Kafa dengi bir ‘prens’ aranıyor!

Güncelleme Tarihi:

Kafa dengi bir ‘prens’ aranıyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 03, 2015 02:03

Çok yakında “Kocan Kadar Konuş”la sinema severlerin karşısına çıkmaya hazırlanan Ezgi Mola, InStyle dergisine verdiği röportajda “beyaz atlı prens” kavramının zaman içinde nasıl değiştiğini anlattı.

Haberin Devamı

* Nasılsın?

- Gayet iyi hissediyorum kendimi. İki aylık film çekimi temposundan çıktım, yine de kendimi hiç yorgun hissetmiyorum. Mesleğe başladığımdan bugüne yıllar geçti ama makyaj yaptırmaktan, setlerden hiç sıkılmıyorum. Yaptığım işi çok seviyorum ve her seferinde şanslı olduğumu düşünüyorum. Tempolu gidiyor ama şikayetçi değilim. İnsan sevdiği işleri yapınca motive olur ya bende de tam öyle oluyor aslında.

* Yeni filmin “Kocan Kadar Konuş” yakında vizyona giriyor. Neler hissediyorsun?

- Film kitaptan uyarlandı ve çekerken çok eğlendik. Hikayesi tüm kadınlara aşina gelecek diye düşünüyorum. Efsun, 30’lu yaşlarında, yayınevinde editörlük yapan, kendi dünyasında bir kız ve sıkça duymaya başladığı bir soru ile karşı karşıya:

- “Sevgilin var mı?”

- “Yok.”

- “Peki düşünmüyor musun?”

- “Yani bilmem, üzerine özel olarak düşünmedim.”

- “E, peki evlilik?”

- “Ya bilmiyorum, şu an öyle bir şey de yok.”

- “Çocuk da mı düşünmüyorsun? Sonuçta 30’larına geldin?” İşte bir genç kızın tam da böyle bir dönemde ilk aşkı diyebileceğimiz Sinan’la karşılaşması ve sonrasında da yaşadığı maceraları izleyeceğiz filmde. İyi ki bu filmde ben oynadım, çünkü başka kim oynasa kıskanırdım.

KADINLARIN KENDİLERİYLE ÇOK BAĞ KURACAĞI BİR HİKAYE

* Filmi Kıvanç Baruönü yönetti ve siz daha önce “Patron Mutlu Son İstiyor”da da birlikte çalışmıştınız...


- Kıvanç Baruönü hoşgörüsüyle herkesi kendine hayran bırakabilecek nadir insanlardan. Sette oyuncuyu çok iyi yönlendiriyor ve kendini ona emanet edebiliyorsun. Onunla çalıştığım için çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Kamera ekibinden ışık grubuna, çayımı getiren Murat’tan sanat grubuna kadar herkesle aynı pozitiflikte çalıştık. Filmin final yemeğinde birbirimize sarılıp “İyi ki birlikteydik” dedik.

* Yeni bir Bridget Jones hikayesi izleyeceğiz gibi görünüyor...

- Bridget Jones hikayesi diyemem tam olarak, sadece şunu söyleyebilirim; kadınların kendileriyle çok bağ kurabileceği bir hikaye. Aslında yaşadığımız durumlar dünyanın her yerinde birbirine benziyor.

* Kadınlık hallerimiz yaş dönümlerimize göre de farklılık gösteriyor.


- Aynen öyle... Filmde o kadar eğlenceli bir sahne var ki; bir yerde bir karşılaşma yaşanıyor. “Efsun ne yapıyorsun? Nasıl gidiyor?” diye soruyor bana diğer karakter. Ben de Efsun olarak “İyi valla” diyorum. Sohbet devam ediyor; sonra diyor ki “Aşk, meşk var mı?”... Bu arada ben daha kızın kim olduğunu hatırlamaya çalışırken konu aşka ve kadınlık hallerimize geliyor. Ardından kız, “Bu arada sen kaç yaşındaydın Efsun?” deyince Efsun “Saçlarına bayıldım, ne kadar güzel dalgaları var” diye cevap veriyor. Kız “Ben yaşını sormuştum” diye yineleyince bizim kız “Farkındayım” deyip çaresiz cevabını veriyor. Efsun en takmaz dediğimiz kadın grubundan, buna rağmen konu kadınlık ve yaş dönümleri olunca hemcinsleriyle aynı tepkileri veriyor.

SARI SAÇ, MAVİ GÖZ DEĞİL HUZUR İSTİYORUM ARTIK

* Bir de hikayenin erkek karakteri var tabii...


- Evet, Murat Yıldırım. Efsun’un geçmişteki büyük aşkı Sinan karakterini canlandırıyor Murat, çok keyifli çalıştık birlikte.

* İlk kez bir romantik komedide izleyeceğiz Murat Yıldırım’ı.

- Doğru. Daha önce dizi ve filmlerde daha dram ağırlıklı karakterler ve projelerle izlediğim, severek takip ettiğim başarılı bir oyuncu. Filmin basın toplantısında, “Murat, bir seyirci olarak seni bu tonda konuşurken, dayanamayıp sürekli gülümserken görmekten mutluluk duyuyorum” dedim. Çünkü hem sosyal hayatında hem işlerinde hep saygı duyulan, enerjisiyle, duruşuyla çizgisini asla bozmayan bir oyuncu.

* Ezgi Mola bir erkekte nelerden etkilenir?

- Beyaz atlı prens klasiği vardır, biliyorsun. Sarı saçlı, mavi gözlü diye birtakım kalıplara sokulur. Ben kafa dengi olsun diye düşünüyorum. İnsanın beklentileri değişiyor, bırak karşındakini, kendinden beklentilerin bile değişmeye başlıyor. O yüzden de birlikteyken huzurlu olacağım, eğlenebileceğim insanlar olsun istiyorum hayatımda galiba.

Haberin Devamı

BAKIMLI OLMAYI HER ZAMAN SEVDİM

Haberin Devamı

* Biraz da güzellik konuşalım.

- Bakımlı olmayı, makyaj yapmayı çok seviyorum. Her zaman da sevdim. Kadın olmanın en güzel taraflarından biri de bu. Saçlarını yaptırıyorsun, makyajını, manikürünü tamamlıyorsun, kendini iyi hissediyorsun.

* Güzellik sırların var mıdır?

- Cildime önem veriyorum. Nemlendiricilerimi ihmal etmiyorum. Bakımlı olduğum zaman kendimi daha mutlu hissediyorum ve bunun ruhumu da güzelleştirdiğine inanıyorum.

* Bu bakımların karşılığını aldın, Oriflame’in güzellik elçisi oldun...


- Bir güzellik markasının seni marka yüzü olarak düşünmesi harika. Bunun dışında markanın kadınların başarısını desteklemesi, kadınlara hayatlarını güzelleştirmeleri için bir fırsat sunması da beni çok etkiledi. Bir de Türk Eğitim Gönüllüleri’ne verdikleri destek hoşuma getti. Onların bu yönünü çok takdir ediyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!