Portreler

Güncelleme Tarihi:

Portreler
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 1998 00:00

Pakize SUDA
Haberin Devamı

Lastik satar, bez dokur, su satar, sigorta yapar, para alır, para satar, show yapar, çimento satar, kitap yazar, akıl satar, gezer tozar... Mahalledeki kıytırık bakkal bile akşam eve yorgun baygın giderken, bu beyefendi bunca işe nasıl yetişir bilmem. Tamam, hepsinin başına işten anlayan birer genel müdür koymuştur ama günde bir kere ne var ne yok demek için telefon açmaya kalksa, ona bile yetişilmez.

Ben, kendisini kopyalattığını düşünüyorum. Biri işe gücü koşerken, öteki gazetecilere poz veriyor, biri evde uyuyor, falan filan. Hatta geçen gün dikkat ettim bir tanesinin çenesi diğerinden küçük gibiydi. Ya uzmanlar tam tutturamadılar, ya da bizimki alışkanlıkla adamlara malzemeden tasarruf ettirdi.

Senelerdir, kitaplarında nasıl zengin olunacağını öğretir durur, ne var ki öğrenebilen bir Allah'ın kulu çıkmamıştır henüz. Eh! Bunun pek de yadırganacak bir yanı yok. Kitap okuya okuya zengin olmak nerede görülmüş? Yeni rakipler yaratmamak için yanlış tüyo veriyor olması da ihtimal dahilinde tabii.

Diyorum ki; memlekette onun gibi üç beş kişi daha olSA, millet kahkahadan kırılSA fena mı olur?

*

Ünlü bir babanın oğludur. Genlerin önemini bilenlerle, soyadının hikmetine inananlar, arkasından ite kaka politikaya sokmuşlardır. ‘‘Zorla güzellik olmaz’’ ya da ‘‘Taşıma suyla değirmen dönmez’’ atasözlerini doğrularcasına, zorla girdiği politikadan, kısa sayılabilecek bir süre sonra, güle oynaya çıkıp gitmiştir.

Politika hayatı boyunca, kimseyle kavga etmemiş, hep gülümsemiş, hiç atıp tutmamış, nabza göre şerbet vermemiş, şivesini yalandan bozmamış, her gittiği memleket ahalisine, ‘‘hemşehrim’’ diye hitap etmemiştir. Diğerleri politikacıysa, o değildir, o politikacıysa diğerleri nedir? Kısacası ortada garip bir durum vardır. Ünlü babası, kendine mal mülk bırakmış, ama kafasında dolaştığı söylenen tilkilerin hepsini yanında götürmüştür.

Fiziği iyidir de, kimyası biraz fazla kaçtığından boyu insan normallerinin üzerindedir.

*

Kraldır, yıldızdır, yakışıklıdır. Dans eder, şarkı söyler! A acayiptir, yakalarsa yandınız, hele fındıkkıran biriyseniz...

Herkes ona hayrandır, özellikle kızlar. Çocukcağız senelerce Karamürsel düğün salonunda şarkı söylerken neredeydiniz a kızlar? Bu çocuğun gözü o zaman da aynı gözdü, sesi o zaman da aynı sesti. Tek farkı o zaman yakalarsa ne yapacağını açık açık anlatmıyordu, bir de daha o zaman küçüktü, çişini söylemiyordu.

Yalnız kızlar mı? Ya televizyonlara ne demeli? Şimdi neredeyse kamerayla tuvaletin kapısında bekleyenler, o zaman neredeydiniz? Düğün salonunun videocusundan başka ileriyi gören olmamış.

Tam 1526 gündür Amerika'da plak yapacağı, yaptığı, yapmakta olduğu, yapabileceği söylenmektedir. Durun bakalım! Göreceğiz. Elbet bu yapım aşaması geçecektir. Amerika Amerika derken geçtiğimiz günlerde aniden Fransa'da şöhret oluverdi. Tahminime göre bu, Amerika'ya giderken uçak Fransa'da çay molası verdiğinde Amerika'ya geldiğini zannedip indi. Neyse ‘‘her şerden bir hayır doğar’’ derler, iyi oldu.

*

Başkandır, ofisi ovaldir. Gençtir, yakışıklıdır, ofisi ovaldir. Sarı saçlı, mavi gözlüdür, ofisi ovaldir. Evlidir, çapkındır, ofisi ovaldir. Sarayı beyazdır, ofisi ovaldir. Puroyu sever, seksi oral, ofisi ovaldir. Stajyer kızlara staj yaptırır, (ne stajı olduğunu dünya alem gördü) ofisi ovaldir. Oraya buraya asker gönderir, ofisi ovaldir. Kadının fendi, dünyanın bir numaralı erkeğini bile yenmiştir, ofisi ovaldir. Silahı, füzesi, bombası vardır, ofisi ovaldir. Uçağı, gemisi, uçaklı gemisi vardır, ofisi ovaldir. Üsleri, ajanları vardır, ofisi ovaldir. Tuvalete giderken bile danıştığı danışmanı vardır, ancak malum konuda kendisine danışman verilmediği, işi eline yüzüne bulaştırmasından anlaşılmaktadır, ofisi ovaldir. Galiba gidicidir, ofisi ovaldir.

Mış muş köşesi

Menopoz kadına yarıyormuş.

Yaradığı belli, bütün menopozlu kadınlar mama tosunu gibiler.

Devlet Bakanı Metin Gürdere kabinede düzenlenecek bir güreş turnuvasında kendisini yenecek bakan olmadığını söylemiş.

Milleti tuşa getirmelerinden belliydi bunların güreşçi oldukları.

İtalya'da hırsızlık o kadar sıradan bir hale gelmiş ki, artık suç ve günah olmaktan çıkıyormuş.

Ha gayret! Bizim de İtalyan'lara yetişmemize pek bir şey kalmadı.

Erkek civcivlerin ekonomik değerleri yokmuş.

Civciv bile olsalar erkeklerin para etmediğini duymak hoş doğrusu.

Clinton ifade verirken ağlayacak gibiymiş.

Biraz kaba bir tabir olacak ama, her tatlı tatlı yemenin, acı acı bir çıkarması vardır.

Piar-Gallup araştırmış, en uzun sevişen ulus ortalama 30 dakikayla Türklermiş.

Seyrek yaptıklarından bu neydi, nasıl oluyordu. Derken zaman geçiyordur haliyle.

Başbakanlık'ta sadece türban takarak değil, dizüstü veya yırtmaçlı etek, açık kollu gömlek veya tişört giymenin de kılık kıyafet yasasına aykırı olduğu hatırlatılarak memurlar uyarılmış.

Ayol! Beş yaşında çocuklar bile annelerinin seçtiği elbiseyi giymiyorlar artık. Bırakın başımızın örtüsünü, eteğimizin boyunu, enflasyonu düşürün, sağlığı, eğitimi düzeltin, çeteleri yok edin.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!