Modern bir Robin Hood öyküsü

Güncelleme Tarihi:

Modern bir Robin Hood öyküsü
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2011 11:00

Kadir İnanır’ı uzun bir aradan sonra ekrana döndüren “İzmir Çetesi”, seyirciden büyük ilgi gördü. Kenan Ece ve Mustafa Üstündağ ile kamera karşısına geçen usta oyuncunun iki dolandırıcıyla işbirliği yapmak zorunda kalan dürüst bir esnafı canlandırdığı dizi, kısa sürede cumartesi akşamlarının vazgeçilmezi oldu.

Haberin Devamı

Kadir İnanır (Cemal)         

Gençler beni izleyip heyecanımı görsün       

Kadir Bey, “İzmir Çetesi” ilgiyle izleniyor. Sizce seyirci neden bu kadar sevdi diziyi?             

- Dizideki karakterler küçücük dünyaları olan büyük insanlar. Modern bir Robin Hood öyküsü anlatıyoruz. Masumların kanını emen, haksızlık yapanları soyup, aldıklarımızı o haksızlığa uğrayanlara veriyoruz. Seyirci izlerken hem gülüyor, hem üzülüyor hem de düşünüyor. Çok güzel bir dizi çekiyoruz. Rol arkadaşlarımız yeni olmalarına rağmen gayet başarılılar. Yönetmenimiz de öyle. Tüm bu güzellikler birleşince heyecanlı ve coşkulu bir çekim süreci geçiriyoruz. Bu durum da seyirciye yansıyor tabii.

Sizde de heyecan oluyor mu?

- Kameranın karşısına her geçtiğinde mesleğe yeni başlamış gibi heyecanlanmazsan, o iş olmaz. Genç arkadaşlarıma tavsiye edebileceğim tek şey; beni çalışırken izleyip heyecanımı görmeleri.

Rol arkadaşlarınız Mustafa Üstündağ ve Kenan Ece’yi nasıl buluyorsunuz?

- İkisi de son derece yetenekli. Zaman zaman beni hayrete düşüren performanslar sergiliyorlar.

Çekimler İzmir’de yapılıyor. Gurbetlik çekiyor musunuz? 

- Benim sinematografimde gurbet ağır basıyor. İzmir de gurbet benim için, İstanbul da. İstanbul öyle bir şehir ki, dünyalar kadar sevdiğim halde hâlâ ondan korkarım.

Set çalışanları dizilerin sürelerini protesto ediyor, “Yerli Dizi Yersiz Uzun” eylemleri yapılıyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

- Diziler çok ağır tempoda çekiliyor, süreleri de çok uzun. Bu kadar senaryoyu yazacak kadro da Türkiye’de olmadığı için televizyonlarda yayınlanan projelerin kalitesi ister istemez düşüyor. Setlerde günde 16-17 saat çalışarak güzel sahneler çekemezsiniz. Arz ve talep var, işler şimdilik böyle ilerliyor ama bunun bir şekilde düzelmesi lazım.

Haberin Devamı

Mustafa Üstündağ (Selami)

Bana çalıntı araba sattılar

Sizi Selami rolünde izliyoruz. Ateş’le de iyi bir ikilisiniz. Diziyi henüz izlememiş olanlar için soralım, bu ikili nasıl bir araya geliyor?

- Bir maç çıkışında karşılaşıyoruz. O gün kavga ediyoruz ama sonra çok iyi arkadaş oluyoruz ve birlikte çalışmaya başlıyoruz. Bunlar kötü adamlar değiller. Zenginden alıp fakire veriyorlar. Dolandırdıkları adamları da özenle seçiyorlar.

Sizin bir dolandırılma hikâyeniz var mı?

- Evet, herkesin başına gelir zaten bu tür olaylar. Çalıntı araba satmışlardı bana. O arabayla trafiğe çıktığımda durumun farkına varıldı tabii.

Dizide Kadir İnanır’ın canlandırdığı Cemal karakterini dolandırıyorsunuz. Gerçek hayatta dolandırıcı olsaydınız, Kadir Bey’i dolandırabilir miydiniz sizce?

- Kadir Abi’ye öyle bir şey yapamayız. Duruşundan dolayı insan ilk gördüğü zaman iki kilo kan kaybediyor! Ama aslında yumuşacık, babacan bir adam.

Kadir İnanır ile çalışmak nasıl bir deneyim?

- Onunla birlikte oynamak çok eğlenceli. Yılların ustası, nerede ne yapacağını çok iyi biliyor. Biz de onun tecrübelerinden faydalanıyoruz. Bizi çok güzel yönlendiriyor.

İzmir’e taşınmayı düşünür müsünüz?

- Düşünebilirim... Ama eşim İstanbul’da, sürekli gidip geliyorum. Şimdilik yapacak bir şey yok.

Haberin Devamı

Kenan Ece (Ateş)

Mustafa’yla tanıştığımızda birbirimizden hoşlanmadık

Kenan Bey, Mustafa Üstündağ ile önceden tanışıyor muydunuz, ilk kez bu proje için mi bir araya geldiniz?

- Önceden tanışmıyorduk. Tanıştığımızda da birbirimizden pek hoşlanmadık açıkçası, aramızda soğuk rüzgârlar esti. Hatta dizide iki yakın arkadaşı canlandıracağımız için “Acaba nasıl olacak, birlikte nasıl çalışacağız” diye düşünmeye başladım. İzmir’e geldiğimizde ise çok iyi arkadaş olduk. Şimdi Mustafa’yla aynı dizide oynamanın benim için bir şans olduğunu düşünüyorum. Birbirimizi tamamlıyoruz. Farklılıklarımız, zenginliğimiz oluyor.

Canlandırdığınız Ateş karakteri dolandırıcılık yapıyor. Siz hiç dolandırıldınız mı?

- Evet, dolandırıldım. Okuldan mezun olduktan sonra üç aylığına New York’a taşınmıştım. İş ilanlarına bakarken “Yeni mezun uluslararası danışmanlar aranıyor” diye bir ilan gördüm. Hemen ilandaki adrese, Wall Street’teki bir binaya gittim. Üçüncü katta, boş bir ofiste bir adam vardı. “Ben senin için iş ararım ama önce sen bana bir 100 dolar ver, kırtasiye malzemelerimi alayım” dedi. Bir kağıt imzaladık karşılıklı. Sonra adam kayboldu tabii.

Son paranız mıydı o 100 dolar?

- Neyse ki değildi de eve dönebildim.

Ateş, yakışıklılığıyla zengin kadınları da ağına düşürüyor. Peki bu genç adam kalbini gerçekten birine açacak mı?

- Mutlaka açacaktır ama o bize de sürpriz olacak.

İzmir’de günler nasıl geçiyor?

- Geçen iki günlüğüne İstanbul’a gittim, hemen buraya dönmek istedim. İzmir, İstanbul’a göre çok daha rahat bir şehir, insanları da öyle. Burada olmaktan dolayı mutluyum.

Peki İzmir’in kızlarıyla aranız nasıl?

- Sürekli çalıştığımız için henüz öyle bir durumumuz olmadı. İlgi bazında ise durum çok iyi. Bazen sete neredeyse bin kişinin geldiği oluyor. Kadir İnanır’ın hayranlarından ister istemez biz de faydalanıyoruz. Kadir Abi’nin kalabalık yüzünden adım atmakta zorlandığı oluyor kimi zaman. O benim için enteresan bir fenomen. Onunla çalışmak çok güzel bir deneyim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!