Norah Jones evine kapandı ikinci albümü sonbaharda

Utangaç, sevimli ve şöhret basamaklarında çok yeni. Belki ilk kez duyacaksınız, davranışları daha şimdiden eskilerin refah içinde büyümüş yıldızları gibi. Dünyanın en ünlü müzisyenlerinden Ravi Shankar'ın pek tanınmayan kızı Norah Jones'un bir seferde bu kadar çok Grammy ödülünü kucaklaması, plak firması Blue Note'un yöneticilerini bile şaşırttı. Buna karşın içine kapanık bir insan, bugünlerde zamanının büyük bölümünü Boston'daki evinde geçiriyor. Gelecek albümünün heyecanı içinde ve yakın bir akrabasını tuhaf bir hastalıktan kaybetmenin şokunu yaşıyor.

Norah'a onu gece kulüplerinde şarkı söylemekten kurtaran, şöhrete kavuşturan üç erkekle ilgili ne söylemek istediğini sorduğumda, durdu, bunu gereksiz buldu. Belki inanmayacaksınız, ama Aretha Franklin gibi bu genç kızı da yoktan yaratan Arif Mardin ‘‘Benimle bile konuşmuyor, konuşmayacak’’ diyor. Norah'ın onun hakkındaki yorumu ise şöyle: ‘‘Arif Mardin'le çalışmaktan çok korkuyordum. Eğer fikir anlaşmazlığına düştüğümde ne olacaktı. Çok ünlüydü...’’

Günümüzün şarkıcılarını eleştirirken çok rahat: ‘‘Topu topu birkaç iyi şarkıcı var, çoğu sesini samimi kullanmıyor. Herkes hızlı şöhret peşinde.’’


Babasının adını kullanmadı


EMI'nin caz ve klasik bölümü başkanı Bruce Lundvall, anlaşma imzalarken Norah Jones'un geçmişini bilmediğini söylüyor:

‘‘Telif hakları büromuzdan bir hanım aradı. Tanımıyordum. Sizi harika bir caz şarkıcısıyla tanıştıracağım, dedi. Sakin bir günde büroma davet ettim. Diana Krall gibi bir ses bekliyordum. Esmer, mahcup bir kız çıktı karşıma. İki caz standardı ve bir beste kaydetmişti.

Kulaklarıma inanamadım. Seni hemen Blue Note ekibinde görmek istiyorum, avukat bul ve anlaşmayı yapalım, dedim. Her şey böyle başladı. Aramıza katıldıkdıktan bir ay sonra Norah'ın babasını tanıyor musun, diye sordular. Bilmediğimi söyledim. Shankar'ın kızı olduğunu bu sayede öğrendik. Reklama dönüştürmek yerine tüm tanıtımı Norah ve müziği üzerine yaptık.’’


Sitar Virtüözü Ravi Shankar’ın kızı


Norah, ufak tefek bir kız. Sahnede, günlük yaşamında kıyafeti aynı. Blucin pantolon ve tişört. Babası Ravi Shankar Norah'ın doğumundan kısa süre sonra kızının annesinden ayrıldı. Birkaç yıllık beraberlikten sonra annesi, Ravi ile tüm bağları koparmanın daha hayırlı olacağına karar vermişti. Ünlü sitar virtüözü, Norah'la uzun yıllar görüşmedi. Norah'ın babası yerine annesinin soyadını kullanmasının nedeni bu: ‘‘Çünkü beni annem büyüttü. Babamla ve üvey kardeşimle ilişkim iyidir. Bunu da anneme borçluyum.’’

Bu arada Shankar'ın Anushka adında bir başka kızı oldu. Sonra kızının annesiyle evlendi. Egzotik görünümlü Anushka, New York'ta sahneye çıktığında 16 yaşındaydı. Salon ağzına kadar dolmuştu. Eleştirmenler çok beğenmişti. Norah o gün seyirciler arasında otururken, günün birinde aynı mutluluğu yaşabilmek için nasıl dua ettiğini hálá hatırlıyor.


Şarkı söylemesini annesine borçlu


Norah Jones, nasıl şarkı söylemeye başladığını şöyle anlatıyor:

‘‘Çocukluğumda öğretmenlerim şarkıyı yüksek sesle söylememi istemişti. Sözlerini ciddiye aldım. Şarkı söylemek öyle bir şey ki ya yaparsın ya da yapamazsın.’’

Peki ‘‘ya yaparsın ya da yapamazsın’’ durumunun genlerle, Shankar gibi bir müzikçi ve Sue gibi bir konser menajerininin kızı olmasıyla ilgisi var mı: ‘‘Genler ya da değil. Bunu annemin yetiştirmesine ve harika öğretmenlere borçluyum.’’

Norah Jones’un en büyük arzusu, ikinci albümünün sonbaharda piyasada olması. İkinci albümüyle ilgili beklentiler o kadar fazla ki bunlar başlı başına bir stres nedeni.