Paris’te ustasından kankan dersi Aslı Ulusoy-Pannuti

Güncelleme Tarihi:

Paris’te ustasından kankan dersi   Aslı Ulusoy-Pannuti
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2013 00:00

Dünyanın en eski Fransız kankan kabaresi Paradis Latin kapılarını amatörlere açtı.Eyfel Kulesi’nin mimarı Gustav Eiffel tarafından inşa edilen tarihi salonda ayda bir kez kankan kursu düzenleniyor. Talep öyle yoğun ki 2014 Ekimi’ne kadar yer yok.

Haberin Devamı

Bir iki üç dört, kedi ayakları, bir iki üç dört, bir tekme... Sarıl, ayrıl, sarıl, ayrıl!” Herkesin gözü Marie-Laure Philipon’da. Usta dansçı figürleri sırasını vurgulayarak anlatıyor. Paris Şehir Tiyatrosu, Moulin Rouge Kabaresi, Paris ve Marsilya operaları gibi saygın kurumlarda başdansçılık yapan, çeşitli TV programlarında Fransız kankan dansçısı ve koreografı olarak yer alan, Louis Vuitton, Cartier gibi Fransa’nın gözbebeği markaların özel gösterilerine imza atan 36 yıllık bir dansçı o! Zaten bu akşamki derse katılan hanımlar, Paradis Latin gibi prestijli bir Paris kabaresinde, bir yıldız dansçıdan ders aldıklarının farkında. Philipon’un ağzından çıkan her sözcüğü, gösterdiği her figürü kapmak için pürdikkat hepsi!

KONDİSYON GEREKTİRİYOR

Haberin Devamı

“Amatörlere Fransız kankanı kursu dünyada bir ilk” diyor Philipon: “Klasik ve caz dansı eğitimi aldım. Kankanı gençliğimde özel hocalardan öğrendim. Burada, kankan meraklılarının çocukluk, kızlık rüyasını gerçekleştiriyoruz. Topuzları, makyajları, fırfırlı etekleri ve danstaki çığlıklarla, ıslıklarla 1.5 saatliğine bir ‘Paradis Latin kankancısı’ oluyorlar.” Philipon’a göre bu dansın başlıca şartı sportif olmak. Enerji gerektiren, kalbi zorlayan bir mini maraton adeta! Esneklik ise dansın gerektirdiği bir diğer unsur ama asıl iş nefeste. Peki 1.5 saatte kankancı olunur mu? “Tabii ki hayır” diyor: “Aşinalık sağlayıp dansın temel kavramlarını, koreografi fikrini veriyoruz. Eğer dansçıysa, ortalama 15 günlük eğitimle kankan dansçısı olabiliyor ama ilerlemek için derslere devam etmek gerek.”

AMERİKALI AMATÖRLER SALON KAPATIYOR

Tarihi kabarede Fransız kankanı kursu açma fikri Marie-Sophie Tekian’a ait. Derslerin 16-65 yaş arası bütün kadınlara açık olduğunu, içlerindeki ipli düzenekle ayarlanabilen kostümlerin 36 bedenden 50 bedene kadar herkese uyduğunu belirtiyor. Derslere anne-kız katılanlar olduğu gibi çift olarak katılmak isteyenler de olduğunu ancak henüz her bedene uyabilecek pantolon sorununu çözemediklerinden erkekleri derse alamadıklarını söylüyor. Tekian, Paradis Latin gibi Napolyon Bonapart zamanında tiyatro olarak açılmış, geçirdiği yangından sonra Gustav Eiffel tarafından yeniden inşa edilmiş, 1889 tarihli bir binada ve bu kabarede çalışmaktan çok memnun. Meşhur Moulin Rouge kabaresinden farkını soruyorum. “Seyirciye yakınlık, ortamın sıcaklığı” diyor: “Elinde mikrofon, sahneyle seyirci arasında sürekli iletişimi sağlayan bir sunucumuz var. Ayrıca, seyircinin üzerinde trapez gösterisi düzeneği dünyada sadece bizde mevcut.” Seyircilerinin büyük çoğunluğunu Fransızların oluşturduğu kabare için, “Paris’in kalbinde, gerçek bir Paris deneyimi” diyor. Bununla birlikte Brezilyalı, Rus, Hintli izleyicilerden de söz ediyor. Fransız kankanı dersine de yurtdışından epeyce talep varmış. Mesela Amerikalı beş kişilik bir grup sadece kendileri için ders isteyip, salonu kapatmış. Bu arada belirtelim: Maksimum 11-12 kişinin katıldığı dersler ‘klasik’ ve ‘prestij’ başlıklarıyla ayrılıyor. 1.5 saatlik ders ve sonrasında pasta, içki ikramlı klasik kursun fiyatı 95 Euro. Açık barla başlayan, dersten sonra profesyonel dansçılarla 8-10 dakikalık gösterinin ardından barla biten prestij seçeneği ise 250 Euro civarında.

