Midesi sağlam olmayanlar bu yazıdan uzak durabilir

Güncelleme Tarihi:

Midesi sağlam olmayanlar bu yazıdan uzak durabilir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2004 00:00

Geçen hafta elime geçen ve süratle okuduğum bir kitap Cüneyt Arkın’ın sabrının taşarak karşısındaki kitleye kafa göz patlatmak üzere daldığı anlardaki meşhur repliği tekrarlattı bana: ‘Bozdum ulen yeminimi, nihaaaaa!’Seri cinayet işleyen katiller konusunda uzun süredir yazı bekleyenler var. Son olarak Jeffrey Dahmer’le yapılmış geniş bir röportaj okumuş ve söz konusu röportajın etkisiyle bu konuda bir süre başka bir şey okumama kararı almıştım.Okumayınca yazı da çıkmıyor haliyle, di mi?Geçen hafta elime geçen ve süratle okuduğum bir kitap Cüneyt Arkın’ın sabrının taşarak karşısındaki kitleye kafa göz patlatmak üzere daldığı anlardaki meşhur repliği tekrarlattı bana: ‘Bozdum ulen yeminimi, nihaaaaa!’Kitabın adı ‘Ölüler de Konuşur’ Saga Yayınları adında, açıkçası tanımadığım bir yayınevi çıkarmış.Yazan kişi Adli Tıp Antropolojisi’nin öncü isimlerinden Dr. William Maples. Daha doğrusu Maples’ın anıları, Michael Browning tarafından kitaplaştırılmış.Patricia Cornwell ablamız, kitap için ‘Bir başyapıt!..’ diyor.Ben size kitabı okurken altını çizdiğim birtakım bölümleri aktaracağım. Midesi hassas olanlar, bu noktadan itibaren daha ferahlatıcı mevzularla ilgilenmek üzere ayrılabilirler. Hak veririm, saygı duyarım...Hakiki manada enteresan ve hafiften hasta ruhlara yönelik ayrıntılara takılmak isteyenler beni, daha doğrusu Dr. Maples’ı takip etsin lütfen...Eğer taze bir şeyler üzerinde çalışıyorsak, odaya girer girmez bunu anlamanız mümkündür. Koku bazen çok iğrençtir, bazen de ister inanın ister inanmayın, iştah açarlar. Florida Doğa Tarihi Müzesi’ndeki laboratuvarımda çalışırken gelip ‘mmm, ne pişiyor?’ ya da ‘Gerçekten çok güzel kokuyor’ diyenler çok olurdu; pişen şeyin yeni yanmış bir insan olduğunu duyunca da betleri benizleri atar ve koşarak kaçarlardı.(İnsan vücudunun) çürümesini etkileyen pek çok faktör vardır. Buza gömülen bir beden neredeyse sonsuza kadar korunabilir. Çürümüş bitkiler ve nem de çürümeyi geciktirir. Kuru kumda, vücut parşömen gibi mumyalanır. Fakat toprağın üstünde, özellikle sıcak havada iskeletleşme süreci insanı hayrete düşürecek kadar kısadır. Dokuz gün, ya da ona yakın bir süre yeter.Hiçbir zaman Kuzuların Sessizliği filmideki FBI ajanları gibi otopsi sırasında üst dudağıma mentol sürmem. Zaten tanıdığım kimse bunu yapmaz. Zaten bir süre sonra kokuyu düşünmemeye başlarsınız.Saçların ve tırnakların öldükten sonra da uzamaya devam ettikleri bir hurafedir. Gerçekte etraflarındaki deri geri çekilince saç ve tırnak daha göze çarpar hale gelir.(Ölümden sonra) çürümeye vücuttaki bakteriler neden olur. Kan, bakterilerin yayılıp çoğalmasına uygun bir deniz gibidir. Damarlar ve dokulara gaz yayılmaya başlar. Vücut bu metan gazından dolayı şişer ve 12 ila 18 saat içinde normal halinin iki üç katına ulaşır.Adını vermeyeceğim bir çalışma arkadaşım, ziyaretçilerine bazen bu olayı şu şekilde gösterir: ‘Laboratuvarın ışıklarını kapatır, bir kibrit yakar ve şişmiş vücuda bir iğne saplar. Oradakilerin şaşkın bakışları arasında cesetten mavi alevler yükselir.(Ölümden sonra) derimiz bağlı olduğu yerlerden ayrılır; öyle ki eldeki deriler neredeyse bir eldiven gibi çıkartılabilir fakat, tırnaklar düşer. Çıkartılan bu ‘eldivenler’den hálá parmak izi alınabilir. Bunu yapmak için görevli kişinin ölü deriyi kendi eldivenli eline geçirip, ölünün parmak izlerini mürekkebe batırdıktan sonra beyaz kağıdın üzerinde dikkatlice yuvarlaması gerekir.(İskelet bulmanın zorluğu üzerine) Eskiden iskelet ihraç eden Hindistan ve Bangladeş, ulusal haysiyetlerini korumak amacıyla artık bu ihracatı durdurdular. Benim öğrencilik yıllarımda birinci sınıf bir iskelet 600 dolar ederdi. Bugün eğer bulabilirseniz, 3 ila 5 bin dolar arasında. Şimdiki öğrencilerin kullandıkları plastik iskeletler ise 659 dolar... Bizim meslekte kendinize güveninizin sarsıldığı zamanlarda, birkaç bin dolar değerinde kemiğe sahip olduğunuzu ve her geçen gün değerlerinin arttığını düşünerek avunabilirsiniz.Gömülmüş bir bedenin dört bir yanını sarmış kurtçuklar hikayesi gerçek değildir. Aslında kurtçuklar toprak altında yaşamaz. Peki oraya nasıl gelmişlerdir? Sinekler ölümden önce bile vücudun üstüne yumurtalarını bırakırlar ve onların solucan gibi kıvrılan, kurtçuk olarak bilinen larvaları, 24 saatten az bir süre içinde yumurtalarından çıkarlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!