Aşk ve Günah dizisi yakında başlıyor

* Seren Hanım, öncelikle sizi biraz tanıyalım mı?
- Bankacı bir anne-babanın kızı olarak 1993’te Ankara’da doğdum. 1999-2003 yılları arasında Almanya’da yaşadım, sonra yeniden Türkiye’ye döndüm. İlkokuldan liseye kadar TED Akara Koleji’nde okudum. Şu an Hacettepe Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitimime devam ediyorum.

* Peki oyunculuk nasıl girdi hayatınıza?
- Çocukluğumdan beri hep çok sosyaldim... Sporcuydum, aynı zamanda dans ediyordum. Sanırım zamanla olması gereken şeyler gelip sizi buluyor, benimki de öyle oldu. Arkadaşımla dışarı çıktım, biriyle karşılaştık. Kamu spotu için oyuncu aradıklarını söyledi.
Arkadaşım da beni önerdi. Hem şans hem de iyi bir dost tavsiyesinin yardımıyla adım attım bu sektöre yani... Deniz Gökçe Kayhan’dan oyunculuk eğitimi aldıktan sonra da “Unutma Beni” dizisine başladım.

* “Aşk ve Günah”ta Nesrin karakterini canlandıracaksınız. Nasıl biri bu Nesrin? Hiç benzeşen yönleriniz var mı?
- Nesrin o kadar renkli ve bir o kadar da siyah beyaz... İnanın herkesin onunla benzeşen tarafları olacaktır. Öncelikle çok kararlı ve kendinden emin bir kız. Sanırım bu yönümüz benziyor. Yaşadığımız zor şeyler bizi biraz içselleştirir ya hani... Etrafımıza koruma kalkanı gibi bir duvar öreriz. Nesrin de kötü geçmişinden dolayı bunu yapmış. Artık hayal ettiği hayata ulaşmak için her şeyi yapabilecek bir kadın.

NESRİN’İ HER BÖLÜMDE YENİDEN ANALİZ EDİYORUM

* “Aşk ve Günah” günlük bir dizi, siz de başrol oyuncularındansınız. Günlük dizide başrol oynamak zor değil mi? Avantajları ve dezavantajları neler?
- Her işin avantajı ve dezavantajı vardır. Günlük işte izleyicinin evine her gün konuksunuz. Artık onlardan biri gibi, aile gibi oluyorsunuz ki bu işin en keyifli kısmı bence. Dezavantaj derseniz; o kadar iyi bir yapımcıyla, yönetmenle ve ekiple çalışıyorum ki dezavantajlarını göremiyorum. Başrol olmaya gelince, yoruluyorum ama her gece o kadar mutlu uyuyor ve ertesi gün işe o kadar mutlu gidiyorum ki, yorgunluk çok arka planda kalıyor.

* Günlük dizi ile haftalık dizi arasında ne gibi farklar var?
- Günlük dizi çok daha hızlı bir tempo istiyor. Mesela haftalık bir işte on sayfa çekiliyorsa biz 30-35 sayfa çekim yapıyoruz ki bu da hem ezber hem de duygu geçişleri için daha çok çalışma gerektiriyor. Ama ekibimiz sayesinde işimiz inanılmaz kolaylaşıyor.

* Nesrin karakteri için özel bir hazırlık yapmanız gerekti mi?
- Öyle ince ve yakalanması gereken yerleri var ki Nesrin’in, her bölümde yeni baştan analiz etmem gerekiyor onu. Bu da işi her geçen gün daha renkli ve daha farklı kılıyor. Biliyorsunuz, durağan olmayan karakterler daha merak uyandırıcı ve heyecan vericidir her zaman.

AYNI PROJEDE İKİ FARKLI KARAKTERİ OYNAMAK İSTERİM

* En beğendiğiniz oyuncular kimler?
- Robert Carlyle, Javier Bardem ve Natalie Portman.

* Oyunculukta bundan sonraki hedefleriniz neler? Özellikle oynamak istediğiniz bir rol var mı?
- Aynı anda iki farklı kişiyi canlandırabileceğim bir projede yer almayı çok isterim. Birbirinden tamamen farklı iki karakter yani... Bu bence bir oyuncuya çok fazla duygu durumunu aynı anda hissetme şansı tanıyor.

BU DİZİDE HERKES KENDİNDEN BİR ŞEY BULACAK

* İzleyici bu diziyi hangi sebeple sevip takip edecek dersiniz?
- Bizim dizimizde herkes kendinden bir parça yakalayacak, kendinden bir şeyler bulacaktır. Çekici olan özelliği de o bence...

* Siz dizide en çok kimin hikayesini sevdiniz?
- Genel olarak tüm hikayeler çok iyi. Çünkü tüm karakterler birbiriyle bağlantılı... Ama tabii ki oyuncu olarak en çok kendi karakterimi sevdim. Zaten rolü kabul etmemdeki en önemli sebep bu oldu. Çok renkli ve açılımı olan bir rol.

* Sette çekim sıranızı beklerken neler yaparsınız, nasıl oyalanırsınız?
- Set aralarında ezber yapmaya çalışıyorum genellikle... Ayrıca internete girip günlük gelişmelerden haberdar oluyorum. Bir de elbette oyuncu arkadaşlarımla mütemadiyen sohbet halindeyiz.