Beni test edemezsiniz!

Güncelleme Tarihi:

Beni test edemezsiniz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2014 01:18

Son single’ı “Mütemadiyen”in bazı müzik kanalları tarafından “çalınıp çalınamayacağına” dair özel kurula sokulması, Hakan Peker’i kızdırdı. Ünlü şarkıcı, “25 yıllık sanatçıyım, beni test edemezsiniz” diyerek uygulamaya isyan etti.

Haberin Devamı

Son çalışmanız “Mütemadiyen”e gösterilen ilgiden memnun musunuz? Geri dönüşler nasıl oldu?
- Beğenildi, çok güzel geri dönüşler aldık. Ama bunun keyfini sürerken bir yandan da müzik sektöründe bir takım problemler yaşadım.

Ne gibi problemler?
- Power TV, Power FM ve Süper FM grubuyla çeşitli sorunlar yaşadım. Ama baktım ki bir tek ben değilmişim o sorunu yaşayan.

Nasıl bir sorun bu?
- Bu radyoların “call center” adı altında oluşturdukları bir kurul varmış. Şarkılarımız bu kuruldan geçerse yayınlanıyormuş. O süreci bana da yaşattılar. Yaklaşık 1,5 ay bekletip öyle çaldılar şarkımı. 25 yıllık bir sanatçı olarak test ediliyor olmanın psikolojisini tarif etmem mümkün değil. Birçok kişi yaşadığına göre bu sektörel bir problem demektir. Sanatçıların teste, denetlemeye tabi tutulması ne demek! Radyoların görevi topluma mâl olmuş sanatçıların şarkılarını halka iletmektir. Bizi denetlemeye, yönlendirmeye, ayrım yapma hakları yoktur. Biz “call center”lara şarkı yapmıyoruz.

“Şarkımı neden yayınlamıyorsunuz, neden kuruldan geçmedi” diye sorgulamadınız mı?

- Tabii sordum. Bu arada yayınlanmadı demek yanlış olur, yayınlandı. Fakat 1,5 ay bekletip, sonra lütfedip yayınlıyormuş gibi yaptılar! Ayrıca bu 1,5 ay içinde şarkım tüm radyolarda ve müzik kanallarında yayınlanıyordu, listelere girmişti. Ona rağmen beklettiler. İstedikleri şarkıyı keyiflerine göre günde 10 kere yayınlarken benim şarkımı 1,5 ay hiç yayınlamamaları kabul edilir bir durum değil!

CEM HAKKO, BİZ PANTOLON DEĞİLİZ
Kimler aynı sorunla karşı karşıya?

- Bir yıl önce Poll Production’ın sahibi Polat Yağcı da bir röportajında aynı problemden muzdarip olan sanatçılardan örnekler vermişti; Ajda Pekkan, Mustafa Sandal, Gökhan Özen, Hande Yener, Kenan Doğulu gibi birçok başarılı ismin adı geçiyordu o röportajda. Hakan Peker olarak Sayın Cem Hakko’ya sormak istiyorum; siz Türk pop müziği sanatçıları üzerinde egonuzu tatmin etmek için mi pop müzik radyosu kurdunuz? Pop müziğin bu kadar sevilen isimlerini hangi donanımla, hangi yetkiyle test ediyorsunuz? Neye göre, kime göre çalıp çalmama kararı veriyorsunuz? “Ticari sır” diyemezsiniz çünkü ticaretini yaptığınız ürünü biz veriyoruz. Sevgili Cem Hakko, bizler sanatçıyız, sizin mağazalarınızda sattığınız pantolon ya da gömlek değiliz. Siz radyoculuğu hobi için yapıyor olabilirsiniz ama müzik bizim ekmek paramız. Biz sanatçıyız. Bizim ruhumuz var. Kaldı ki müzik otoritesi de değilsiniz. Bu bir hakarettir. Biz şarkılarımızı asıl alıcıya yani halka iletmek üzere size veriyoruz. Müziğe yıllarını vermiş sanatçılar olarak bize saygı duymanız gerekmiyor mu? Süper FM’in sahibi İsak Antika; radyonuzda yapılan bu haksız ve yanlış uygulamadan haberiniz var mı? Karnaval radyoyu sanatçıları test edip yarıştırmak için mi kurdunuz? Radyoculuk sizin için de hobi mi?

Bu durumdan başka şikayetçi olan var mı peki?
- Olmaz mı? DMC müzikten Samsun Demir de bu konudan muzdarip, Samsun’un bu konuyla ilgili bir davası bile var. Yani bir müzik kanalı düşünün ki bütün sanatçılarla ve yapımcılarla problemli! Müzik kanalları ve radyolar bizim şarkılarımızı halka ulaştırmakla görevli, bu şarkıları denetlemeye, eleştirmeye, teste tabi tutmaya hakları yok. Kaldı ki müzik otoritesi de değiller. Tek yaptıkları bu yolla sanatçıya hakaret etmek! Şarkımız kuruldan geçerse sevinmemizi bekliyorlar.

MÜZİK KANALLARI “BEN İSTEDİĞİMİ ÇALARIM” DİYEMEZ
Peki daha önceden benzer bir sorunla karşılaşmış mıydınız?

- Yok. Zaten şöyle bir şey var; müzik kanalları ve radyolar kendi stratejilerine göre “no name” isimlere böyle bir uygulama yapabilir. Ama müziğe 25 yılını vermiş, o kanallar ortada yokken bile müzik piyasasının içinde olan bir sanatçıya bunu yapamaz.

