O polisler bedelini ödesin

Güncelleme Tarihi:

O polisler bedelini ödesin
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 23, 2001 00:00

Åžile'deki Åžato Otel'de iki polisin vahÅŸice tecavüz ettiÄŸi Rumen yengenin EÅŸi Eyüp Bey, karısına sahip çıktı: "Sorun karımda deÄŸil. Bütün Türkiye'ye salarım ben karımı, o kadar güveniyorum. Ama artık bu benim onur savaşım."Hormonlarına hakim olamayana insan denilebilir mi? Adam denilebilir mi? Yok, denemez. Böyle bir kepazelik, böyle bir rezalet, gücün bu kadar kötüye kullanılması olabilir mi?Ãœstelik ÅŸehrin orta yerinde...Bir sürü insanın gözü önünde... Yazarken hırslanıyorum. Ama kendimi kontrol altında tutmayı baÅŸarıyorum. Ä°ÅŸte o adamların, polis kimliÄŸi taşıyanların yapamadığı bu. Amirlerinin ve Emniyet TeÅŸkilatı'nın da yapamadığı bu. Ä°ki tane gözü dönmüş adam ne kendilerini kontrol edebiliyor ne de mekanizma onları kontrol edebiliyor. Kendisini savunamayan, çaresiz bir kadına acımasızca tecavüz ediyorlar.Bu kadar basit mi? Bir cümleyle atlanacak, baÅŸka bir noktaya geçilecek bir ÅŸey mi bu? O tecavüze uÄŸrayan insandan aldıklarını geriye verebilecek bir ÅŸey var mı? Kim, o kadını geriye sarabilir? YaÅŸadıklarını unutturabilir? Hiçbir ÅŸey olmamış gibi davranmasını saÄŸlayabilir? Kim?Akıl alacak gibi deÄŸil...2 kadın 6 çocuk Åžile'deki Cumhuriyet Çay Bahçesi'nde oturuyorlar. Uykuları geldiÄŸi için çocukları eve götürüyorlar. 2 kadın sigara almak için tekrar sahile indiklerinde arabaları bozuluyor, bir tanıdıkları kendi arabasıyla onları evlerine götürürken Emniyet Müdürü'nün makam otomobilindeki polisler önlerini kesiyor. Ve ondan sonrası kabus. Olan oluyor, kimliÄŸi olmadığı bahanesiyle üç çocuk annesi Eyüp Sabri Bozacı'nın Romen asıllı Müslüman eÅŸi Lacramioara Bozacı'yı önce ormana, sonra da garsoniyer olarak kullandıkları Åžato Otel'e götürüyorlar. Resepsiyon memurunun önünden, bir kadını sürükleyerek ellerinde silah yukarı çıkartıyorlar. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Bela okumak istemiyorum ama içimden geliyor... Olay iÄŸrenç. Hatta üstü. Ve herkesin başına gelebilecek bu olayda, herkes tarafından nefret edilebilecek birden fazla insan var. Mesela Åžile Emniyet Müdürü Yakup Acar, Emniyet Müdürü'nün makam şöförü Kerem Döndü ve polis arkadaşı Benal Demir, gözlerinin önündeki olayı izlemekle yetinen resepsiyon memuru ve sessiz kalan herkes. Ama... Yine bu olayda alnı öpülecek iki kiÅŸi var. Biri Lacramioara'nin daha da fazla eziyet görmesini engelleyen kadın savcı Sebiha GündoÄŸu Sürer. DiÄŸeri de tecavüze uÄŸrayan kadının kocası Eyüp Sabri Bozacı. Sorarım size kaç tane böyle adam var? Kaç tecavüz vakasında karısına destek olan koca gördünüz siz? Ãœstelik 60 milyonun önüne çıkıp ‘‘Birlikte mücadale edeceÄŸiz. Bu iÅŸin hesabını soracağız’’ diyebilen.Adam sıkı adam, saÄŸlam