Psikolog desteğiyle hazırlandık

Güncelleme Tarihi:

Psikolog desteğiyle hazırlandık
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2014 01:31

Kusursuzlar, Altın Portakal’ın ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Yönetmen’ ödüllerini aldı. Malatya’daysa ‘En İyi Kadın Oyuncu’yu. Dün vizyona giren filmin yönetmeni Ramin Matin’le yeni yılın ilk öğleden sonrası buluştuk. İki kız kardeşin gerilimli ilişkisi üzerinden kadına şiddet mevzuu üzerine kafa yoran filmi konuştuk.

Haberin Devamı

İlk uzun metrajlı filminiz de epey ödül almıştı. İkinci film Kusursuzlar’ın başarısı da ortada. Sormak âdettendir; ödülü bekliyor muydunuz? Bir de ödülün hakikaten korkutucu bir yanı da var mı?
- Bu filmi çekerken biraz korkuttu doğrusu. Üçüncü filmde olmaz herhalde. İkinci film sendromu derler hani ona. Ama bu filmle ödül kazanırım diye bir şey düşünmedim hiç. Öyle şeyleri pek düşünmüyorum.
İyi bir bağımsız tiyatro izleyicisi olmalısınız... İlk filmde DOT kadrosunu kamera karşısına geçirmiştiniz. Bu filmde de bağımsız tiyatro izleyicisinin çok iyi bildiği iki oyuncu var. Bu özel bir tercih mi?
- Öncelikle hayır, istediğim kadar iyi izleyici değilim. Filmden önce DOT’un bazı işlerine yardım etmiştim, arkadaş olmuştuk. Zaten yönetmenleri tiyatro oyunlarında görmeye başladığın anda bil ki filme hazırlanıyorlar. Bu filmdeki Yasemin karakterini bir türlü bulamıyordum mesela. Sonra Esra’yı (Bezen Bilgin) ‘Önce Bir Boşluk Oldu Kalp Gidince, Ama Şimdi İyi’ oyununda gördüğümde “İşte bu!” dedim. İpek’i (Türktan Kaynak) tanıyordum zaten. İkisiyle test yaptık birkaç kere. Farklı sahnelerde nasıl bir kimyaları olduğunu görebilmek için. Güzel oldu... Zaten onların Talimhane Tiyatrosu’ndan tanışıklıkları var.
Çekim öncesi birlikte karakterler üzerine konuşmalarını yasaklamışsınız…
- Evet yasakladım. Konuşmadılar herhalde ve böylesi daha iyi oldu. Çünkü karakterlerini kendilerinin ortaya çıkartmasını istiyordum. İkisi de ayrı çalışmalarına rağmen, çalışırken karakterleri ağzından tuttukları günlüklerde çocukluk yıllarına dair benzer anılar, tepkiler yazmışlar. Yazdıklarının birbirine çok yakın olması beni heyecanlandırdı.
Filme hazırlanırken psikolog Emir Erünsal’la birlikte çalışmışsınız. Neden doğdu bu ihtiyaç?
- Daha senaryonun bitime yaklaştığı aşamada Emir’le konuşmak istedim. Çünkü karakterlerin travmalarıyla ilgili bölümlerin klişe olmasından korkuyordum. Neticede çok iyi bildiğimiz bir alan değil. Bana çok faydalı geldi bu çalışma. Oyuncularla da aynısını yapmak istedim. Bütün hazırlığımız bunun üzerineydi. Emir bize karakterleri analiz etti. Benzer vakalardaki insanların nasıl tepki verdiklerini anlattı. Sonra kızlar filmdeki kostümleriyle evden çıkıp psikoloğa gittiler. Canlandırdıkları karakterler olarak seans yaptılar. Altı aylık bir süreç bu. Çekimleri de 2012 yazında dört haftada tamamladık.

Haberin Devamı

Psikolog desteğiyle hazırlandık

Haberin Devamı

+18 KISITLAMASI OTOSANSÜRE İTİYOR

Yeni projeler var mı kafada?
- Çok proje var. Biri korku-gerilim filmi. Bir iki şey daha var ama çok detay vermeyeyim. Hangisine para bulursak onun üzerine yoğunlaşacağız açıkçası...
Bu arada bakanlığın sinema filmlerini destekleme yönetmeliğindeki son değişiklikle getirilen +18 sınırlamasına ne diyorsunuz? +18 ibaresi konulması zorunlu kılınan filmden destek geri alınacakmış...
- Sınırı çizilmemiş bir ahlak çerçevesi var. Her şey +18’e girebilir. Filmimde bunları göstermeyeceğim desen bile risk altındasın. Belki siyasi duruşunu, filmin eleştirdiği şeyi beğenmezler. Uygulamaya geçerse bu, sinema büyük risk altına girer. Sinemacıları sansürlemiyor, otosansüre itiyorlar. Ya film yapmayacağız ya da mevcut hükümeti rahatsız etmeyecek filmler yapacağız. Bu yönetmelik değişikliği altında yatan söz budur...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!