Haberin Devamı

Kursiyerleri kapıda karşılayıp kulise götüren, hazırlayan profesyonel dansçılardan biri işinden büyük gururla söz ediyor: “Bu mükemmel bir Fransız dansı! Paris gecelerini, kabarelerini simgeliyor. Kankan görmeden ‘Paris’i gördüm’ denemez. Son derece kışkırtıcı bir dans! Geçmişte burjuva erkekleri tahrik etmekmiş amaç, bugün bu yönü değişti muhakkak ama kankan geleneği öylece kaldı Paris’te!” Bir yandan katılımcıların saçını ve makyajını yaparken, bir yandan da sorularımı yanıtlıyorlar. Dansın zorluğu kişiye, fiziğine göre değişiyormuş: “Esneklik önemli muhakkak ama kimileri nefesini düzenlemekte zorlanıyor.”

SEVGİLİDEN HEDİYE

Katılımcılar arasında klasik dans eğitimi almışların yanı sıra, amatör dans kulüplerinden gelenler de var. Bununla birlikte dansla hiç ilgisi olmayıp, Sevgililer Günü ya da doğum günü hediyesi olarak ders alanlar mevcut. Çocuk bakıcısı Nathalie (41), “Bence dinamik, neşeli, bol figürlü bir Paris dansı! Kostümler muhteşem, bazı kızların bu dansta müthiş bir duruşu, havası var” diyor. Anaokulu çalışanı Aline (38) ise “Bir dans kulübüne üyeyim, birkaç kez kankan gösterisi yaptık ama tamamen amatördü. Bu akşam gerçek kabare kostümleriyle iyi bir dansçıdan ders almak müthiş bir ayrıcalık” diye ekliyor. Katılımcılar arasında bir Rus kadın gazeteci var. Konuyu çalıştığı TV kanalına teklif ettiğinde, derse katılmasını istemişler. Kostümünü giymiş, makyaj yapılmasını bekliyor. Kameramanı ise yanı başında.

Haberin Devamı

SAHNEDE ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA

Saç ve makyaj seansından sonra sahneye yollanıyoruz. Philipon eşliğindeki ısınma hareketlerinin ardından figürlere ve koreografiye geçiliyor. Etek uçları ne zaman ele alınacak, fırfırlar nasıl sallanacak, kedi adımı, koyun sıçraması, bacak egzersizi derken, kursiyerleri sahneye hazırlayan profesyoneller Offenbach müziği eşliğinde bir gösteriye başlıyor. Çığlık çığlığa! Zaten bu dansın bir özelliği de hızlanan ritme eşlik eden ıslık ve çığlıklar. Öyle ya, amaç neşe saçmak! Profesyonellerden sonra sıra katılımcılara geliyor. Hoca sesleniyor: “Ver müziği!” Ve Fransız kankanının ünlü melodisi ‘Yeraltındaki Orpheus’ tekrar başlıyor: “Yakala yakala, at at, bir tekme öne, bir darbe popoya! Hiç fena değiil!” Sahnedeki profesyonel erkek dansçılar katılımcılara eşlik edip, küçük tüyolar veriyorlar. Philipon kendisini derse öylesine kaptırmış ki iki saatin geçtiğini fark etmiyor. Uyarılınca da hemen bitirmek istemiyor: “Bir detay daha göstereyim, öyle..”