adam...Ama karısının çiÄŸnenen onuru için birlikte mücadele etmeyi düşünen bir kocanın varlığı yetmez. Bizim de onlara destek olmamız gerekiyor. Bu yüzden bu pazar Gözlük yazısı farklı oldu. Uygulamanın da farklı olmasını, hukukun cidden iÅŸlemesini bu adamların cezalarını bulmalarını hep birlikte talep etmeliyiz. Ödesinler bedelini.Paçalarını kurtaramasınlar yani.Bu acı olayı yaÅŸayan iki kiÅŸinin düşünceleri yanda. Lütfen siz de düşünün bu olay üzerine. Elimizden geleni ardımıza koymayalım...Türkiye'de gösteriÅŸli bir Romen kadını olmak nasıl bir ÅŸey? Ne tür sonuçları oluyor?- Ä°ÅŸte örnek karşınızda. Benim yani. Zor. Gerçekten zor. FahiÅŸe gibi algılıyorlar. Gerçi kadınlarla hiç bir sorunum olmadı. Beni hep sevdiler. Kimya öğretmeni olduÄŸumu, evli olduÄŸumu, üç çocuÄŸum olduÄŸunu hep bildiler. Ama erkek Türkler bir türlü rahat bırakmıyorlar...Romen kadınları üzerine yerleÅŸen bu anlayış haklı mı haksız mı? Nereden kaynaklanıyor sizce?- Haklı olabilir mi? Bunlar hasta. Mutsuzlar ve zavallılar. ‘‘NataÅŸa NataÅŸa’’ diye peÅŸimde dolaşıp durdular. Herkes ‘NataÅŸa’ mı? Çantamla vuruyordum. Bağırıp, çağırıyordum. Ama tabii bilmezdim sonunda bunların da başıma gelebileceÄŸini. Ama ben bütün Türk erkeklerini ya da polisleri aynı tencere içine koymam. Benim anlayışıma karşı bu. Nasıl bütün Romenler, Ruslar ‘NataÅŸa’ olamazsa, bütün polisler de kötü deÄŸil. Ama gerçekten kötü polisler var.Kocanızın bu olaydan sonra size destek vermesi sizi nasıl etkiliyor?- Normali bu deÄŸil mi? Biz seviyoruz birbirimizi. Ben ondan öğreniyorum pek çok ÅŸeyi. Hep sorarım, ‘‘Bu yanlış mı? DoÄŸru mu?’’ Ben sizin ülkenizi bilemem ki. Bu destek bundan sonra da bu ülkede kalmaya yetecek kadar mı?- Gelmeyi ben istedim, ama ÅŸimdi gitmeyi düşünüyorum. Kızlarımı kurtarmak için. Bugün benim başımda, yarın onların başında. Ya onlar da ‘NataÅŸa’ yerine koyulurlarsa...Bu kötü olayın neden sizin başınıza geldiÄŸini düşünüyorsunuz?- Ben de sordum bu soruyu kendime. Kimlik de olsa yanımda aynı ÅŸeyi yapardı bu adamlar. Çünkü erkek Türkler bir yabancı görünce böyle oluyorlar. Hep kötü gözle bakıyorlar. Tamam, Romanya'da fahiÅŸe var ama Türkiye'de de var. Her yerde var...Neden siz kendinizi bu olaydan sıyıramadınız?- Hiçbir ÅŸey fayda etmedi. Ne dediysem iÅŸe yaramadı. Onlar benim fahiÅŸe olduÄŸuma inanmışlardı bir kere. Kimseye yapılmaz gerçi, fahiÅŸeye bile. ‘‘Evliyim’’ diyorum, ‘‘Çocuklarım var’’ diyorum. ‘‘Parayla evlenmiÅŸsindir’’ diyorlar. Bana BaÅŸkomiser bile inanmadı. Ne olaydan önce ne de sonra...Nasıl direndiniz?- Bağırdım, çağırdım elimden gelen herÅŸeyi yaptım. Yalvardım, aÄŸladım. Yalvaran kadınlar bize daha fazla zevk veriyor diyorlardı.KENDÄ°MÄ° HÄ°SSETMÄ°YORDUMDirenirken bu olayın ölümle sonuçlanabileceÄŸini düşündünüz mü?