Mr. Gurme...

Güncelleme Tarihi:

Mr. Gurme...
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 31, 1997 00:00

Özel insanlarİşimin bir parçasının gereği olarak sık sık restoranlara gidiyorum.Restorancılık işinin müşterinin gördüğü kısmının gerisinde ne kadar da zor, ne kadar da yıpratıcı bir iş olduğunu biliyorum.Bu yüzden bu işe giren insanlara hep saygıyla yaklaştım.Çok özel insanlar tanıdım iki yıldır İstanbul ve diğer şehirlerde,İzin verirseniz bugün bu özel insanlardan bazılarının ismini vermek istiyorum.İlki Kemal Koç.Le Select restoranın ortaklarından. Gece gündüz demeden insalara güzel bir tad, güzel bir ambiyans sağlamak için çalışıp çabalayan bir insandır Kemal Koç.Onunla arkadaşlığımız daha yeni başladı.Ancak hemen kanım ısındı.Restorancılık gibi gecesi gündüzü olmayan bir işte sımsıkı sağlam ayakta bunca yıldır durabilmenin reçetesinin aile bağlarının kuvvetli olmasında yattığını eşi ve çocuğuyla tanışınca anladım.Kemal, fakir bir aileden gelmiş. Tam bir Anadolu çocuğu.Mesleğe bardak toplama düzeyinden başlamış.Yükselişi tam bir ‘Anadolu kaplanı’ öyküsü.Geçen akşam onun daveti üstüne Sabancı Korusu içindeki Le Classic’e gittik.Orayı da Kemal yönetiyor.Gitmeden önce beni uyardı. Classic’deki yemek kalitesi bence Le Select’ten yüzde 40 daha düşük, dedi.Gittik, hep birlikte masamıza oturduk. Nükhet Duru vardı o akşam. Özlemişim onu sahnede görmeyi.Hava da muhteşemdi. Ağaçlar gökyüzünü kaplamıştı koruda. Bence yemekler de çok güzeldi, servis de tıkır tıkır işliyordu.Neden yemek kalitesi Le Select’ten daha düşük dedin, diye sorduğumda da ‘benim kriterlerime göre öyle’ dedi.Kemal bey böyle bir insan işte. Mükemmeliyetçi. Bu nedenle de restorancılık sektöründa uzun yıllar onun bileği zor bükülecek.Zaten büyük oğlunu da Amerika’da otelcilik okutarak, bir gün tahtı ona devretme planları kuruyor.Le Classic’e güzel bir yemek yiyip, gayet nezih bir ortamda eğlenmek istiyorsanız mutlaka gidin.Başlangıç salataları mükemmel. Özel Classic salata, yeşil göbek salata içinde ton balığı, yengeç eti, kuşkonmaz, soya filizi ve mısırdan oluşuyor.Özel Classic tabakta da somon füme, ton balığı, yengeç eti, karides, göbek salata ve kuşkonmaz var.Sıcak başlangıçlardan bizim tattığımız granite karidesli erişte mükemmeldi.Sıcak başlangıçlar ile soğuk başlangıçların fiyatı 1 milyon ile 1 milyon 500 bin lira arasında değişiyor.Le Classic ana yemeklerde et ağırlıklı.Dana madalyon, dana pirzola, kekikli kuzu but ızgara, uzakdoğu usulü sebzeli tavuk, ızgara piliç ve de yoğurtlu kebap var.Ana yemeklerin fiyatı da 1 milyon 250 bin lira ile 1 milyon 750 bin lira arasında değişiyor.Tatlılardan da sakızlı fırın sütlaç ve çikolata ve fıstıklı parfeyi tavsiye ederim. Sütlaçın üstüne bir kup da dondurma koydurmayı ihmal etmeyin.***17 temmuz 1997 akşamı ancak rüyamda görsem inanacağım güzellikte bir akşam yaşadık.O gece Chaine des Rotisseurs’un geleneksel yemeklerinin bu dönemki sonuncusu Hyatt Regency Oteli’ndeydi.Chaine des Rotisseurs işi yemek ve restorancılık olan insanların üye olabildiği bir örgüt. Yani otel menajerleri, restoran sahipleri, aşçılar üye örgüte.Her 40 günde bir, bir başka otelde yemek düzenleniyor. Ev sahipliğini o otel yöneticileri yapıyor. Bir anlamda gayri resmi bir yarışma bu profesyoneller arasında.Yarışma sonucunda sıralama filan yapılmıyor, ama prestij söz konusu.Profesyoneller bu tür yemeklerde yapılan hataları hiç affetmiyorlar. Eleştiriler kulaktan kulağa yapıldığında çok da acımasız olabiliyor.Hyatt Regency’deki yemek tam anlamıyla MÜKEMMELDİ.Bu tür yemeklere ben ilk kez katıldım. Dostum Ali Esat’ın davetiyle yemeğe ‘sızdım’.Ancak mükemmel servis ve muhteşem yemekler nedeniyle şaşıran ve etkilenen sadece ben değildim.Profesyoneller de uzun süren alkışlarla beğenilerini dile getirdiler.Otelin Genel Müdürü Samir Harmouche, Yiyecek İçecek Müdürü Sinan Yılmaz ve servisi bir maestro gibi yöneten Bülent Aydın olmak üzere bu büyülü akşamı bize sunan Hyatt Regency Oteli personeline teşekkür ederim.Şimdi gelelim yemeklere...Hayır, ne yediğimizi anlatmayacağım çünkü kıskanabilirsiniz. ***Özellikle hafta sonlarında öğle saatlerinde Bebek’teki Ambassadeurs restorana gittiğimde İstanbul’un stresi tamamen kafamdan siliniyor.Restoranın Genel Müdürü Ali Sarıtaş suratından eksik etmediği gülümseyişi ve hoş sohbetiyle her zaman işinin başında.Tavsiye ediyorum ve tekrar söylüyorum. Boğaz elinizin altındayken güzel bir yemeği, hoş bir ortamda yemek isterseniz kendinizi Ali beyin profesyonel ellerine rahatlıkla bırakabilirsiniz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!