Ruh Sağlığı Yasası Hemen Şimdi!

Güncelleme Tarihi:

Ruh Sağlığı Yasası Hemen Şimdi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 24, 2006 00:00

Türk Tabipleri Birliği’yle birlikte 18 meslek, uzmanlık, hasta yakını derneği bir araya gelip Ruh Sağlığı Platformu’nu oluşturdu. Grup, "Ruh Sağlığı Yasası-Hemen Şimdi" kampanyasını başlattı. Türkiye Psikiyatri Derneği’nin 2002’den bu yana defalarca sunduğu yasa taslağı Sağlık Bakanlığı’nda bekliyor.

Derneğin Genel Sekreteri Doç. Dr. Mustafa Sercan, "Zambiya’dan Afganistan’a, Kanada’dan Özbekistan’a kadar çok sayıda ülke bu yasayı çıkarmış. Önerdiğimiz taslaklar bakanlık koridorlarında kayboldu" diyor.

Ruh Sağlığı Yasası neden bu kadar önemli?

- Beden, toplum, ruh sağlığı bir bütündür. Toplumun yaklaşık üçte biri hayatının bir döneminde ruh sağlığı sorunu yaşıyor. Depresyon, endişe ya da daha ağır bir hastalık olabilir. Hastalar, yakınları, iş arkadaşları, komşularının yani toplumun üçte ikisinin hayatını etkiliyor. Dünyada ruh sağlığı yasası bulunmayan 4-5 ülkeden biriyiz.

Sokaktaki insanı niçin ilgilendiriyor?

- Dünya Sağlık Örgütü WHO’nun verilerine göre, sosyal bedeli (maliyet-işgünü kaybı) en ağır 10 hastalıktan ilki ağır depresyon. Diğerlerinden dördü de ruhsal hastalık. WHO’ya göre, 2020’de depresyon, kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci önemli ölüm nedeni olacak. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu’na göre 18 yaşın üzerinde ruhsal bozukluk görülme sıklığı yüzde 17. Toplum bunun farkında değil. Yasa tedavi altındakilerle birlikte, yakınlarının hakkını koruyacak. Tedaviye ulaşımı kolaylaştıracak. Örneğin, tedavi edilmediği için kronikleşmiş depresyonlar azalabilecek.

Ruh Sağlığı Yasası Tasarısı ne zaman hazırlandı?

- İlk taslak 1960’larda hazırlanmış. Derneğimiz 2002’de taslak hazırladı. Web sitesinde yayımladı, bakanlığa gönderdi. Yetkililer "haklısınız" diyor, ancak taslağı almadıklarını söylüyorlar. Gönderiyoruz, yine kayboluyor.

Tedaviye ulaşmak kolay mı?

- Avrupa’da psikiyatrik hastaya ayrılan yatak, uzman, hemşiresi en az ülke Türkiye. Son yıllarda uzmanda yüzde 50 artış olsa da halen dünya ortalamasının altındayız. Türkiye’de 100 bin kişiye iki uzman düşüyor. Dünya ortalaması 3.6 uzman; Avrupa ortalaması 9 uzman. Sosyal güvenlik kurumları ruhsal rehabilitasyon harcamalarını üstlenmiyor. Bacağı kırılanın kas rehabilitasyonuna para veriliyor, şizofreni geçirenin topluma uyumu için rehabilitasyon harcaması karşılanmıyor. Yasa bu karmaşayı ortadan kaldırabilir, yerel yönetimlerin olanaklarını sisteme katabilir.

Yaşamın her alanında ruh sağlığını tehdit eden faktör var. Yasayla bunlar önlenebilir mi?

- Sorun çözümüne yönelik her düzenlemede ruh sağlığı boyutu unutulmamalı. Örneğin İstanbul’da ulaşım kolaylaştırılırken vatandaşın sağlığı, uyuşturucu bağımlısı anneyle ilgili önlem alırken çocuğunun ruh sağlığı gözetilmeli.