- Silah olunca belinizde, beyninizde korkuyorsunuz haliyle. Önce bu kadar çekmeye ne gerek var, öldürsünler beni, kurtulayım dedim. Sonra çocuklarım gözümün önüne geldi. Bir erkeÄŸin de başına gelebilirdi. Erkek kadınfarketmez ki. Direnciniz tükendiÄŸinde ne hissettiniz?- Bir an geldi, ben artık yoktum. Kendimi hissetmiyordum, onların kendi başına yaptığı bir ÅŸeydi. Robot gibiydim. Oraya atıyorlar, buraya atıyorlar. Bir tanesi sarhoÅŸtu zaten. Arkadan saçlarımı çekiyorlar. Yatağın üzeri saç doluydu. Yerlerde sürüklüyorlardı. Tabancayı bazen boÅŸ bırakıyorlardı. Elime alıp ÅŸunları vursam diye düşündüm ama ben hayatımda hiç tabanca kullanmamıştım ki. Sonuçlarından korktum.Sizi otele getirdiklerinde yardım isteyebileceÄŸiniz biri yok muydu?- Kim yardım edecek ki? Resepsiyondaki kısa boylu adam sürüklendiÄŸimi görüyor ama hiç ses çıkarmıyor. AÄŸlıyorum. Yalvarıyorum. Tınmıyor. Anahtarı veriyor. O sırada kolumu tutuyorlar. Bağırıyorum. Merdivenlerde ‘‘Sen artık fazla oldun!’’ diyorlar, belime silahı dayıyorlar.HERKESÄ°N BAÅžINA GELEBÄ°LÄ°RNeden kimse yardım etmedi sizce?- Åžato Otel tanıdık bir otel gibiydi. Polislerin garsoniyeri. Sadece otelde deÄŸil ki, oraya gidinceye kadar da bir sürü insan arabayla yanımızdan geçti, belli ki zor durumdayım, yardım istiyorum ama kimse durmadı. Gördüler beni, yine de yolarına devam ettiler.Tecavüz olaylarında genelde kadınlar sessiz kalır. Siz tersini yaptınız.- Ben bir kötülük yapmadım ki. Suçum yok ki. Bir Türk’ü sevdim, buraya geldim. Türkler gibi olmak istedim. Müslüman da oldum. Benim haklarım yok mu? Namusum yok mu? Bana fena ÅŸeyler yaptılar. Susarsam olmaz ki. Onların da canı yansın istiyorum.Tecavüz, bizim kabusumuz gibi bir ÅŸey mi, daha mı fazlası?- Bana üzülüyor olabilirsiniz ya da acıyorsunuz ama benim yaÅŸadıklarımı yaÅŸamadığınız için benim durumumu anlamanıza olanak yok. Ben hálá o oteldeyim. Yaşıyorum. Sizinle konuÅŸuyorum ama ben Åžato Otel'de kaldım. Gözlerimi kapattığımda o adamları görüyorum. 4 uyku hapı alıyorum, yine de aynı odada buluyorum kendimi.Åžu anda içinde bulunduÄŸunuz durumda ağır basan duygu hangisi a) Utanç b) Bütün kadınları uyarmak?- Bütün kadınları uyarmak. Çünkü herkesin başına gelebilir böyle birÅŸey. Ben kafamı yerde tutmam, hep yukarda tutuyorum. Niye utanacağım ki? Hem utanacak ne yaptım ki? O adamların anneleri, abileri, kardeÅŸleri utansın...Bütün Türkiye’ye salarım karımı, o kadar güveniyorumSizi tebrik ediyorum. Böyle pis bir olayda eÅŸinize destek oldunuz. Sıradışı bir davranış sergilediniz. Neden?- Ben o adamları öldürmeyi düşündüm. Beni Savcı Hanım kendime getirdi. ‘‘Haklı durumdayken, haksız duruma düşme’’ dedi. Bizim olaydan önce de tecavüz hadiseleri olmuÅŸ Åžile'de. Savcı Hanım direkt tutukladı bunları, iki saat içinde, herhalde bir bildiÄŸi vardı, bunlar baÅŸka kadınların da canını yakmıştı... Benim karım utanılacak bir ÅŸey yapmadı ki. Tabii ki sonuna kadar destekleyeceÄŸim kendisini...Karınızın Romen olması sizi rahatsız ediyor muydu? Bu yüzden ne tür zorluklarla karşılaÅŸtınız?