Mücadele olmadan aşk olmaz

Güncelleme Tarihi:

Mücadele olmadan aşk olmaz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2009 00:00

Başrollerinde Saadet Işıl Aksoy ile Mert Fırat’ın oynadığı “Başka Dilde Aşk”, hiç konuşmadan anlaşabilir miyiz, sorusuna yanıt arıyor. Doğuştan işitme engelli Onur ile bir çağrı merkezinde çalışan Zeynep’in aşkını anlatan film, sizi mücadele dolu bir aşk hikayesine ve belki de görmezden geldiğimiz engellilerin dünyasına götürüyor. 18 Aralık’ta vizyona girecek filmin oyuncularına, oldukça zor rollerine nasıl hazırlandıklarını sorduk.

Vizyona her hafta yeni Türk filmleri giriyor. Neden sizin filmi tercih edelim?
M. F: Samimiyeti yüzünden olabilir. Oyunculuklarda ve senaryoda her şey içimize sindi. Geniş bir zamanımız vardı. Çok çalışarak en iyisini yapmaya çabaladık.

Mert Bey siz aynı zamanda senaryo ekibindeydiniz. Hikayenin ana kahramanını neden işitme engelli yarattınız?
- “Hiç konuşmadan anlaşabilir miyiz?”i sorguluyoruz. Hayattaki tüm ötekileştirmelere karşıyız. Ve bunu engelliler üzerinden anlatmak istedik. Sessizliğin temsil edildiği kütüphanede çalışan işitme engelli bir çocukla, sesi temsil eden çağrı merkezinde çalışan bir kızın ilişkisi.

Engellilerin ötekileştirildiği görüşünde misiniz?
M. F: Toplumda ve dizilerde hep idealize edilmiş karakterler görüyoruz. Bence ortada faşizan bir durum var. Biz önyargıları kırmak adına çocuğun işitme engelli olmasını tercih ettik.

Onur hem sağır, hem dilsiz...
- Aslında aldığı eğitimden dolayı konuşabiliyor ama susmayı seçmiş. Çıkardığı sesler yüzünden hor görülüyor. Babası engelli olduğu için çekip gitmiş. Bu zaten engelli ailelerinde çokça görülen bir durum.

Peki siz bir işitme engelliye aşık olup aşkınızın peşinden gider misiniz?
S. A.: Tabii. Aslında herkes kendi içinde bazı engellerle yaşamıyor mu?
M.F: Mücadele olmadan aşk olmaz. Bir engelliye de aşık olup sonuna kadar peşinden gidebilirim.

ÜÇ AY DERS ALDIM KULAĞIMA TIKAÇ TIKADIM

Filmin senaryosunun 14 kere değiştiği doğru mu?

M. F: Evet. İşlediğimiz çok bıçak sırtı bir konu. Tamamen bir engellinin hayatını anlatırsak belgesel yapmış olacaktık. Biraz kalemin ayarını kaçırınca da durum ajite olabiliyordu. Bu yüzden derdimizi en iyi anlatan, en doğru senaryoyu yazana kadar uğraştık.

Role nasıl hazırlandınız?
M. F: Üç ay İşitme Engelliler Milli Fedarasyonu’yla birlikte çalışarak işaret dilini öğrendim. İşitme engellilerin duyduğu sesi anlamak için sırt üstü denize yatıp uzun süre denizi dinledim. Pek çok araştırma yaptım.

Engellilerle iletişim kurdunuz mu?
M. F: Tabii. En azından haftada bir defa bir araya gelip çalışıyorduk.

Hiç işitme engelli bir arkadaşınız olmuş muydu?
M. F: Ortaokuldayken dört sene birlikte okuduğum bir arkadaşım vardı. Onun sayesinde o dünyayı tanımıştım.

Peki o kontrolsüz sesleri nasıl çıkardınız?
M. F: Gerçekten duyamaz ve sesimi kontrol edemezsem neler yaparım diye düşündüm. Bazı sahnelerde dış seslerle ilişkimi kesmek için kulağıma tıkaç tıkadım.