Yasa taslağı hastaneye yatışla ilgili düzenleme içeriyor mu?

- Bazen hastalar hastalıkların farkında olmuyor ve istemedikleri halde, yakınlarının isteği, doktorun onayıyla hastaneye yatırılıyor. Bu bir özgürlük kısıtlaması, anayasal suç. Çağdaş dünyada buna yargıç karar verir. Çalıştığım Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi eğitim ve araştırma kurumu olduğu için en az iki hekim karar veriyor yatışlara. Ama başka şehirlerde tek hekimin imzası yetiyor. Yasa taslağı doktorun görüşü doğrultusunda bu yetkiyi hakime veriyor.

100 HASTADAN 3’Ü HOCAYA GİDİYOR

Ruhsal bozukluk görülme sıklığı 2-3 yaşta yüzde 10.9, 4-18 yaşta yüzde 11.3, 18 yaşın üstünde yüzde 17.2.

Hastaların ruh sağlığı hizmetlerine başvurma oranı 2-3 yaşta yüzde 0, 4-11 yaşta yüzde 0.2, 12-18 yaşta yüzde 0.3, yetişkinlerde yüzde 4.7.

Hastaların yüzde 39,2’si psikiyatriste, yüzde 33.1’i diğer uzmanlara, yüzde 20.7’si pratisyen hekime, yüzde 3.6’sı din hocasına, yüzde 3.4’ü diğer yerlere başvuruyor.

Bedensel rahatsızlıkları olandan 1-7 gün iş günü kaybı olanların oranı yüzde 15.9, ruhsal hastalığı olanlarda bu oran yüzde 20.9’a çıkıyor. Yine bedensel hastalıkları bulunanların 7 günden fazla iş gücü kaybı olanların oranı yüzde 7.5’ken, ruhsal hastalıkları olanlarda oran yüzde 11.8’e fırlıyor. (Kaynak: Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu)

RUH SAĞLIĞI PLATFORMU’NUN HEDEFLERİ

Bireylerin ve tüm toplumun ruh sağlığı düzeyinin yükseltilmesi, Ruh sağlığını koruyucu önlemlere ağırlık verilmesi, Tedavide nitelik ve yaygınlığın artırılması, Tedaviye erişimin kolaylaştırılması, Ruh sağlığı rehabilitasyonu önündeki engellerin kaldırılması, Ruhsal sorunu olanların damgalanması ve dışlanmasının önlenmesi, Toplum ve bürokraside ruh sağlığı duyarlılığının artırılması.

HASTANE BİLE GÜVENLİ DEĞİL

Üç ay önce eşiyle girdiği tartışmadan sonra ağlama krizine giren 36 yaşındaki eğitimci kadının psikiyatrik yardım almak için başvurduğu hastanede başına gelenler ruh sağlığı yasasına duyulan ihtiyacı somut bir şekilde ortaya koyuyor. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne kızkardeşi tarafından götürülen, yatılı tedavi gören kadın ağır hastaların tutulduğu "Kapalı Servis"e yerleştirildi. Hastaların halini görünce, odaya girmekten korkup koridordaki koltuklara uzandı. Hemşire ve yardımcı personel çekilince hastalar gelip sigara istemeye başladı. Sigarası yoktu. Yumruklandı, burnu kanadı. Uyumadan, sabaha kadar hastaların birbiriyle kavgasını izledi. Sabah hemşirelere "İyiyim, çıkmak istiyorum" dedi. Doktor huzuruna çıkarıldı. Şikayetlerini anlatınca, "Burası tımarhane" yanıtını aldı. Mağdur, "Bir daha ihtiyaç duysam bile bu hastaneye gitmem. Tüm hastalar aynı kefeye konuluyor. Hapishane gibi" diyor. Mağdur, Türkiye Psikiyatri Derneği, İstanbul Tabip Odası ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvurup hastaneyi şikayet etti. Sağlık İl Müdürlüğü soruşturma başlattı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!