- Türkiye gerçeÄŸini ve erkeklerini bildiÄŸim için buraya hiç gelmek istemedim. Rus ve Romen kadınlarına ne gözle bakıldığını salak deÄŸilim, biliyorum. Romanya'da tanıştık, evlendik. Bir süre orada yaÅŸadık. Ama karım çok istedi. Hatta ev almıştık Romanya'da sattık, Ä°stanbul'a yerleÅŸtik. Sorun karımda deÄŸil ki, bütün Türkiye'ye salarım ben karımı, o kadar güveniyorum. Bu benim için bir onur savaşı, tabii ki sonuna kadar mücadele edeceÄŸim.Peki bu savaşı kazanacabileceÄŸinize inancınız var mı...- Türkiye'de kazanamazsam Avrupa'ya taşıyacağım.İçinizdeki isyan duygusunu tarif edin bize.- Öyle bir ÅŸey ki, hiçbir ÅŸey yapamadım ben. Elimden hiçbir ÅŸey gelmedi. Ä°nsan aklını yitirir! Düşünebiliyor musunuz, 5 gün sonra haberim oluyor. Telefon açmasına bile izin vermiyorlar. Ben onları tatilde biliyorum. KomÅŸumuz Hülya Hanım'ın yazlığı var orada, annesi ve kızkardeÅŸi de orada. Biz de bu sene tatile gidememiÅŸiz, istedim ki üç, beÅŸ gün kafasını dinlesin, çocuklarla gitsin. 6 çocuk, 4 kadın. Kendi evleri. Bir site. Yani insan neden şüpelenebilir ki? Ne için endiÅŸeleneceksiniz ki? Issız bir yer deÄŸil. Turistik bir kasaba. Allah'ın dağı deÄŸil, Åžile'de oluyor bunlar.Nasıl öğrendiniz peki?- Karım, kucağında oÄŸlumuz kapıdan içeri girdi ve aÄŸlayarak anlattı. Çıldırdım. Åžok oldum. Zaten dayamışlar Akineton'ları bölük pörçük anlatıyor. KomÅŸulara indim, deli gibiydim. Kafamı duvarlara mı vurayım? Ne yapayım? Åžile Karakolu'nu aradım. ‘‘Kocasıyım’’ dedim, ‘‘Kesinlikle bir tecavüz hadisesi yok’’ dediler. Yalan söylüyorlar, aradan bir on dakika geçti, sigara içtim. O an elime geçseler diÅŸimle parçalardım. Yine aradım, ama bu sefer sert bir ses tonuyla konuÅŸtum. Çıkan memur beni Gayrettepe'den komiser zannetti. ‘‘Tecavüz olayından üç kiÅŸinin orada nezarette olması lazım’’ dedim. ‘‘Yok amirim, iki kiÅŸi onlar’’ dedi ve ekledi, ‘‘Tutuklandılar’’. Üçüncüyü de biliyorlar ama söylemiyorlar. Üçüncüyü getirten de savcı hanım.EÅŸinize destek oldunuz, mücadele etmeye karar verdiniz. Bundan sonra herÅŸey eskisi gibi olacak mı?- Zor tabii. Unutulacak bir olay deÄŸil ki. Etkisinden nasıl kurtulacak ki bu kadın? Ben ne yapacağım? Hafızamı mı sileceÄŸim? Basın yazınca biraz içim soÄŸuyor. 60 milyon insanın bu olayları duyması ve bize destek vermesi beni mutlu ediyor. Dışa vurmasaydım kendime zarar verirdim. Mümkün deÄŸil bu acıya dayanamazdım.Zanlıların polis olması nedeniyle hukukun sizi adalet saÄŸlayamayacağına dair bir inancınız var mı?- Ä°lk baÅŸta vardı. Åžimdi yok... O adamların hakettikleri cezayı bulacaklarına inanıyorum.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!