Her radyonun ya da müzik kanalının her şarkıcıya yer vermek gibi bir mecburiyeti var mı?
- Evet var! Her şarkıcı derken “no name” yani yeni çıkan isimleri kastedemiyorum. Bütün radyolar ve kanallar her yıl meslek birliklerimize gidip anlaşma yapıyorlar, sözleşme imzalıyorlar. Bu anlaşma ile o sene içinde çıkmış ya da çıkacak olan şarkılarımızı yayınlama hakkına sahip oluyorlar. Bu sözleşmeye göre bize ambargo koyma ya da bizi denetleme hakkına sahip değiller. “Ben parasını verdim, istediğimi çalar istediğimi çalmam” gibi bir mantık söz konusu olmaz. Bu hukuka aykırı. Bizim tüzüklerimiz ayrımcılığa izin vermiyor. Etik yayın yapmak zorundalar.

İstediğini çalıp istediğini çalmama gibi keyfi bir hareket söz konusu olamaz yani...
- Hayır olamaz! Çünkü öyle yaparsa rekabeti bozmuş oluyor. Bu da bizim meslek birliklerimizin tüzüğüne aykırı. Biz kimsenin yayın özgürlüğüne karışmıyoruz. Bir şarkı ilk çıktığında bir ay boyunca günde 4-5 kere yayınlaması gerekir. Şarkı tutarsa isterse daha fazla çalar, tutmazsa sayıyı azaltır. İşin normali budur. Ama bir sanatçıya hiç yer verilmiyorsa ve denetime tabi tutuluyorsa, burada bir sıkıntı var demektir. Beni kişisel olarak sevmese bile milyonlarca sevenim olduğu için bana yer vermek durumunda, yaptığı iş bunu gerektiriyor.

Meslek birliklerinin tüzüğünde bu konuya dair sanatçıyı koruyan bir madde yok mu?

- Var tabii... 5846 sayılı kanun, sanatçıları, bestecileri ve söz yazarlarının haklarını koruma altına almıştır. Aynı zamanda meslek birliklerimizin tüzüğünde, lisanslama yaparken rekabeti bozucu şartların oluşturulmaması gerektiği açıkça yazmaktadır. Bugüne kadar çok fazla karşılaşılan bir durum değildi. Çünkü radyolara şarkılarımızı gönderirdik, gerektiği kadar çalarlardı, “call center” diye bir şey yoktu. Burada meslek birliğinin eksikliği ortaya çıkıyor! Eskiden şarkılarımızı çalmak için sıraya girerlerdi, şimdiyse klibi günlerce bekletiyorlar.

Bununla ilgili meslek kuruluşlarınıza başvurdunuz mu peki?
- Evet. Sadece meslek birlikleriyle değil Kültür Bakanı Müsteşarı, telif hakları genel müdürü ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile de görüştüm. Sağ olsunlar çok hassas davrandılar, konuyla ilgileniyorlar. Sanatçı hak ihlali söz konusuysa, eksik nereden kaynaklanıyorsa çözümlenmesi için gerekeni yapacaklarını söylediler.

Sonra?

- Meslek birlikleri de Power Türk FM, Power Türk TV ve Süper FM’e ihtar çekti ancak tatmin edici bir cevap alınamamış. Meslek birlikleri önce “Biz bu işi çözeceğiz. Hakan Bey, bu işi bize bırakın” dedi, aylar geçmesine rağmen bir adım yol alamadılar. Çünkü lisanslama yaparken tüzüklerini doğru uygulayıp anlatamamışlar. Bu radyolara en büyük tepkiyi MSG başkanı Garo Mafyan gösterip zehir zemberek bir yazı yolladı. Fakat Garo Abi’yi de tatmin eden bir cevap gönderememişler. MÜYAP’tan ise bu durumun benim kişisel rekabetimden kaynaklandığını bu yüzden doğrudan girişimlerde bulunmamın daha uygun olduğunu belirten bir yazı ile cevap geldi. Meslek birliklerinin sadece “tahsilat” konusuyla ilgilendiklerini söylediler. Oysa ki bu kişisel bir mesele değil. Meslek birlikleri sadece telif haklarımızı değil, manevi haklarımızı da korumak zorunda.

İSTEYEN BOYKOT ETSİN
Bunca olan bitene neden kimse sesini çıkarmıyor peki?

- Ses çıkaran yapımcılar var; Samsun Demir, Polat Yağcı, Deniz Erdem, Cengiz Erdem mesela... Ancak sanatçıları kastediyorsan bu yola tek başıma çıktım. Biliyorum ki bu röportajdan sonra birçok sanatçı arkadaşım da açıklama yapacaktır. Şikayet dilekçelerini meslek birliklerine, Kültür Bakanlığı’na ve rekabet kurumuna göndersinler. Ben bu yola baş koydum ve bedelini ödemeye hazırım, isterlerse beni boykot etsinler!

Kurucuları arasında bulunduğunuz POPSAV bu konuda bir şeyler yapamıyor mu?
- POPSAV bir vakıftır, herhangi bir yaptırımı yoktur. Yardım konserleri ve geceleri düzenleyen bir vakıf... Bizim haklarımızı koruyan meslek birlikleridir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!