nevşehir, Gülşehir Belediyeleri ve Kültür ve Turizm Bakanlığı bize bazı binaları tahsis etti, bazılarını da kiraladılar. Bu eski binaları yenileyerek kullanıma kazandırdık. Mimar Fatih Keskin restorasyonu yaparken oldukça zorlandı. Diğer vakıf üniversiteleri gibi bina gösterişine değil, eğitime önem verdik ve bütün paramızı buna yatırdık.

OKULDA NELER VAR?

İki yıllık yatılı Kapadokya Meslek Yüksekokulu’na girmek için ÖSS’den yeterli puan almak gerekiyor. Bu yıl da her bölüme yaklaşık 30 kişi alınacak. Okul ücreti yıllık 5 bin YTL. Ancak okul yönetimi bu parayı ödetmemek ve burs bulabilmek için elinden geleni yapıyor. Detaylı bilgi için: www.kapadokya.edu.tr
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!