Peki ana karakterin konuşamıyor olması izleyiciyi sıkılabilir korkusu yaşamadınız mı?
S.A: Gerçek hayatta da öyle değil mi? Erkekler susar, kadınlar konuşur!
M. F: Filmin temposu bir an bile düşmüyor. Merak unsuru her sahnede artarak devam ediyor. Uzun sessizlikler ve boşluklar da yaşanmıyor. Ayrıca işaret dili çok sinematografik.

İzleyici işaret dilini nasıl çözecek?
M. F: Film işitme engelliler için alt yazılı olarak hazırlandı. Ama alt yazı olmasa da rahatlıkla o dili anlayabilirsiniz.

SEVİŞME SAHNESİ DEĞİL BATTANİYE SAHNESİ VAR

Başka Dilde Aşk’ı, Issız Adam’a benzetenler oldu. Hatta “Sessiz Adam” ismini takanlar var.

M. F: Birisi espri olsun diye “Sessiz Adam” yazdı. Herkes de bu benzetmeyi ciddiye aldı. Issız Adam’da bir işitme engelli ve uğruna mücadele edilen bir aşk yoktu. Tek benzerliği İstanbul’da geçen bir hikaye olması.

Mücadele edilen aştan bahsediyoruz. Siz öyle bir aşk yaşadınız mı?
M. F: Evet. Aşk için mücadele güzeldir. Beni zaten öyle aşklar cezbediyor. Belki de bende bir arıza var.
S. A: Burada fikrimi söylemeyeyim.

Filmde 10 saniyelik bir sevişme sahnesi var. Onur işitme engelli olduğundan alışık olmadığımız sesler çıkarıyor sevişme sırasında...
M. F: Bu sesleri size burada tarif edemem. O sahne yaşanılan deneyimin bir anını gösteriyor.
S. A: Aslında çok da önemli bir an. Bütün ilişkiyi anlatıyor diyebiliriz.

Sahneyi “Battaniye altı” şeklinde tanımladığınız doğru mu?
M. F: Evet. Bir “Sevişme sahnesi mi var?” diye sordular. Ben de “Battaniye sahnesi var” dedim. Çünkü o sahnede biz yokuz. Üzerimizdeki battaniye var sadece.

Saadet Işıl Aksoy
EMPATİ KURACAĞINIZ ÇOK AN VAR

Yaptığım bir filmden sonra acaba her gün gördüğüm arkadaşlarıma rahatlıkla izletebilir miyim diye düşünüyorum. Bu film öyle oldu. Filmde seyircinin empati kuracağı çok an var. Ayrıca çok ciddi bir film diye düşünmeyin. Eğlenceli sahneler de mevcut.

Mert Fırat
CANLANDIRDIĞIM EN ZOR ROLDÜ


Ben aslında çok konuşkan bir adamım, bana çok zıt bir karakterdi. Şimdiye kadar canlandırdığım roller içinde en zoruydu. Ama çıkan sonuçtan çok memnunum. Hem artık işaret dilini de bir işitme engelliye derdimi rahatça anlatabilecek kadar biliyorum. Film sayesinde daha çok işitme engelli arkadaşım oldu. Onları daha çok hayatıma davet edip sokmaya başladım. Ben tabuların yıkılmasını istiyorum. Kürt meselesini konuşurken de bu mevzuyu konuşurken de korkuyoruz. Biz bu mevzuyu sıradanlaştırmak değil dikkat çekerek insanları konuyla yüzleştirmek istiyoruz.

BENİM DE ENGELLİ OLDUĞUMU DÜŞÜNDÜLER
İşitme engelliler fragmanı bile izleyince ağladılar. Çünkü ilk defa kendilerini ifade eden bir şey izlediler. Bir ana karakterin işaret dili konuşması onları çok cezbetti. Yabancı bir filmde Türkçe konuşulursa şaşırırsınız ya, öyle bir şey. Benim işitme engelli olduğumu düşünenler bile oldu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!