‘Öpüşmeyene hiçbir dizide yer yok’

ARZU YANARDAĞ FOTOĞRAFLARI

Nejat İşler’in “Dizi setlerindeki çalışma koşulları yüzünden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulmalı” açıklaması için ne diyorsunuz?

Bence hiç abartı değil. İşim gereği yurt dışında çalışmalarda bulundum. Türk ekiplerle yurt dışında çalıştım. Orada mesai denilen bir şey var. Sekiz saati geçtiği zaman, ne olursa olsun mesai ücreti vermek zorundalar. Sayıları yanlış hatırlıyor olabilirim ama 12 saatin üzerinde zaten çalışamıyorsun. Setten biri telefon açıp “Burada 12 saattir çalıştırılıyoruz” dediğinde hemen oraya bir ekip geliyor ve seti o gün için iptal ediyor. Ama Türkiye’de 24 saati aşıyor. Bu işler insanlara çok paralar kazandırıyor. Ama bu insanlar ne set ekibinden, ne de bu işin emekçilerinden... Bu işten para kazananlar büyük ağabeyler. Onlar da ne kadar az parayla ne kadar çok iş çıkacak, ona bakıyorlar. Bütçeler düşük, zaman kısıtlaması da olunca az zamanda çok fazla dakikalık iş çıkarmak zorunda kalıyorlar ve çalışma şartları da haliyle çok içler acısı oluyor.

Oyuncunun kuralları olmalı mı? Sizin böyle kurallarınız var mı? Mesela Türkan Şoray kuralları gibi…�

Türkan Şoray da zamanında kurallar koyup sonrasında yıkmış bir oyuncu. Kurallar yıkılmak içindir. Aslında kurallar o zamanın şartlarıyla, insanın psikolojisiyle, her şeyle değişebilir. Bazen çok ciddi kurallar koyabilirsin. Bu sadece film setleri için değil, hayat için de geçerli. “Hayatımda böyle kurallarım olacak ve bundan sonra böyle bu şekilde yaşayacağım” dersin. Belki seneler boyunca da bu şekilde yaşarsın, ama birden bambaşka bir şey o alışkanlığını değiştirmeye başlar. Bir anda başka kurallar zinciriyle yaşamak isteyebilirsin. Dediğim gibi kurallar yıkılmak içindir ve şu anda dizi piyasası için şöyle bir gerçek var; öpüşmeyene hiçbir dizide yer yok.

RÖPORTAJIN DEVAMI HAFTA SONU DERGİSİNDE...