Meniere nedir? Meniere sendromu nasıl anlaşılır?

Güncelleme Tarihi:

Meniere nedir Meniere sendromu nasıl anlaşılır
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 2018 12:39

Meniere sendromunda görülen semptomlar kişilerin hayatını kabusa çevirebiliyor. Her yaşta görülebilen ve nedeni tam olarak bilinmeyen Meniere sendromu, genellikle baş dönmesi ile başlıyor. Peki, Meniere tam olarak nedir? Meniere sendromu nasıl anlaşılır?

Haberin Devamı

Meniere sendromu, spontan vertigo atakları, fluktuasyon gösteren işitme kaybı, kulakta dolgunluk/basınç hissi ve tinnitus ile karakterize bir iç kulak hastalığıdır. Meniere hastalığı baş dönmesinin en sık sebepleri arasındadır. Bu sebeple 1. ve 2. basamak tedavi merkezlerine baş dönmesi ile başvuran birçok hastanın vertigosunun altında henüz tanı konmamış Meniere hastalığı yatabilmektedir.

Şikayetleri: Meniere hastalığının başlıca belirtileri baş dönmesi, kulak uğultusu, işitme kaybı ve kulakta dolgunluk hissidir. Baş dönmesine bulantı ve kusma eklenebilir. Baş dönmesi ani başlangıçlı, 20 dakika ile 24 saat arasında sürebilir. Baş dönmesi başlamadan önce bazen kulakta dolgunluk hissi oluşabilir. Gerginlik, stres ve aşırı tuz alımı atakları başlatabilir. Baş dönmesi atakları arasında hasta tamamen normal ya da hafif dengesiz olabilir. İşitme kaybı baş dönmesi olduğu dönemde olur ve genellikle alçak frekanslardadır (kalın seslerde). Hastalığın ilk yıllarında baş dönmesi atakları sonrasında işitme kaybı düzelir fakat uzun dönemde atak sonrasında da işitme kaybı devam eder. Baş dönmesinin olduğu dönemlerde istemsiz göz hareketleri (nistagmus) mevcut olabilir.

Bulguları: Meniere hastalığı olan hastaların kulak fizik muayenesi normaldir. Eğer hasta baş dönmesi olmayan bir dönemde muayene ediliyorsa hiç bir bulgu da saptanmayabilir. Baş dönmesi atakları sırasında ise hastada görülebilecek en önemli bulgu nistagmus adı verilen istemsiz göz hareketleridir. Ayrıca baş dönmesinin getirdiği ayakta durma ve yürüme zorluğu, bulantı-kusma saptanabilir.

Tanısı İçin Neler Yapılmalıdır: Meniere Hastalığının kesin teşhisini koymak zordur. Teşhise götüren en önemli faktör hastanın öyküsüdür. Baş dönmesinin süresi, sıklığı, derecesi berberinde olan semptomlar hastalığın nedeni hakkında bilgi verebilir. Muayene sonrasında yapılacak ilk tetkik odiometri adı verilen işitme testleridir. Bu testlerde işitme kaybının varlığı ve iç kulağın durumu hakkında bilgi edinilir. Kalın seslerdeki iç kulak tipi işitme kaybı Meniere Hastalığı olabileceğini akla getirir. Vestibüler sistem adı verilen denge sistemi ile ilgili yapılabilecek bazı testler de vardır ancak bunlar Meniere Hastalığının ayırıcı tanısında yeterli değillerdir. Meniere hastalığı tanısında Gliserol veya Diürez testi önemlidir. Bu testte hastaya odiometri yapıldıktan sonra gliserol içirilir ya da diüretik yapılır. Daha sonra yapılan odimetride işitme kaybında düzelme görülmesi Meniere Hastalığı lehine değerlendirilir. Bilgisayarlı Tomografi veya Manyetik Resonans tetkikleri beyinde veya iç kulaktaki lezyonları ayırt etmek için kullanılabilir.

Haberin Devamı

MENİERE HASTALIĞININ TARİHÇESİ

Meniere hastalığı, ilk kez 1861 yılında Prosper Menieretarafından tanımlanmıştır. Fakat hastalığın etyopatolojisi halen tam olarak aydınlatılamamıştır. İlk tanımlamada hastalık “apoplektik serebral konjesyon” olarak tarif edilmiş, daha sonra 1926’da Portman tarafından endolenfatik hidropsa ikincil oluştuğu ileri sürülmüştür. 1938 yılında Hallpike ve Cairns tarafından endolenfatik hidropsun histolojik bulguları saptanmıştır. Kimura ve Schuknecht 1965 yılında Gine domuzlarının endolenfatik kanal ve keselerini tahrip ederek deneysel hidrops elde etmişlerdir. Aynı yıllarda Dohlman hayvan deneylerinde endolenfatik enjeksiyon yaparak Meniere benzeri durum yaratmışlardır.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!