Dişçi korkusuna son

Güncelleme Tarihi:

Dişçi korkusuna son
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2007 12:19

Diş hekimlerinin, tıbbi hipnoz yöntemiyle operasyondan çekinen hastalarının korkusunu yüzde 95 oranında yenmesini sağladığı, ilkinde çekinerek gerek diş sancısı çeken kişinin, sonrasında rahat bir şekilde koltuktaki yerini aldığı belirtildi.

Tıbbi Hipnoz Derneği Başkanı Ali Eşref Müezzinoğlu, Türkiye'de 1950'lerden sonra hipnozun kullanılmaya başlandığını, bu yöntemin öncülerinden Dr. Hüsnü İsmet Öztürk'ün hipnoanestezi ile binin üzerinde ameliyat gerçekleştirdiğini belirtti.

Dünyada bilimsel ve tıbbi hipnozu en fazla kullanan tıp mensuplarının, yüzde 40 oranla diş hekimleri olduğuna dikkati çeken Müezzinoğlu, bilimsel ve yasal anlamda 1958 yılından beri tıbbi amaçlarla hipnozun resmen kabul edildiği ABD'de, bu alanda faal 5 tıp kuruluşundan 3'ünün diş hekimlerine ait olduğunu söyledi.

Diş hekimliğinin özel bir çalışma alanı olduğunu, hastalarda psikolojik etkinin oldukça yüksek seviyelerde gerçekleştiğinin gözlemlendiğini dile getiren Müezzinoğlu, şunları kaydetti:

“Diş hekimleri, kendi çalışma alanlarında anestezi ve cerrahi müdahaleler yapmaya yetkilidir. Ayrıca 'diş hekimi korkusu' gibi konularda, bulantı refleksinin kontrol altına alınması, ağız içi ve dışı aparatlara alıştırılması, ağrı, anestezi ve alerjik hastaların tedavilerinde, parmak, dudak emme, tırnak kemirme, çene gıcırdatma gibi psişik sorunları çözmek için tek başlarına hipnozu kullanma rahatlığına sahipler. Hasta hekim ilişkisi açısından da 'dişçi koltuğu korkusu' diye tanımladığımız psikolojik durum nedeniyle tedaviden kaçan ve dayanılmaz ağrılar karşısında zoraki teslim olan, ikinci bir ağrıya kadar bir daha uğramayan kişiler çoğunluktadır. Bu kişilerde, hipnoz sonrasında yapılan birkaç seanslık tedavinin ardından yüzde 95 oranında korkunun giderilmesi mümkündür. Korkuyla diş hekimine gelen hasta, hipnoz yönteminin ardından adeta sinema koltuğuna otururcasına rahat davranıyor.”

Müezzinoğlu, hipnoz yöntemiyle hastanın tedavi boyunca sıkılmadığını, uzun süre ağzı açık kalsa da yorulmadığını, ağrıya karşı direnci arttığından basit ağrıları algılamadığını, bulantı refleksini denetleyebildiğini, operasyonlarda kanama miktarının azaldığını bildirdi.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!