Motorcular çiçektir çiçekler de su ister

Güncelleme Tarihi:

Motorcular çiçektir çiçekler de su ister
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 30, 2006 00:00

Şimdi bu nasıl başlık kardeşim diyebilecek sevgili ağabeylerimi, kardeşlerimi sakin olmaya davet ediyorum öncelikle. Feminen oldu biraz kabul ediyorum ama güzel oldu vallaha. Konuyu anlayınca bana hak vereceksiniz eminim.

Yazın en sıcak günlerinde durumun anlam ve önemine uygun olarak bu hafta motosiklet tepesinde bizi bekleyen pek sinsi bir tehlikeden bahsedeceğim. Dehidrasyon, yani vücudun aşırı su kaybetmesi. Özellikle motosiklet kullanmak gibi sürekli konsantrasyon ve dikkat gerektiren bir iş için son derece sinsi bir tehlike. Uzun mesafeli sürüş yapanlar ya da yapacak olanlar bu konuya lütfen çok dikkat etsin.

Vücudumuzun ağırlığının yarısından fazlasını oluşturan su, yaşamsal pek çok fonksiyonumuz için son derece gerekli ve hassas bir düzenek ile işleyen bir dengeye sahip. Yemek yemeden 1 haftadan fazla yaşayabilirken susuz kalan bir insanın 1 hafta yaşaması mucize gibi bir şey. Vücudumuzun kaybettiği suyu hızla yerine koymamız gerekiyor. Eğer ki fazla su kaybetmeye başladıysak önce boğaz kuruluğu hissediyoruz. Bu kuruluk hissi aslında konsantrasyon bozukluğu, vücut koordinasyonunun bozulmaya başladığına bir işaret. Bu işareti alınca da normalde ilk fırsatta hemen bir yerden su bulup içeriz, değil mi? Evet normalde böyle. Fakat motosiklette giderken hem terleyerek su kaybettiğimizi fark etmiyoruz hem de hızla gelen hava akımları yüzünden akciğerlerimiz havayı nemlendirerek almaya başlıyor ve boğazımız kurumadan aslında ciddi miktarda su kaybetmiş oluyoruz.

İşte burası çok önemli, motosiklette uzunca bir süre yol aldıysak hiçbir zaman susadığımızı, boğazımızın kuruduğunu hissetmeyi beklememeliyiz. Çünkü boğazımız kuruduğunda aslında konsantrasyonumuzu büyük ölçüde çoktan yitirmişiz demektir. Yani bir süredir Allaha emanet motosiklet sürmüşüz meğer. Kıssadan hisse nedir? Susamadan su içmeyi alışkanlık edinmek gerek.

Bu konuda inat etmek hele ki otomobillerdeki gibi saatlerce durmadan motosiklet sürmeye şartlanmak bence son derece sakıncalı. Motosiklet tepesindeyken, sürekli olarak çevreyi takip ederek, gelişen yeni durumlara uygun tepkileri hızla verebilecek kadar tetikte olmalıyız. Yani virajı dönerken yolun ortasında kocaman bir çukur görünce gerekli manevrayı yapabilecek konsantrasyon hep elin altında mevcut olmalı. Yola çıkarken elimizde sınırlı miktarda bulunan dikkatimiz özellikle uzun mesafelerde susuzluk yüzünden tahmin edebileceğimizden çok daha çabuk bir şekilde tükendiğinin bilincinde olmak lazım. Konsantrasyonu kaybetmenin işaretleri ise gelişmelere geç tepki vermek ve motosikletin sanki kendi kendine gittiğini hissetmek, o an vermeyi düşündüğünüz tepkiyi istediğiniz gibi veremediğinizi hissetmek diyebilirim. Ben prensip olarak sıcak günlerde şehir içinde yarım saat, şehir dışında ise 1 saatten fazla mola vermeden motosiklet sürmeye kesinlikle devam etmiyorum. Sizden de bu konuda tedbirli olmanızı ve özellikle bu aralar sık sık yapılan uzun mesafeli sürüşlerde tam kuşam giyinmiş olmanızı ve amacın bir yere varmak değil, yolda olmak olduğunu unutmamanızı rica ediyorum.

Motosiklet sektörü nakavt

Yılbaşında pek çok ithalatçı firma için yağlı börek gibi görünen motosiklet sektörü önce ÖTV zammı ile sarsılırken dövizdeki dalgalanma ile iyice sendeledi, şimdi yerli üretimi korumak için istenen motosiklet başına 200-300 dolarlık teminat yüzünden nakavt olmuş durumda. Pek çok firmanın zaten iyice küçük vitese aldığı ithalatlar sanırım bundan sonra bıçak gibi kesilecektir. Umarım sayın devlet büyüklerimiz ne yaptığını biliyordur çünkü açıkçası ben şaşkınlık içinde izliyorum durumu. Yılbaşında hedeflenen beşyüzbin motosiklet rakamı kaç olacak bakalım. Neyse umarım ÖTV artırılması ve teminat isterken gösterilen "yerli üretimi destekleme" gerekçesi hayata geçer de ben de kuruntu yapmaktan kurtulurum.

Kia’nın en küçüğü dizel seçeneği ile daha cimri

Kia’nın küçük segmentteki temsilcisi Picanto, dizel motor seçeneğine kavuştu. Ocak-Temmuz döneminde 497 adet satış ile segmentindeki birinciliğini koruyan Picanto’nun, dizel motor seçeneği ile satışlarını daha da artırması bekleniyor. Picanto için geliştirilen 4000 d/d’de 75 beygir güç üreten 1.1 litre hacmindeki dizel motor, düşük emisyon değerleri ile de çevreci bir tutum sergiliyor. Common Rail Sistemi sayesinde motor, benzinli araçlar gibi atak ve sessiz çalıyor. 23 bin 260 YTL anahtar teslim satış fiyatıyla pazardaki yerini alan Picanto Dizel, yıl sonuna kadar tek donanım paketi ile satışa sunulacak. Bu versiyonda klima, sürücü hava yastığı, otomatik ön camlar, radyo-CD-MP3 çalar, merkezi kilit ve immobilizer standart donanım özellikleri arasında yer alıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!