Ne istersem onu yaptım

Güncelleme Tarihi:

Ne istersem onu yaptım
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2012 00:00

Hilal Kosif, geçtiğimiz günlerde İspanyol sevgilisi Javier Piles’le evlilik hazırlığı yaptığı iddiasıyla gündeme geldi. Ünlü bir aileden olmasına rağmen medyadan uzak durmayı tercih eden genç işkadınıyla hem bu iddiayı, hem aile şirketi Kosifler Oto’daki görevini hem de otomobil tutkusunu konuştuk.

Haberin Devamı

Leeds Üniversitesi’nde İşletme ve Yöneticilik okudunuz, bu bölümü isteyerek mi tercih etmiştiniz?
- Evet, çok isteyerek seçtim ve şu anda aile şirketimizde çalışıyorum, biliyorsunuz. Ben otomobiller arasında büyüdüm. Aslında bu işe devam etmeyebilirdim, ama bu işi yapmayı çok istiyordum. Hem de çok heyecanlıydım, o yüzden işletme eğitimi almak istedim. Ama burada olmak istemedim. Yurtdışına çıkıp vizyonumu geliştirmek, ailedeki o güvenli alanımdan çıkıp kendi alanımda olmak, kendi işlerimi kendim halletmek istedim. O güvenli alandan çıkınca her şeyin daha çok farkında oluyorsunuz. Bir gün arabada giderken babamı kandırdım. “Mutlaka üniversiteyi kazanacaksın” diyordu. Ben de Marmara Üniversitesi’nde Çalışma Ekonomisi’ni kazandım, o sayede izin alarak yurtdışına gittim.
Özellikle Leeds’e gitmenizin bir nedeni var mıydı?
- Leeds’i İstanbul’daki tanıtımlarında sevdim. Çok etkilendim. Ufak bir şehir olduğu için de daha rahat ederim diye düşündüm. Bölüm de çok iyiydi. Eve çıkmaktansa yurtta kalmayı tercih ettim. Dört yıl oradaydım, çok keyifliydi.
Türkiye’ye dönmeden önce orada farklı şehirlerde yaşadınız, değil mi?
- Evet, aslında buraya gelmem gerekiyordu, ama ben Londra’da okuyan kardeşimin yanına gittim. Orada staj yaptım. Dört ay Amex’te (American Express) hazine bölümünde çalıştım. Üniversitede okurken de her yaz staj yapmıştım. Münih’te BMW’de staj yaptım, Almanca öğrenmek için üç ay Stuttgart’a gittim. Ufak tefek stajlarla kendimi işe hazırlamaya başladım.

İSTEDİĞİM YERDE İŞE BAŞLAYABİLİRİM

Türkiye’ye ne zaman döndünüz?
- Tam tarihini hatırlamıyorum. Sanırım 2004 yılıydı... Bu arada en büyük tutkum İspanyolca’ydı. İşe başlarsam öğrenmeye zamanım olmaz diye İspanya’ya gitmek istedim. İki kış dönemini Madrid’de geçirdim. Ben hep istediğim şeyleri yaptım. Yapmak istediklerimi yapınca da Türkiye’ye döndüm. Çeşitli departmanlarda çalıştım. Şimdiki yerim, pazarlama direktörlüğü ve üç markayla ilgileniyorum; BMW, Mini Cooper ve Land Rover. Yakın zamanda da OtoShow geliyor, onun heyecanı içerisindeyiz. Orada BMW i serisi, elektrikli otomobilleri göreceğiz. Nasıl bir satış olur bilemiyorum ama trend buna doğru gidiyor, iyi olacağını tahmin ediyorum.
Siz hiç kullandınız mı elektrikli otomobil?
- Henüz kullanmadım.
Türkiye’ye dönmek kaçınılmaz son muydu sizin için? İstediğiniz için mi aile şirketindesiniz?
- Çok isteyerek buradayım. Ben şu an istediğim yerde işe başlayabilirim, kendime o konuda güveniyorum ama burada olmak istedim. Çok keyifli bir işim var zaten.

OTOMOBİL KULLANMAK LAZIM, ÇOK KEYİFLİ
İlk arabanız neydi?
- Otomobillerin içinde büyünce insanın hayalinde bir otomobili olmuyor. Hepsi zaten sizin yanınızda; BMW 3.20 olsun, 5.00 olsun, hep gördüğünüz otomobiller. İstediğinizi istediğiniz zaman kullanabiliyorsunuz. 18 yaşındayken yeni BMW 3 serisi vardı, çok sevdiğim bir seriydi. Benim de bir tane siyah 3.20’m olmuştu.
Sabit bir arabanız var mı?
- Devamlı değiştiriyorum.
Sadece kendi grubunuzun sattığı otomobillerden mi kullanırsınız?
- Biz otomobillere duygusal olarak bağlanmıyoruz, biz markalara bağlıyız.
Hız yapar mısınız?
- Yapmamaya çalışıyorum. (Gülüyor) Biraz hızlı kullanıyorum.
Aracınızı kendiniz mi kullanıyorsunuz, şoförünüz mü var?
- Ben kullanıyorum, zevkle hem de. Otomobil kullanmak lazım, çok keyifli.
Otomobil kullanmayı kimden öğrendiniz?
- Babamın eski şoförü öğretmişti. Öğrendiğim zamanı hatırlamıyorum şu an ama, sanki hep biliyormuşum gibi geliyor.

URFA VE MARDİN’DEN ÇOK ETKİLENDİM
Bir kadın olarak iş hayatında zorluk yaşıyor musunuz?
- Aslında ben pozitif şeylere bağlanmayı tercih ediyorum. Negatif bir şey düşünmek istemiyorum. Genelde çözüm odaklıyımdır.
Hiç başka bir işin hayalini kurmadınız mı küçükken?
- Her çocuk gibi aynanın karşısına geçip şarkı söylemişliğim var ama her çocuk yapıyor zaten.
Medyadan uzaksınız, neden?
- Uzak kalmak istiyorum, ailem biraz daha göz önünde. İşte bu kadar uzak kalabiliyoruz...
Çok sık seyahat ediyor musunuz?
- Son iki senedir fazla seyahat ediyorum. Yeni bir şey görmek, yeni bir şeyle tanışmak bana enerji veriyor. Benim iki günlüğüne Singapur’a gittiğim oldu.
Favori şehriniz, ülkeniz hangisi?
- Beş sene önce Urfa’ya gitmiştim. Oradan ve Mardin’den çok etkilenmiştim. Bence herkesin oralara gitmesi lazım. Mardin’in inanılmaz bir enerjisi var. Özellikle favori bir şehrim yok ama gidip geldiğim bir yer olduğu için Londra’yı seviyorum.

Haberin Devamı

HİÇ HÜSRAN YAŞAMADIM
Yakın zamanda İspanyol sevgiliniz Javier Piles’le evleneceğiniz yazıldı, var mı ufukta evlilik?
- Öyle bir şey yok... Bir erkek arkadaşım var, evet ama şimdilik öyle bir şey yok. “İki kere hüsran yaşadı” yazılmış benim için, hiçbir hüsran yaşamadım. Açıkçası yaşadıklarım hep benim kararımdı. Hep daha iyisini yaşamak için yaşadım ne yaşadıysam. Belki daha ilginç olsun diye böyle yazıyorlar. Her yaptığımın arkasındayım, kendi hayatım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!