Haberin Devamı

Sonunda ders bitip perde kapanıyor. Herkes ter içinde, nefes nefese. Katılımcılara soruyorum: “En zoru neydi?” Klasik danscı Veronique bir soluklanıp yanıtlıyor: “Nefesi düzenlemek! Haftada iki gün ders verseler tekniği hemen öğreniriz. Neyse ki erkek dansçılarım çok yardım etti. Folies Bergeres’de dansçıydım, Moulin Rouge, Lido gibi kabareleri biliyorum ancak burası başka! Ders sayesinde Paradis Latin’i de keşfettim.” Kameramanıyla önümden geçen Rus gazeteci Nadia’ya göreyse en zoru koreografi. Bir diğeri solo dans. Nadege ise en çok bacağını eliyle tutup havaya fırlatırken zorlanmış. Kulisteki konuşmalardan da dersin çok eğlenceli geçtiği, kızların kurtlarını döküp rahatladıkları anlaşılıyor: “Çok sevdim, tekrar gelmek isterim ama uzun süre beklemek gerekiyor...” Bir başkası “Eteklerin bu kadar ağır olduğunu bilmiyordum, en az iki kilo” diyor.

Haberin Devamı

Ders sonundaki kokteylde katılımcılara logolu ‘çırak kankancı diploması’ veriliyor. Ayrılmadan son bir soru atıyorum ortaya: Sizce Fransız kankanı nedir?
“Cesaret, kendini, bırakmak, enerji harcamak” diyor biri. Diğeri gevşeme ve başka bir dünyaya yolculuktan söz ediyor. En ilginç yorum sonuncusu: “Muhteşem kostümler içinde avazın çıktığı kadar çığlık atmak: Uuuuuuuuuuu!”

Tek eteğin fırfırına 250 metre kumaş

700 kişilik salonda her akşam 25 dansçı Paradis a la Folie (Delicesine Cennet) adlı gösteride sahneye çıkıyor.

Bir eteğin fırfırı için 250 metre kumaş kullanılıyor.

Dansçılar her yıl toplam 500 ruj, 750 şişe fondöten, 7 bin ince çorap tüketiyor.

Salonda bir yılda 15 bin balon uçuşuyor. Bitiş sahnesinde ise 500 bin gül yaprağı saçılıyor ortalığa.

Büfesinde yılda 30 bin şişe şampanya, 25 bin şişe şarap, 2 ton kaz ciğeri, 10 ton sığır eti ve 1.5 ton füme somon tüketiliyor.

İzleyicilerin yüzde 77’si Fransız, kalanı turist.

Çamaşırcı dansından doğdu

Paris kabareleri başlangıçta bir şarkıcının çevresinde çember şeklinde oturmuş, hareketsiz güzel kadınlardan oluşurdu. Dansları Offenbach’ın ünlü müziği izledi. Sahne hareketlendi. Etek kaldırma ve çığlıklarla dans, kışkırtıcı bir içeriğe büründü. Genç kankan işçileri bacaklarını kaldırdıklarında görünen jüponlarını, gündüz çalıştıkları atölyelerde gizlice dikerdi. Fransız kankanı Paris’i Avrupa’nın eğlence merkezi haline getirdi. İsmi ve kökeniyle ilgili rivayet muhtelif. Moulin Rouge kabaresinin yer aldığı Montmartre mahallesindeki çamaşırcı kadınların yaptığı coincoin (kuenkuen) dansından kaynaklandığı söyleniyor. Bir rivayet de Londra’daki gösterilerde bu ismi İngilizlerin verdiği. Fransız kankanı halk dansından doğduğu için herkese uygun. Kuralları esnek. Bazı figürler ismini askeri terminolojiden alıyor: Hafif makineli tüfek, silah taşıma, saldırı...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!